Bu ne şiddet ne celal

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün sert bir iklim vardı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu açıklamalarda bulundu. Zaten, bayılır açıklama yapmaya...

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün sert bir iklim vardı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu açıklamalarda bulundu. Zaten, bayılır açıklama yapmaya, bırakın uzun uzun anlatsın! Ancak, hoşuna gitmeyen sorular gelince de elinden oyuncağı alınmış çocuklar gibi olur, verdiği tepkiler şaşkınlık yaratır.

Dün de öyle oldu komisyonda. Sayın Bakan masaları yumrukladı, ağzından tükürükler saçıldı. Komisyon salonuna adeta bir ağız dalaşı hakim oldu.

HİÇBİR BAKANIN DÜŞMEDİĞİ DURUM!

Oysa hiçbir Dışişleri Bakanı böyle bir tablo çizmemiştir meclisteki çalışmalarında. Bir Dışişleri Bakanının ne olursa olsun bir ağırlığı vardır. Ayrıca, diplomatlarla çalıştığı için, uluslararası alanda diplomasi faaliyeti yürüttüğü için daha sabırlıdırlar, naziktirler, soğukkanlıdırlar… Heyhat, Davutoğlu zor bir soruyla ya da sert bir eleştiriyle karşılaştığında çabucak insicamını kaybediyor. Tabii, kolay değil; ‘komşularla sıfır sorun’ çizgisinden ‘halklarla sıfır sorun’ çizgisine, oradan da ‘değerli yalnızlık’ çizgisine (yani çaresizliğine) gelmişsiniz… Perişan etmişsiniz Türk dış politikasını… “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” gibi strateji dehası Atatürk’ün çizgisini komşularınızın iç savaşında taraf olmaya indirgemişsiniz, bunun içeride ciddi yansımaları olmuş… Tarihimizin bir defada en çok insan kaybının yaşandığı terör saldırısıyla muhatap olmuşsunuz. Ekonomik kayıplarınızı bırakın, içerideki sosyal maliyetin ağır faturası önünüzde duruyor… Bir bataklığa saplandınız…

NE RESETİ, İFLAS!

Anlıyorum; şimdi de bataklıktan çıkmaya çalışıyorsunuz… ‘Reset’, ‘ u dönüşü’ ne demek?.. İflas, çaresizlik varsa, Türkiye’ye daha büyük maliyeti fatura ettirmek istemiyorsanız en sağlıklı yol “istifa etmek” değil midir? Size istifa kurumunu hatırlatıyorum Sayın Bakan. Daha fazla batmadan…

Siz resetlemiyorsunuz; u dönüşü yapmıyorsunuz; ana muhalefetin ayak izlerini takip etmeye başladınız ama yarım-yamalak ve işin tuhafı bir ileri iki geri şeklinde!.. Tamam, aferin size; Irak’ta CHP’nin açtığı yolu takip etmeye başladınız ama hemen arkasından Barzani’yi olağanüstü bir ihtişamla ve üstelik iç politikaya malzeme yaparak ama Irak Merkezi Hükümeti’ni kızdıracak petrol-enerji anlaşmaları yaptınız. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu Sayın Bakan?

Bakın, ne güzel; CHP Mısır’a giderken alelacele geri çağırdınız büyükelçimizi Kahire’ye gönderdiniz ama karşılık olarak Mısır büyükelçisini göndermedi… Sizin bayıldığınız Müslüman Kardeşler (İhvan) bile Mısır’da siyasi krizin çözümü doğrultusunda hükümetle diyalog kurmak istiyor, siz kurmuyorsunuz! Kraldan fazla kralcılığın ne gereği var Sayın Bakan? Üstelik, İhvan’ın koşulları arasında Mursi’nin cumhurbaşkanlığına dönüş koşulu yok… Siz ise hala ısrar ediyorsunuz… Dahası, Mursi’nin bir darbe ürünü olduğunu, yüzde 25’lik desteğine rağmen, karşısında yüzde 75’lik bir karşıt kesimin olduğunu unutarak iktidar gücü ve olanaklarıyla Mısır’ı istediği doğrultuda dönüştürmeye kalktığını da hiç hatırlamıyorsunuz!

Türkiye’yi bu kadar ‘madara’ etmeye sizin hiç hakkınız var mı? Türk dış politikasını üstatlar ilmek ilmek ördü, size kadar getirdi… Siz maşallah bir avuç inciri berbat etmek konusunda pek de mahirsiniz…

Suriye’de de pişmansınız ama tükürdüğünüzü yalamak zor değil mi? Ama bakın bu ülke çıkarıdır; gerekirse ‘pardon’ diyeceksiniz… Daha çok batmaktan iyidir! Washington Post, Davutoğlu’nun ABD ziyaretinin hemen öncesinde “Türkiye’nin Suriye politikasında ‘büyük hata’ yaptığını, şimdi bu politikada ‘ayarlamalar’ yaptığını yazdı. Sayın Bakan, siz de bunu ‘reset’, ‘u dönüşü’ gibi kavramlarla ifade etmeye çalışıyorsunuz… ‘Değerli yalnızlık’ açıklamaları işe yaramadı, “yalnız” olmuyor, anladınız!

İSTİFA EDİN

Ancak anlayamadığınız tek bir şey var Sayın Bakan; siz batırdınız, sizin düzeltmeniz mümkün değil! Kendi Dışişleri tarihimizde de örnekleri var; dış politikada ciddi manevralar için bakanların değişmesi gerekir. Bir geriye bakın göreceksiniz; örneğin çok başarılı olduğu halde Menemencioğlu bile değiştirilmiştir…

Anladınız mı Sayın Bakan? Hadi o zaman…

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Ahmet Davutoğlu arşiv