Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı

Elçin Demiröz yazdı...

Geçtiğimiz hafta bu satırlara konu olan Tinder dolandırıcısı Simon Leviev’den sonra bu sefer de -belki kadın olduğu için- daha ince ve zekice planlanmış bir dolandırıcılık hikayesi Anna Sorokin’den uyarlanan ve Netflix’te ilk sıraya oturan “Inventing Anna” ile birlikteyiz.

Her biri neredeyse 1 saatin üzerinde 9 bölümden oluşan yapım, 2018 yılında New York Magazine muhabiri Jessica Pressler’in haberinden yola çıkarak, olayda adı geçen kişilerden çok azının verdiği görüşlerle Grey’s Anatomy’nin mimarı Shonda Rhimes tarafından ekrana uyarlanıyor.

Hikaye, bir tür Soho gibi kendi sanat kulübünü kurmak isteyen Rus–Alman asıllı Anna Sorokin’in, Anna Delvey takma adıyla New York’ta çok önemli iş adamlarını, yatırımcıları, avukatları, sanat galericilerini ve jet sosyeteyi bir araya getirerek, onları ikna yoluyla çaldığı lüks bir hayatı yaşamasını ve olay dava sürecine dönüştükten sonra ise tüm dünyada bir fenomen haline gelmesini konu alıyor.

“Inventing Anna” dizisinin en güçlü yanı, yıllardır toplanan yüzlerce kanıta ve tarafların da hepsinin hayatta olmasına rağmen halen bir bilmeceden ibaret olması. İyi bir gardırop, spesifik olmayan bir Avrupalı İngilizcesi ve boyunu aşan özgüveniyle 25 yaşında bir kızın, sıfır noktasından girdiği New York sosyetesinde hayal bile edemeyeceği kişilerle içinde hiçbir cinsel nüve barındırmadan kurduğu hayali bir iş ilişkisi üzerinden yüz binlerce doları nasıl almayı başardığı ve mal varlığı olmadan 40 milyonluk bir kredinin hesabına nasıl geçmek üzere olduğunun aşamalarını gözler önüne seriyor.

Yapım, hikayeyi biraz çekiştirerek uzatmış, asıl cevap arayan soruları -örneğin New York’un en önemli isimlerinin bu olaya dahil olmasını ve rekabet ortamında yaptıkları uygunsuzlukları– yanıtsız bırakmış, muhtemelen onları korumak adına Sorovin’in fenomen olmasına giden yolu parlak taşlarla döşemekten imtina etmemiş. Haliyle de arkasında birçok soru işaretiyle birlikte, popülerleşmenin suçu bile örtebilecek hale gelmiş olmasını dokunmadan izleyicinin önüne bırakmış. Hatta biraz da sekstil bir bakış açısından aldığı güçle Sorovin’i suçlulardan daha masum bir yere taşımış.

Kısacası küstahlığı ve çelik gibi sinirleriyle ince bir buz üzerinde inşa ettiği iskambil destesinin içinde ağlarını ören bu yirmili yaşlardaki kızın patolojisi, motivasyonu veya patolojisi hakkında derinlemesine bir bakış açısı arayanlara çok da elle tutulur bir şey sunmayan yapım, denizde olmasa da havuzda yüzmeyi veya yüzer gibi yapmayı bir ölçüde başarmış.

EĞER SİZDEN ÇALINAN BİR ŞEYİ ÇALSAYDINIZ, YİNE DE SUÇLU OLUR MUYDUNUZ

Daha önce Jennifer Lawrence veya Margot Robbie gibi isimler düşünülürken Anna rolünde 2 Emmy ödüllü genç oyuncu Julia Garner’i izliyoruz. Ozark’taki Ruth Langmore rolüyle ekranların tanıdık bir siması olan Garner, Rus–Alman karışımı bir aksanla bu izole karaktere çok iyi oturuyor. Belki de Anna Sorokin ile aynı burçtan olduğu için, sadece izleyicinin değil, gerçek hayatta da onu takip eden milyonların sorularına cevap olabilecek bir bilinmezlik frekansı yakalıyor. Öfkeli, savunmacı, duygudan zerre iz taşımayan bir zeka, basit ve tarif edilemez tuhaflığının sürekli bir karışımını izliyoruz ve ilginçtir ki gözlerimizi ondan alamıyoruz.

Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı - Resim : 1

Keza yapımın bir diğer oyuncusu, gerçek hayatta Sorokin’in hikayesini ortaya çıkaran gazeteci Jessica Pressler karakterinden yaratılan gazeteci Vivian Kent. Bu role, 6 kez Emmy’e aday gösterilen komedi oyuncusu Anna Chumsky hayat veriyor ve ironik oyunculuğuyla Anna karakterinin garipliğini daha da keskinleştiriyor. Yaptığı röportajlarla “Eğer sizden çalınan bir şeyi çalsaydınız yine suçlu olur muydunuz?” felsefesinin bir anlamda mimarı oluyor.

Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı - Resim : 2
Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı - Resim : 3

HİKAYEYLE KOŞU BANDINDA TANIŞIYOR

Yapımın yaratıcısı Shonda Rhimes Pressler’in makalesini koşu bandında okuduğunu ve ekrana taşımaya o anda karar verdiğini söylüyor. Dizinin ortak yapımcısı ve aynı zamanda makale yazarı Jessica Pressler. Ne Rhimes ne de Pressler senaryo yazımı süresince objektif kalabilmek için Sorokin ile özellikle görüşmüyorlar. Çok büyük bir yazım ekibiyle çalışmadığını belirten Rhimes, her yazarın kendi bölümünü bir küçük film gibi kurgulamasına teşvik ediyor. Yapım yazımından yayına hazır gelmesine kadar 4 yıllık bir sürede çekiliyor. Üstelik senaryoyu yazmaya başladıklarında henüz Sorokin davası devam ediyor. Yapımın son bölümü Sorokin’in suçsuz bulunduğu bir bölüm olarak özgür, suçlu bulunduğu bir başka bölüm olarak hapiste olmak üzere alternatifli olarak yazılıyor. Ancak Sorokin 4 ila 12 yıl arasında hapis ve para cezasına çarptırıldığında aniden ortaya anlatacak daha büyük bir hikaye çıkıyor. 9 bölümlük bir diziden sonra bile Sorokin’in tamamen bir “bilinmez” olduğunu keşfeden ilk kişi olan Rhimes onu şu sözlerle tanımlıyor:

“Bence o, üstesinden gelmeyi kutladığımız bir dünyanın üstesinden gelmeye çalışan genç bir kadın. Hayatınızın Instagram görüntüsü, aslında yaşamanız gereken hayatın kendisidir. Bunu yapabilen insanları kutluyoruz, hatta maalesef onları başkan yapıyoruz. O dünyayı elimizden geldiğince kutladığımız bir dönemin bir ürünüydü Anna. Bu nedenle de hayatının sahte gerçekliğini mutlaka anlatmalıydık. Anna kesinlikle ahlaki olarak sorgulanabilir ve kısmen kabul edilebilir şeyler yapmıştı. Daha önce gerçekleştiğini gördüğümüz birçok mali suçla karşılaştırıldığında, Sorokin’in aldığı ceza gerçekten çok fazla oldu.”

ÇOCUKLARIMIZ BİZDEN GELMEZ, BİZDEN GELİR VE GEÇERLER

Dizi birçok noktada Sorokin’in ailesiyle kurduğu patolojik ilişkiye de değiniyor. Burada Sorokin’in annesi, çocukların bazen ailelerin bir özeti olmadığını şu sözlerle dile getiriyor: “Çocuklarımız bizden gelmez. Bizden gelir ve geçerler.” Keza aile, bu görüşü dizinin son bölümlerine taşınan Anna Sorokin davası boyunca da sürdürüyor. Hiçbir şekilde destek vermedikleri davanın sonucu olarak 2019 yılında Sorokin ikinci ve birinci derece büyük olmak üzere 8 suçtan hırsızlığa teşebbüsten suçlu bulunarak 4-12 yıl arasında hapis cezasına çarptırılıyor. Mahkumiyeti esnasında 4 yıldan az bir süre ıslah evinde çalıştıktan sonra 2021 yılında serbest bırakılıyor. Vize süresini aştığı için 1 ay sonra tekrar gözaltına alınıyor. Nezarette yaptığı açıklamada Sorokin, Netflix için çekilecek diziyi izlemeyeceğini belirtiyor. Yine de Netflix’ten, hikayesinin hakları için 320.000$ alarak para cezasının bir kısmını ödüyor. Hayatına şu anda bir suç fenomeni olarak devam ediyor.

