Bu tuzağa düşmeyin

1990'lar…

Oluk oluk kan aktığı dönem…

İnsan Hakları Derneği Elazığ Şube Başkanı Avukat Metin Can ve dernek üyesi Doktor Hasan Kaya 21 Şubat 1993'te kaçırıldı. Aynı gün Can'ın ailesini arayan bir kişi “Başınız sağ olsun” deyip telefonu kapattı. Ertesi gün aileye bu kez inleme sesleri dinletilip ayakkabıları bir torbanın içinde evine gönderildi. Ve:

İşkence edilmiş, başlarından vurulmuş cesetler 27 Şubat'ta bulundu…

Katillerin kimler olduğunu “Binbaşı Ersever'in İtirafları” kitabımda yazdım. Aileler kitabı delil göstererek Elazığ Cumhuriyet Savcılığına başvurdu.

Savcıların verdiği “görevsizlik” kararı nedeniyle dosya Elazığ, Tunceli, Kayseri, Erzincan ve Malatya'ya gidip geldi. Etkin soruşturma yapılmayınca dava açılmadı. Kaya ailesi dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi/AİHM'e taşıdı.

AİHM beni tanık olarak çağırdı…

Mahkemeye bildiklerimi söylerken, Türkiye'yi savunan avukat kulağıma eğilip şunu dedi:

-“Lütfen ülkemizi küçük düşürmeyelim Soner Bey!”

Bu tavır aslında bizim hukuka-adalete bakışımızı yansıtıyor. Faili meçhul cinayetleri savunmak yurtseverlik olabilir mi? Hukuk devletine ne gerek var o zaman?

O gün, mahkeme salonunda da bildiklerimi anlattım. AİHM, Türkiye'yi mahkûm etti…

KULÜP DİZİSİ

Şuraya geleceğim:

“Kulüp” dizisiyle yakın tarih tartışması alevlendi: 1942'de çıkarılan Varlık Vergisi!

Salkım Hanımın Taneleri” filmiyle de benzer polemik yaşanmıştı.

Oysa… Diziler, filmler üzerinden tarih tartışması yapılmaz. Bunlar kurgudur; senarist ve yönetmen hayaline göre eser meydana getirir. Örneğin:

Quentin Tarantino, “Soysuzlar Çetesi-Inglourious Basterds” filminde Hitler ve Goebbels'i sinema salonundan yakarak öldürdü! Bunun tartışması yapılabilir mi?

Ama ülkemizde dizide-filmde anlatılanları gerçek sananlar var! “Kulüp” dizisini seyredip Varlık Vergisi hakkında ahkâm kesiliyor! Ne alaka ise konu mutlaka 6-7 Eylül 1955 olaylarına getiriliyor! Yahu aralarında on üç yıl fark var…

Ki dizinin; –Varlık Vergisi yüzünden sevgilisini (Varlık Vergisi çıkmadan önce) 1938'de öldürmesi gibi zorlama zaman problemleri var! Neyse, konumuz dizi değil…

Konu, Varlık Vergisi:

Salt Türkiye'de değil, yasa hemen her ülkede çıktı.

Örneğin, Zafer Vergisi (The Victory Tax), ABD'de 1942-1944 yılları arasında uygulandı. 2 milyon dolar geliri olandan yüzde 67 vergi alındı. Bu oran İngiltere'de yüzde 80 idi!

ABD ve İngiltere sadece İkinci Dünya Savaşı değil, Birinci Dünya Savaşı'nda da Özel Gelir Yasası çıkardı.

Savaşa girmeyen İsviçre bile beş yıllığına varlık vergisini yürürlüğe soktu.

Türkiye'de iki yıl uygulandı.

İlk savaş vergisinin 1874'te Üçüncü Carlist Savaşı sırasında İspanya'ya yürürlüğe girdiğini anımsatırım…

ÖKTE'NİN İNTİKAMI

Dönem İkinci Dünya Savaşı…

18 milyonluk Türkiye'nin 1 milyonu askere alındı. Büyük bölümü köylüydü. İtibariyle tarım üretimi düştü; ekmek karneye bağlandı, karaborsacılık başladı.

Bu arada… Devlet de gerek savunma giderleri ve gerekse askerini doyurmakta finans zorluğu çekti. Devletin 1939'da 390 milyon lira olan bütçe harcaması, 1942'de 900 milyon liraya çıktı.

Türkiye'de Varlık Vergisi salt azınlıklardan değil, (Mareşal Fevzi Çakmak dâhil) Müslümanlar ve yabancılardan da alındı. “Alındı” demek de pek doğru değil; Türkler vergilerinin tamamını verdi, azınlıklardan verginin yüzde 20-25'i tahsil edilemedi.

Tahsil edilen 315 milyon liranın içinde; gayrimüslimlerden 30 milyon lira, yabancılardan 130 milyon lira, Müslümanlardan ise 155 milyon lira alındı…

Mesele sadece para değil kuşkusuz, uygulamada hatalar yapıldı.

Mesela… Tüm azınlıkları zengin görmek hataydı.

Mesela… Listelerde kayırmalar yapmak hataydı.

Mesela… Gerekçeleri ne olursa olsun vergi ödemeyenleri Erzurum/Aşkale'ye göndermek hataydı.

Mesela… Savaş koşulları bile olsa siyasetin-basının dili çok sertti.

Şunu eklemeliyim: Bu konuda kaynakça olarak -dönemin İstanbul Defterdarı- Faik Ökte'nin “Varlık Vergisi Faciası” kitabı gösteriliyor! Ama… Bir Ermeni vatandaşa baskı yapıp evini çok ucuza aldığı için Faik Ökte'nin o dönem yargılandığından bahsedilmiyor! Ökte'nin kitabını CHP'den intikamı almak için 1951'de DP iktidarı döneminde yazdığını da hatırlatırım!

Bunları hep tartışalım. Ancak ulus devleti karalamak isteyen neoliberalizmin etnisite tuzağına düşmeden!

Dizi-film duygusallığını bırakıp hakikatin yanında duralım…

Soner Yalçın

Odatv.com