Bu aslında Cumhuriyet’in başarısıdır

Hiç düşündünüz mü; Türkiye'de turizm sektörü nasıl başladı?

Bayramda oteller doldu.

İç turizm piyasaya canlılık getirdi.

Hiç düşündünüz mü; Türkiye'de turizm sektörü nasıl başladı?

Önce Osmanlı tarihiyle başlayayım:

Gelibolulu Mustafa Ali (ö.1541-d.1600)…

Osmanlı düşünür ve bürokratıydı. Siyasal-toplumsal hayata dair 60 eser yazdı.

Bunlardan biri de, Osmanlı görgü kurallarından bahsettiği “Meva'idün- Nefâis fi Kavaa'idül-Mecâlis” kitabıydı.

Dedi ki:

– İnsanın seyahat etmesinin mantıklı açıklaması olmalıdır:

1) Kâbe ziyareti gibi hayırlı yolculuk yapmak…

2) Kafirlere karşı sefere çıkmak…

3) Adalet dağıtmak ve vergi toplamak icabı dolaşmak…

4) İş bulmak için yollara düşmek…

5) Avcılık ve gelin almaya gitmek…

Gelibolulu Mustafa Ali, seyahati sadece görev sayıyordu. Dönemin hakim anlayışı buydu!

Peki… Evliya Çelebi'nin (d.1611-ö.1685) 51 yıl boyunca seyahat etmesini nasıl açıklayacağız? İddia o ki:

Evliya Çelebi rüyasında Hz. Muhammet'i görünce heyecanlanıp “Şefâat yâ Resulullah” diyeceğine, “Seyahat yâ Resulullah” demiş ve sabah uyanır uyanmaz soluğu Kasımpaşa'daki rüya yorumcusu İbrahim Efendi'nin yanında almıştı. O da demiş ki:

– “Cihanı süsleyen ve dünyayı gezip dolaşan bir seyyah olup, işin iyi bir sonuçla tamama erip, Hz. Peygamber'in şefâatiyle cennete gideceksin!”

“İlk turistimiz” böyle yollara düşmüştü!…

Ya sonra?

“OTURAN MİLLET”

Osmanlı topraklarını ziyaret eden yabancı seyyahları saymazsak, İstanbul'a ilk turist kafilesi Orient Express treniyle 1883'de geldi.

İstanbul'a ilk seyahat acentesini 1894 yılında Fransız şirketi Wagons Lits açtı.

Avrupa'da turizm sektör olarak doğup ilerleme gösterirken bizde uzun yıllar seyahate ilgi niçin olmadı?

Eğitimci-siyasetçi Alaaddin Gövsa, -1930'lu yılların efsane- “Yedigün” dergisindeki “Seyahat Korkusu” başlıklı yazısında şu tespiti yaptı:

– “Bizde seyahate karşı yadırganma duygusu Osmanlı İmparatorluğu'nun son asırlarında başladı. Hele Abdülaziz ve Abdülhamit devirlerinde bu korku devlet tarafından halka adeta resmi vasıtalarla aşılandı. Avrupa'ya ancak kaçmak suretiyle gidilebilir ve gidenlerin çoğu hükümetçe lanetlenmiş sayılırdı…

– “Memleket içinde en ufak yolculuk için imamlardan, polislerden kağıtlar almak, İstanbul'da Marmara kenarında bir köye gitmek için bile türlü merasim geçirmek lazımdı.

– “İmparatorluk, Türkiye halkını adeta oturan bir millet haline getirdi. Fakat hala, Avrupalılara nispetle değil komşularımıza, Balkan milletlerine nispetle dahi yine en az gezen millet biziz. Hala seyahat korkusunu tedaviye muhtacız!”

Gövsa'nın yazdığı tarih 26 Ağustos 1936.

Bahsettiği yerli turist idi. Yoksa…

Savaş sonrası ortalama 5 bini aşmayan yabancı turist sayısı, 1934-36 döneminde 85 bine kadar yükseldi.

Bunu başaran kişi ise bir komünist idi!

KEMALİST TÜRKİYE

Yabancı turist sayısını 5 binden 85 bine çıkaran Türkiye bunu yaptığı tanıtıma borçluydu. Bu çalışmayı yapan, devlet kurumu Matbuat Umum Müdürlüğü idi. Ve kurumun 1933-37 yılları arasında başında Vedat Nedim Tör vardı.

Vedat Nedim Tör, Türkiye Komünist Parti Genel Sekreterliği yapmış ve cezaevinde yatmış komünistti…

Matbuat Müdürü olduğunda oturacak masası bile yoktu. Emrinde sadece iki memur vardı! Kuruma aldığı ilk kişi TKP ve Kadro dergisinden arkadaşı Burhan Belge oldu.

Kısa zamanda müdürlüğü, turizm propaganda merkezine dönüştürdü. Onca zorluğa rağmen “La Turquie Kemaliste” (Kemalist Türkiye) dergisini çıkarmayı başardı.

Tüm bunlar dış turizme yönelikti.

Ya iç turizm?

İzmir'de başladı…

Başlatan ise, -Mustafa Kemal ile birlikte Bandırma Vapuru'nda bulunan- İzmir Valisi Kazım Dirik oldu. Tanıtım cemiyetleri kurdu; kitaplar çıkarttı; gazinoların açılmasına yardımcı oldu; müzeler kurdu; İzmir Enternasyonal Fuarı'nı açtı. Fuarla birlikte 1938'de İzmir'e gelen yerli turist sayısı 199 bin 840 oldu…

İzmir'den sonra Bursa ve Edirne çalışmalara başladı…

Aradan yıllar geçti…

Bu ağır ekonomik kriz ortamında bayram turizmi gelirleri piyasanın yüzünü güldürdü.

AKP iktidarının büyük umudu turizm; ve bu yıl hedef 50 milyar dolar!

Umarım… -İçki ruhsatı gibi- saçma sapan engelleri aşıp, turizmin kalite çıtasını daha da yukarı çekeriz.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Soner Yalçın

Odatv.com

Bu aslında Cumhuriyet’in başarısıdır - Resim : 1

soner yalçın odatv arşiv