DİZİ GERÇEK HAYATI NE KADAR YANSITIYOR

Dizinin ilk andan itibaren hemen hemen tüm bölümlerinde gelişigüzel yerleştirilmiş bir cümleyle başlıyor:

“Bu hikayenin hepsi doğru. Tamamen uydurma kısımları dışında…”

İşte çok merak edilen dizi ve gerçek hayat arasındaki paralellikleri sizin için derledik:

-My Girl yıldızı Anna Chlumsky’nin hayat verdiği Sorokin’in hikayesini anlatmaya çalışan bir gazeteci olan Vivian Kent karakteri, o zamanlar New York Magazine olan ancak bugün Manhattan Magazine’e dönüşen yayının muhabiri Jessica Pressler’i temsil ediyor. Pressler de aynı dizideki gibi Rikers Adası'ndaki hapishanede yargılanmayı beklerken Sorokin ile röportaj yaptı. Ayrıca sahte varisin ardındaki gerçek hikayeyi ortaya çıkarmak için dizide olduğu gibi Sorokin'in tüm yaşıtlarıyla konuştu.

-Pressler dizide de tasvir edildiği gibi hikayenin büyük bölümünde hamileydi. 2014 yılında Bloomberg’de çalışırken yazdığı bir makalenin aldatmaca olduğu ortaya çıktıktan sonra iş anlaşmasına son verilmişti. Aynı dizide değinildiği gibi bu hikayeyi bitme tehlikesindeki kariyerini kurtarmak için kaleme aldı.

-Dizi boyunca Vivian, Anna Delvey'in (Sorokin) bir hikayeye değer olduğuna ikna olmayan iki editörüyle zorlu bir biçimde mücadele ediyor. Oysa New York Magazine’in yöneticileri Pressler’i destekliyorlardı. Buna rağmen Wall Street’s #MeToo hareketi ile ilgili istemediği bir haber yaptırma konusu doğruydu.

-Anna'nın erkek arkadaşı Chase Sikorski (Saamer Usmani) ile çalkantılı ilişkisine gerçek hayattakinden daha fazla ekran süresi tanınıyor. Dizide Anna'nın nakit ineği olarak tasvir edilen ve Wake adlı uygulaması için kaynak arayan Chase, Anna'nın cömert yaşam tarzını nasıl finanse edebildiğine dair açıklamanın bir parçasını oluşturuyor. Oysa orijinal makalede bir erkek arkadaşın devamlı Anna’nın peşinden koştuğu ifade ediliyor. Hatta makalede Chase’den Ted-Talks Fütürist’i diye bahsediliyor. Dizide de Vivian Chase’e ulaştığında o makalede ondan "fütürist" olarak söz ederse kabul edeceğini açıklıyor. Pressler, yaklaşık iki yıl boyunca Sorokin ve Chase’in "gezici zenginlerin uğrak yerlerinde ortaya çıkan bir ekip” olarak çalıştığını yazıyor. Yapım bu ayrıntıyı yakalamış gibi görünse de Anna ve Chase'in, doğru insanlarla omuz omuza vererek merdiveni tırmanan dinamik bir ikili olarak çerçevelemesini kısa tutuyor. Dizideki Anna, hikayenin büyük bir kısmında, BAE’ye taşınan Chase’den bağımsız bir biçimde tek başına mücadele veriyor.

-Sorokin, tüm enerjisini New York City'de çok özel bir sanat kulübü olan ve kendi adını taşıdığı için narsist gözükme eğiliminden de aslında endişe ettiği (ama dizide bununla ilgili bir ayrıntı bulunmayan) “Anna Delvey Vakfı”nı kurmaya harcıyor. Park Avenue’de 22. caddenin köşesindeki emlak kralı Aby Rosen tarafından yönetilen altı katlı bir binayı kısa bir zaman önce tanıştığı New York sosyetesine gezdirirken Urs Fischer ve Tracey Emin gibi yüksek profilli sanatçıların sergileri ve enstalasyonlarının yanı sıra dönen bir dizi pop-up mağazaya sahip olmak istediğinden bahsediyor. Ayrıca onlara sanatçı Christo'nun binayı kaplamayı kabul ettiğini de söylüyor. Bu hikaye aynen bu şekilde makalede de yer alıyor.

Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı - Resim : 4

-Üçüncü bölüm, Sorokin’in vakıf için kredi sağlamasına yardımcı olmaya ikna ettiği son derece başarılı bir finans avukatı olan Alan Reed ile yakın ilişkisine odaklanıyor. Alan’ın Sorokin’e başında biraz tereddütlü yaklaşmasına rağmen, hiçbir hedefi olmayan kızıyla mukayese ederek Sorokin’in tutkusunun peşinden gitmesini büyük ölçüde desteklediği görülüyor. Gerçek hayatta Sorokin, büyük bir şirket olan Gibson Dunn'ın ortağı Andy Lance ile çalıştı. Sorokin, Pressler'a diğer avukatlardan farklı olarak Lance'in ona patronluk taslamadan çalışacağını ve her zaman yanımda olduğunu söylediğini belirtiyor. Tıpkı dizide Alan’ın yaptığı gibi gerçek hayatta da Lance, Sorokin’in ödeme yapacak kaynaklara sahip olduğunu doğrulayan kutucukları herhangi bir yazılı güvence olmamasına rağmen işaretliyor. Aynı dizide olduğu gibi Pressler’in makalesini yazdığı sıralarda da hiçbir görüşmeyi kabul etmiyor.

Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı - Resim : 5

-Dördüncü bölümde Sorokin, Omaha'daki yıllık yatırım konferansına davet ediliyor. Kısa bir zaman önce partide tanıştığı Blade şirketinin CEO'una bir mesaj atarak kendisi ve arkadaşları için özel jet ayarlamasını istiyor ve onun referansıyla ayarlanan bu jete hiçbir para ödemeden biniyor. Gerçek hayatta ise Sorokin bir yıldan daha fazladır tanıdığı Blade’in CEO’sunu, 35.000 $ değerinde bir jet kiralaması için uzunca bir süre ikna etmeye çalışıyor. Dizide gösterilmemesine rağmen Sorokin Blake’e, Deutsche Bank'tan hiçbir zaman gelmeyecek olan banka havalesi için sahte bir onay gönderiyor.

-Dizide Sorokin Alan'a, güven fonunun ayrıntılarını doğrulamak için Almanya'daki ailesinin vekili Peter Hennecke ile iletişime geçmesini söylüyor. Ancak daha sonra Hennecke'nin aslında hiç var olmadığı, onu taklit etmek için Sorokin’in Avrupa simli bir hazır telefon kullandığı ve sesinin Alman bir erkeğininki gibi çıkması için ses gizleme yazılımı satın aldığı ortaya çıkıyor. Gerçek hayatta ise Sorokin Lance’a Peter Hennecke'nin tüm ayrıntılarını veriyor. Ne zaman ki Hennecke’ye gönderilen e-postalar geri dönmeye başlıyor o zaman Sorokin onlara Hennecke’nin öldüğünü bildiriyor. Bununla birlikte orijinal makalede Hennecke'ye ait olan cep telefonu numarasının artık kullanılmayan bir vericiye kadar takip edilmesiyle birlikte onun kurgusal bir karakter gibi olduğunun çok kuvvetli bir ihtimal olarak göründüğü belirtiliyor.

-Arian Moayed’in hayat verdiği Todd Spodek karakteri Sorokin'in gerçek avukatına dayanıyor. Diğer karakterlerin isimleri değiştirilmiş olmasına rağmen Spodek avukatın gerçek adıdır. Dizide gösterildiği gibi, müvekkilinin Fortress Investment Group da dahil olmak üzere özel sermaye şirketlerinden 1 milyon dolardan (737,000 £) fazla bir krediyi güvence altına almaya asla yakın olmadığını savunuyor. En güçlü savunmasında Sorokin’i karşılaştırdığı Frank Sinatra’nın New York’a gelme hikayesi de birebir gerçeği yansıtıyor.

Bir hayale inanan New York sosyetesi nasıl dolandırıldı - Resim : 6

-Sezonun en önemli bölümlerinden biri olan altıncı bölüm, şikayetiyle olayın ortaya çıkmasını sağlayan ve Sorokin’in yakalanmasına yardım eden arkadaşı, aynı zamanda Vanity Fair gazetesi muhabiri Rachel ile Sorokin’in kişisel antrenörü Kacy ile birlikte Marakeş'teki lüks bir otelde geçirdikleri talihsiz tatilin hikayesini anlatıyor. Bu bölüm sadece Pressler’in hikayesinden beslenmiyor, Rachel’in 2019’da yazdığı ve en çok okunanlar arasına giren “My Friend Anna” kitabından da yararlanıyor. Sorokin otele giriş esnasında bankasıyla sorun yaşadığını söyleyince Rachel, hem kişisel hem de şirketin ona tahsis ettiği kredi kartını Sorokin’in geri ödeme yapacağı güvencesiyle otele veriyor. Ve hesabından yapılan 60 bin dolardan fazla ödemeyi hiçbir şekilde geri alamıyor. Dizide anlatıldığı gibi, gerçek hayatta da antrenör Kacy tatil esnasında hastalanıyor ve diğerlerinden önce geri dönüyor. Ancak yolculukta para sorunları doruğa çıkmaya başlayınca, Sorokin Kacy’i arayarak ondan birinci sınıf bir uçak bileti ayarlamasını istiyor. Bu konu diziye yansıyor yansımasına ama dizide geçen Sorokin’in soyulma hikayesi diziye ait bir kurgu gibi görünüyor.

