Bu paket Cumhuriyet’ten rövanş alma paketidir

Adı “demokratikleşme” olan, ama demokrasiyle hiç ilgisi bulunmayan “paket” sonunda açılmıştır. Basın toplantısına Sözcü, Aydınlık, Yurt, Sol...

Adı “demokratikleşme” olan, ama demokrasiyle hiç ilgisi bulunmayan “paket” sonunda açılmıştır. Basın toplantısına Sözcü, Aydınlık, Yurt, Sol, Yeniçağ, Birgün, Evrensel, Özgür Gündem gibi gazetelerin, Halk, Ulusal, İmece, Hayat gibi televizyon kanallarının çağrılmaması, paketin nasıl bir “demokratik yaklaşımla” hazırlandığını ortaya koymaktadır.

Buna olsa olsa “AKP Paketi” ya da daha doğru anlatımla “RTE Paketi” denilebilir. Bu, Atatürk Devrimi’nden ve Cumhuriyet’ten rövanşı alma paketidir.

AKP’nin iktidara geldikten sonra inandığım, 2007 Ağustos’undan sonra yazılarımda yer verip konuşmalarımda dile getirdiğim gibi, AKP’nin bir “Büyük Projesi” vardır. Bu proje, Atatürk Cumhuriyeti’ni İslami cumhuriyete dönüştürmeyi amaçlamaktadır.

Savımızı birkaç gerekçeye dayandırmak olanaklıdır.

- Birinci gerekçe, AKP’nin lider kadrosunun kafa yapısından kaynaklanmaktadır. AKP ileri gelenlerinin geçmişteki söylemleri, yetişme tarzları, aldıkları dinsel içerikli eğitim siyasal İslam’ı egemen kılacak bir yönetim biçimine yönelmelerini zorunlu kılmaktadır.

Doğmaları dayalı eğitim görenlerin kafaları, eleştirel ve sorgulayıcı olamadığı için tek yönlü çalışmaktadır. Koşullandırılmış bu kafa yapısında inanca karşı aklın ve bilimin yeri yoktur. Koşullandırmanın hedefinde de şeriat vardır.

Nitekim AKP ileri gelenlerinin geçmişte, “şeriatçı” olduklarını ve “İslam’ı referans aldıklarını” söylemeleri bunun kanıtıdır. İslam’ın referans alınması dünya ve devlet işlerinin dini kurallara göre düzenlenmesi, dinin politika aracı yapılması, siyasallaştırılması demektir. Nitekim 11 yıllık AKP iktidarı döneminde yapılanlar bu yöndedir. Binlerce örneğini görmek olanaklıdır.

Dinci çevrelerde yetişen, dinci eğitim sistemiyle beslenen kişilerin şeriat hedefinden sapmalarına olanak yoktur. Bunun istisnaları, istisna sayılmayacak kadar azdır. Nitekim başlangıçta “Milli Görüş” gömleğini çıkardım diyen Başbakan Erdoğan, “Ben değişmem” söylemiyle gerçeği ortaya koymuş ve yandaşların bir bölümünü hayal kırıklığına uğratırken gerçek tabanını sevindirmiştir.

- Savımızın ikinci gerekçesi, AKP’nin Büyük İslami Projesi ile ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin örtüşmesi ve ikili arasında projelerin ortaklaşa gerçekleştirilmesi için işbirliği yapılmasıdır.

ABD, Ortadoğu’da çıkarlarını koruyabilmesi için, Türkiye Cumhuriyeti’nin “ılımlı İslami” rejime dönüşerek, bu bölgedeki ülkelere model ve lider olmasını planlamıştır. AKP için bu durum kaçırılmaz fırsattır. Karşılıklı sözlerle anlaşma sağlanmıştır. “İslami rejim” alınıp, Güneydoğu verilmiştir.

- İktidar olduktan sonra yasama ve yürütmede gerçekleştirilen eylem ve işlemler, “Büyük İslami Proje”nin bir başka ve somut kanıtıdır. 11 yıldır yapılanları arka arkaya sıraladığımızda, bunların hiç de tesadüfi olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu planlı bir projedir ve Atatürk Cumhuriyeti’ni yok etmeyi amaçlamaktadır. Başta eğitim tüm eylem ve işlemler bu hedefe ulaşmak için yapılmaktadır.

“İRTİCA HORTLADI DİYORLAR”

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yaptığı basın açıklamasında “İrtica hortladı diyorlardı; hani nerede?” diye soruyor. İrticanın hortladığını görmek için, Türkiye Cumhuriyeti’nin Aydınlanma Devrimi’ne inanmış, onu benimsemiş olmak gerekiyor. Eğer yapılan işler Atatürk ilke ve devrimlerine uymuyorsa, eylem ve işlemler yapılırken din referans alınıyorsa irtica hortlamış demektir. Çünkü irtica “siyasal İslam’ın” ta kendisidir.

İrtica ile mücadele edenlerin yargılanmaları da irticanın devlet düzeni durumuna geldiğini ve kendisiyle mücadele edenlerden öç almakta olduğunu göstermesi yönünden önemlidir.

Aslında siyasal İslam’ın egemen kılınmasının bir takvime bağlı olduğu AKP İstanbul İl Başkanı, Başbakan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından anlaşılır biçimde ifade edilmiştir.

