Birleşmiş Milletler'den kapitalistlere ağır eleştiri

Furkan Karabay yazdı

“Güç, Platformlar ve Serbest Ticaret Yanılsaması” alt başlığını taşıyan Birleşmiş Milletler (BM) 2018 Ticaret ve Kalkınma Raporu (Trade and Development Report-TDR), 26 Eylül 2018’de yayımlandı.

NEOLİBERAL DÖNEMDEKİ GELİŞEN DİJİTAL DEVRİMİN YARATTIĞI TEHLİKE

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference on Trade and Develeopment-UNCTAD) tarafından hazırlanan raporda, dijital devrim ile birlikte daha dengeli bir uluslararası ticaret ve kalkınma için gelişmekte olan ülkelerin nasıl bir yol izlemesi gerektiği üzerinde duruldu. Raporda; eşitsizliğin geldiği boyut, serbest ticaret politikası ve sermayenin tekelleşme eğiliminin yanısıra, ticaret savaşları, dijital devrim ve neoliberal dönemde gerçekleşen bu devrimin eşitsizliği daha da arttırma tehlikesi ele alındı.

UNCTAD Genel Sekreteri Mukhisa Kituyi, raporu tanıtırken ki konuşmasında, dijital devrimin neoliberal dönemde gerçekleşmesini “talihsizlik” olarak değerlendirdi. Mukhisa Kituyi, dijitalleşme ile teknolojik gelişme açısından öncü olan firmaların bu sürecin getirilerinden faydalanırken, teknoloji devi firmalarla rekabet açığının büyüyeceği ve eşitsiz rekabet ve gücün uluslararası dengesiz ticareti arttıracağına dikkat çekti.

Genel Sekreter Kituyi, neoliberal dönemde gerçekleşen dijital devrimin, düzenleme ve denetlemeden bağımsız bir şekilde büyük şirketlerin yeni kâr alanları ararken, politika yapıcıların yeni dönemin kurallarını belirlemede etkisinin sınırlı kalacağını belirtti. Kituyi, büyük firmaların veri madenciliği ve işlemeyi bir rant madenine dönüştürdüklerinin altını çizdi.

ÜLKELER BİR AN ÖNCE KURALLAR GETİRMELİ

Halihazırda fikri mülkiyet hakları düzenlemeleri, kâr transferi ve vergiden kaçınma manevralarına sahip olan tekellerin gelirleri artarken, vergi giderleri düşüyor. Kazananın her şeye sahip olduğu bu düzende dijital teknoloji konusunda da tekelleşmenin sonuçları piyasa ve maliyet analizi yaparken sahip olacakları data zenginliği ile etkinlik avantajı da teknolojik inovasyonu kullanabilen firmaların olacak. Raporda, en büyük 25 teknoloji firmasının, 14 tanesinin ABD’de, 3 tanesinin Avrupa’da, 3 tanesinin Çin’de, 4 tanesinin Asya ülkelerinde ve bir tanesinin de Afrika’da olduğu belirtiliyor. Amerika’daki en büyük üç firmanın 2015 yılı ortalama piyasa değeri 400 milyar dolar iken, ABD’yi takip eden Çin’de bu rakam 200 milyar dolara düşmektedir. Piyasa hakimiyetinin getirdiği karlılık hızına örnek olarak, Amazon’un 2005 yılında kâr/satış oranının yüzde 10’dan, 2015’de yüzde 23’e çıktığı, Alibaba’nın ise 2011’de yüzde 10 olan kâr/satış oranını 2015’de yüzde 32’ye çıkarması verilmekte.

Rapor, dev firmaların rekabet kırıcı egemenliğini kırmak ve verilerin sakıncalı kullanımını engellemek için ülkelerin bir an önce bu alanı düzenleyecek kurallar getirmesi gerektiğinin altını çiziyor. Ulusal veri politikalarının, kimin veri toplayabileceğini, nasıl toplayabileceğini, verileri hangi koşullar arasında nasıl kullanabileceğini ve hangi tür verinin ülke dışına çıkabileceğini belirlemesi gerekiyor. Bazı ülkeler yerelleştirme çabalarına başlamış durumda, bu anlamda yerli dijital altyapı ve dijital kapasitelerini kurmaya çalışıyor. Ancak gelişmekte olan ülkelerin çoğunda düzenleme ve girişim açısından gerekli çaba gösterilmiyor ve verilerin tüm hakları denetime tabi olmaksızın onları toplayan küresel firmalara ait oluyor. Sıradan tüketici bir yandan aldığı hizmet karşılığı kişisel verisini paylaşırken diğer yandan da önlenemez bir sürecin bir parçası olarak bundan korunamayacağı hissini taşıyor.

Dijitalleşme tartışmasının en önemli başlıklarından olan üretimin dijitalleşmesine dönük yatırımlara ve insan gücünün hazırlanmasına baktığımızda ise bu alanda bir altyapının oluşturulması ve yatırımların yapılması ön plana çıkıyor. 2017 TDR raporunda ele alındığı üzere, üretimin robotlaşması birkaç gelişmiş ülkede artmış durumda, gelişmekte olan ülkelerde ise, Çin dışında bu anlamda yatırımlar çok daha sınırlı. 2018 Ticaret ve Kalkınma Raporu’na göre Türkiye’nin gelişmiş ekonomilerle arasında büyük bir uçurum olmakla beraber imalat sanayi üretiminde telekomünikasyon girdisini kullanma alanında, bilgisayar programcılığı ve danışmanlık alanından daha ileride olduğu görülüyor.

Furkan Karabay

Odatv.com

birleşmiş milletler dijital devrim Furkan Karabay arşiv