Bunları Başbakan’a aktarabilen Hulusi Akar’dan TSK’yı koruması beklenebilir mi

Bir genelkurmay başkanının katlanamayacağı böyle bir olayı yaşayabilen ve düşeceği durumu düşünmeden bunları Başbakan’a aktarabilen Hulusi Akar’dan TSK’yı koruması beklenebilir mi

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın Başbakan Binali Yıldırım’a söylediklerini okumuşsunuzdur. Başbakan’ın kürsülerde anlattığına göre Akar kendisine şunları söylemiş;

“Albay’a bir talimat veriyorum, albaydan çıt yok. Adam bir şey söylemiyor. Tamam, başüstüne falan demiyor. Merak ediyorum niye böyle yaptı diye, gidiyor bir astsubaya… Abisi oymuş, amiri daha doğrusu… Astsubaydan olur alırsa dönüp, ‘Peki komutanım yapayım!’ diyor.

İki kişi arasında geçen bir konuşmanın aktarılması elbette Başbakan adına bir talihsizliktir. Ama bu, anlatılanların Genelkurmay Başkanı için yüz kızartıcı olduğu gerçeğini değiştirmez.

Bunları okuyan, ister asker isterse sivil, kim olursa olsun herhalde şaşkınlık geçirmiştir.

Bir genelkurmay başkanı bu kadar aciz, bu kadar zavallı bir duruma düşebilir mi?

Sen TSK’nın başı olarak bir talimat vereceksin, bu talimatı alan subay, bunu yerine getirmek için bir başkasının onayını almak gereğini duyacak!

Ve o Genelkurmay Başkanı, bunu bilmesine rağmen sesini çıkarmayacak ve Genelkurmay Başkanı koltuğunda oturmaya devam edecek! Olacak iş değil!

Bırakınız askeriyeyi, sivil bir kurumdaki herhangi bir yetkili böylesi bir davranışla karşılaşsa, incinen gururu nedeniyle gereğini yapar…

Gereğinin ne olduğunu anlatmaya gerek yok herhalde; Kendisini bu duruma düşürenlerden anında hesap sorar, başaramazsa da basar istifayı gider…

Bunları da yapamazsa, en azından ‘duygu sömürüsü’ yaparcasına bunu Başbakan’a anlatmaz ve bugün düştüğü duruma düşmez!

BÖYLE BİR GENELKURMAY BAŞKANINDAN…

Bir genelkurmay başkanının katlanamayacağı böyle bir olayı yaşayabilen ve düşeceği durumu düşünmeden bunları Başbakan’a aktarabilen Hulusi Akar’dan TSK’yı koruması beklenebilir mi?

Ordunun ele geçirilme sürecinde çeşitli düzeylerde komutan olacaksın…

En son işgal ettiğin genelkurmay başkanlığı makamında otururken bir albaya söz geçiremeyeceksin…

Dahası bu albayın, senin tarafından değil de bir astsubay tarafından yönetildiğini bizzat göreceksin…

Silahlı Kuvvetlerin her köşesinde darbe havası varken, senin haberin olmayacak…

Terfisinde etkili olduğun AKP Milletvekili’nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli tarafından yönetildiği söylenen bir “tahliye” hareketi ile alınıp götürülürken hala o generalden yardım bekleyeceksin…(Bu konuda görgü tanıklarının anlattığı çok şey var!)

Götürüldüğün yerde astların tarafından her türlü aşağılayıcı muameleyle karşılaşacaksın…

Sonra da ertesi günü resmi giysiler içinde, hiçbir şey olmamış gibi, koltuğunda oturmaya devam edeceksin…

Olmaz böyle bir şey, Hulusi Paşa!

Bu teslimiyet içinde olan sizden yardım bekleyenler elbette avuçlarını yaladılar. Çünkü siz Gülhane ile askeri eğitim/öğretim kurumları kapatılırken, bunları kapatan iradeye karşı çıkacak ruh dinginliği içinde değildiniz.

Üstelik bu kararı verenlere TSK içinde düştüğünüz durumu anlatarak, onlara askeri eğitim kurumları ile askeri doktorluğu yerle bir etme şansını bizzat siz vermiş oldunuz.

SAYIN AKAR, SAYIN FİDAN; KONUŞUNUZ!

Sayın Komutan, belli ki siz çok şey biliyorsunuz. Bildiklerinizi tam olarak söylemekten çekiniyor olabilirsiniz. Ama korkunun ecele faydası yoktur diye bir özlü sözümüz vardır.

Bir koltuk uğruna, Darbe Komisyonu’nun çağrılarına kulak tıkamayınız.

Darbe Komisyonu üyesi Aytun Çıray yakanızı bırakmayacak Hulusi Paşam. Sadece sizin değil MİT Başkanı Hakan Fidan’ın da, gidip komisyona ifade verinceye kadar yakasını bırakmayacak gibi görünüyor.

Neden bıraksın ki!

Darbe girişimini en iyi bilen iki kişi siz değil misiniz?

Hele de Sayın Fidan!

Artık bilmeyen kalmadı. 15 Temmuz saat 15’ten sonra Hakan Fidan darbe hakkında bilgi sahibi olmuş. Havada uçan sineği bile Cumhurbaşkanı’na haber veren Fidan, böylesine çok önemli bir olaydan Cumhurbaşkanı’nı bilgilendirmemiş olabilir mi?

Buna inanmamızı istemek, aklımızla eğlenmek değil de nedir? Eğer haber vermemiş olsaydı, makamında bir saat oturabilir miydi?

SİVİL BÜROKRASİDE HERKES BUNLARI KONUŞUYOR

Marmaris’te, Ankara’da, İzmir’de, askeri ve sivil kesimde, bürokraside kiminle konuşsam herkes şunları konuşuyor;

“MİT ve Genelkurmay Başkanı Komisyon’a ifade vermek istemediğine göre…

Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen eski ve yeni AKP’li milletvekillerine hiç dokunulmadığına göre…

Cumhurbaşkanı, darbe girişimi sırasında görevde olan bir ‘çekirdek’ kadroyu özenle koruduğuna göre…

İşin içinde başka bir şey var!” diyorlar.

NECDET ÖZEL’DEN FARKINIZ OLMAZ

Sayın Akar Paşa, bu aşamada sizden bir şey beklemenin anlamı olmadığını herkes biliyor. Çünkü bugüne kadar bir genelkurmay başkanı olarak yapmanız gerekenleri yapmadınız. Üstelik, o makamda kalarak TSK’ya zarar vermeye çalışanların işini kolaylaştırdınız.

Hiç olmazsa, yarın emekli olduktan sonrasını düşününüz ve ezilmişlik psikolojisini bırakarak bildiklerinizi anlatınız.

İnsanların arasına çıkmak zorunda kalacağınız emekliliğinizde, Necdet Özel’den farkınız olmaz bilesiniz!

Prof. Dr. Suat Çağlayan

Odatv.com

Hulusi Akar cemaat arşiv