İl Başkanı, “Tasfiye dönemi bitti; şimdi yeniden yapılanma dönemindeyiz” gibi bir açıklama yapmıştır. Bu ifade, İslami cumhuriyet yönünde artık sonuç alma dönemine girildiğini açıklamaktadır. Atatürkçü Cumhuriyet’in tasfiye edildiği, İslami cumhuriyetin yapılandırılacağı bundan daha açık nasıl anlatılabilir?

Başbakan Erdoğan, “paketi” açtığı konuşmasında, “Biz zamanı geldikçe paketleri açıyoruz” diyerek bir “zamanlama” vurgusu yapmıştır. Örneğin, Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması konusu, “henüz zamanı gelmediği için” son anda paketten çıkarılmıştır. Yeni düzeni sağlayacak dönüşümler, engeller kaldırıldıktan sonra, “hazmettire hazmettire” ele alınıp gerçekleştirilmektedir.

TBMM Başkanı da, yine yaklaşık ve özet olarak “Bunları iktidara ilk geldiğimizde yapamazdık, artık zamanı geldi” demiştir. Peki, İslami cumhuriyete dönüşün zamanı nasıl gelmiştir?

ENGELLERİN KALDIRILMASI

“Büyük Proje”yi gerçekleştirmek için önlerinde kimi engeller vardı. Önce bu engellerin bertaraf edilmesi gerekiyordu.

2007 Eylül’üne kadar ağır aksak adımlar atıldı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresinin bitmesi ve AKP’li Abdullah Gül’ün 11. Cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasıyla, birinci ve en önemli engel kendiliğinden ortadan kalktı. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi…

Önce kamu kurum ve kuruluşlarındaki işgal işlemi tamamlandı. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bile Atatürk düşmanlarıyla dolduruldu.

Ardından ABD’nin kurguladığı senaryo ve yaratılan düzmece belgelerle, ABD çıkarlarını gözetmeyen ve AKP’nin “İslami Projesi” önünde büyük engel oluşturan Türk Silahlı Kuvvetleri üst düzey komutanları tutuklanıp, ayakaltından çekildi.

Toplumu etkileyecek “kanaat önderi” aydınlar, gazeteciler, bilim insanları tutuklandı.

Medya, YÖK, üniversiteler yandaş kılındı.

2010’da, Cumhuriyeti dönüştürmede TSK kadar önemli engel olan yargıya el atıldı. Anayasa değişikliğiyle yargı bağımlı ve yanlı duruma getirildi.

Tüm engeller aşılıp, 2011 genel seçimlerinde de % 50’ye varan oyla yeniden iktidar olununca, “Millet bize rejimi değiştirme yetkisi verdi” yanlış düşüncesiyle, İslami rejim yönünde dev adımlar atılmaya başlandı.

GERİCİLİK VE BÖLÜCÜLÜK ADIMI

İşte bu paket o adımlardan biridir. Bu paketle gericiliğin ve bölücülüğün son adımlarından biri daha atılmaktadır.

Gericilik ve bölücülük Anayasa Mahkemesi’nce uzun yıllar parti kapatma nedeni sayılmış ve hemen tüm partiler bu iki nedenle kapatılmıştır. Çünkü Cumhuriyet’in en büyük düşmanı bu iki öğedir.

Anayasa Mahkemesi’nce 2008 yılında “demokratik ve laik Cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı” ilan edilen, ancak bildikleri yolda yılmadan (!) yürüyen AKP, bu son paketle Anayasa Mahkemesi’ne ve Atatürkçü rejime meydan okumaktadır. Çünkü paket, “demokratik ve laik Cumhuriyet ilkesine” aykırı bir eylem planı niteliğindedir.

Gericilikle ilgili iki önemli düzenleme; türbanı ve cemaat tarikatların eylemlerini serbest bırakıp bunları engelleyenlerin cezalandırılacak olmasıdır. Bölücülükle ilgili önemli düzenleme ise, “Andımızın” kaldırılıp, Türkçe dışındaki anadille eğitimin serbest bırakılması ve Kürtçe propaganda yasağının kaldırılmasıdır.

SESSİZ DEVRİM

Kısaca paket, Kemalizm’in yıkılmasının son adımlarından biridir.

Başbakan Erdoğan konuşmasında, Kemalizm’in yıkılmasını “sessiz devrim” yaptık diye açıklamıştır. Doğrudur; bir devrim ancak karşı devrimle ortadan kaldırılabilir. RTE iktidarı, Kemalist Devrim’e, karşı devrimle yanıt vermiştir.

Başbakan Erdoğan yine bu konuşmasında, haksız biçimde “yukardan dayatmacı, ceberut, kibirli devlet anlayışı tarihin çöp sepetinde yer almıştır” diye niteleyerek Türk Devrimi’nin sonlandırıldığını tüm açıklığıyla ifade ederken, onun yerine kurmaya çalıştığı İslami düzenin gerçek anlamda “yukardan dayatmacı ve baskıcı” bir düzen olduğunu gözden kaçırmış gözükmektedir.

Son sözü biz değil, Taraf gazetesi yazarı Dr. Mücahit Bilici söylesin: “Bugün Türkiye’de demokratik bir devrim oldu. Bunun görünmeyen aktörü Bediüzzaman’dır. Bugün diyebilirim ki en başta Risale-i Nur talebelerinin hizmetleriyle iman krizi aşılıp, Kemalist diktatörlük devrilmiştir.” (Odatv.com, 02.10.2013)

Bilmem anlaşılabildi mi?

(Not: Gelecek yazıda pakette yer verilen dinci ve bölücü gelişmeleri incelemeye çalışacağız.)

Bülent Serim

Odatv.com

demokratikleşme paketi islam devleti arşiv