-Dizinin sonuna doğru, Vivian'ın Sorokin’in ailesini araştırmak için Almanya’ya gittiğini görüyoruz. Sorokin’in büyüdüğü kasabadaki insanlarla konuşan Vivian, Sorokin’in babasının bir Rus gangster olduğu söylentilerini duyuyor. Ayrıca Anna'nın okulda nasıl biri olduğuna dair çelişkili hikayeleri de ele alıyor. Pressler, Anna hakkında daha fazla bilgi edinmek için Almanya'ya gittiğini belirtiyor ama dizide olduğu gibi kimsenin evine girmeye çalışmadığının altını çiziyor. Diziye de yansıdığı gibi, Pressler sonunda Sorokin’in hayatını araştırma fikrini bırakmaya karar veriyor.

-Dizinin son bölümü, Sorokin'in Mart 2019'da başlayan ve Yargıç Diane Kiesel başkanlığındaki davasını ele alıyor. Sorokin’in mahkeme tarafından sağlanan kıyafetleri giymeyi reddettiğini, duruşmaların başlamasını geciktirdiğini, hatta birinin ertelenmeye yol açtığını görüyoruz. Bu esnada araya Vivian giriyor ve Sorokin’e kendi gardırobundan ve mağazalardan kıyafet temin ediyor. Bu hikaye de gerçek hayatta kısmen doğru. Pressler, Sorokin’in kişisel kaprisinden ziyade mahkemenin davalıya verecek ödünç kıyafetleri olmadığı için yargılanmanın ertelendiğini belirtiyor. Sorokin’e kıyafet temin etmekte ise Vivian kadar heyecanlı olmadığını, sadece bir gün komik bir hikaye olacağını hissettiğini dile getiriyor. Sadece H&M’e den beyaz ve yılan derisi desenli iki elbise satın almak durumunda kaldığını, kendi gardırobundan verdiği kıyafetin ise son duruşmada Sorokin’in giydiği beyaz elbise değil, siyah bir elbise olduğunu belirtiyor.

-Rachel, Sorokin davasında aleyhinde ifade vermek için kürsüye çıkıyor ve Fas'a yaptıkları gezinin travmasını gözyaşları içinde anlatıyor. Dizide yer alan sorgulama aslında Sorokin'in avukatı Todd Spodek tarafından Rachel’in gerçek hayattaki çapraz sorgusundan uyarlanıyor. Rolling Stone'un duruşmayla ilgili raporuna göre çapraz sorgulama sırasında Spodek, Rachel’i Sorokin ile olan ilişkisini para için kullanmaya çalışan bir fırsatçı olarak tasvir etmeye çalışıyor. Rachel’in Sorokin ile olan dostluğundan finansal olarak nasıl kazanç sağladığından bahsediyor. Rachel’e Simon & Schuster ile 300.000 $’lık bir kitap anlaşması yaptığını, hikayesinin hakları için HBO'dan 35.000 $ aldığını, ayrıca orijinal makale için de Vanity Fair tarafından kendisine 1.300 dolar ödendiğini doğrulatıyor. Bu arada American Express de Fas gezisi nedeniyle Rachel’in kredi kartlarından tahakkuk edilen 62.000 $ değerindeki masraflardan da feragat ettiği ortaya çıkıyor. Hem duruşmada hem de dizide kendini bir fırsatçı olarak gözükmesini kabul etmeyen Rachel yapımı birçok yayında eleştiriyor. Hatta anlatının, sosyopat, narsist ve kanıtlanmış bir suçluyu teşvik eden bir kutlama olduğunun da altını çiziyor. Anna’nın sirkinde ön sırada oturan bir mağdur olarak bir dolandırıcının nasıl çalıştığını herkesten daha iyi bildiğini ve yapımın etik olmayan bir şeyi pazarlandığını da ekliyor.

İşte muhtemelen yüzyılın en büyük ve tuhaf dolandırıcılıklarından biri olan Anna Sorokin davası, suçun popülerleşmesine sunduğu katkıyla etik tartışmaların, finansal tartışmaları bile geride bırakacağı şekilde daha da büyüyeceğe benziyor.

Elçin Demiröz

Odatv.com

Inventing Anna netflix Anna Sorokin Elçin Demiröz