CÜNEYT ÜLSEVER: BİNDİK BİR ALAMETE...

Kendimi artık Bolu Dağı’ndan muazzam bir hızla aşağı inen freni patlamış bir otobüsün içinde hissediyorum. Şöför çapsız, muavin aciz, yolcuların...

Kendimi artık Bolu Dağı’ndan muazzam bir hızla aşağı inen freni patlamış bir otobüsün içinde hissediyorum. Şöför çapsız, muavin aciz, yolcuların gözleri yerlerinden fırlamış, herkes birbirine bakıp duruyor. Bazıları halen ne olduğunu anlamış değil. Otobüsün yarısı ne olacağını hissediyor ama hiçbir şey yapamayacağını da biliyor. Onlar “son”un ne olduğunu görüyorlar, sadece mukedderatın hangi virajda tecelli edeceğinden emin değiller.

Öte yanda, yolculardan bazıları da, sanki onlar aynı otobüste değillermiş gibi, “her şey iyi olacak, her şey iyi olacak!”, diyerek züğürt tesellisi üfürüyorlar. Hatta, bazı yüzsüzler şöförü cılız çıkan seslerle uyaranları bile azarlıyor.

“Sen sus, o ne yaptığını bilir!”, diye zılgıt atıyorlar.

***

Seçimlerden önce de yazdım. Seçimden AKP iktidarı çıkacak ama tek başına Anayasa’yı değiştircek sandalye sayısı kazanamayacak diye tahminde bulundum.

Yine seçimden önce, AKP+BDP oylarının Anayasa’yı değiştirmeye yeterli sayıya ulaşacağını da tahmin etmiştim.

O günlerde de yazdığım gibi; bindiğimiz alamet giderek artan hızla “sivil Anayasa” söylemi adı altında üç hedefe yönlenmiş vaziyette:

Yeni Anayasa:

1)Ülke genelinde Başkanlık sistemini hayata geçirecek,

2)Merkezde yürütme tek bir kişinin elinde toplanırken, yerel yönetimleri de güçlendirecek (demokratik özerklik).

Ayrıca aynı Anayasa geçici bir madde ile:

3)Genel af getirecek.

- Silivri Davaları’nda yargılananlar ile PKK’lılar aynı anda affa uğrayacaklar.-

***

Bir ilave tahminimi daha belirteyim:

4)Hukuken ihtiyaç olmasa bile yukarıda sıraladığım üç unsuru içeren yeni Anayasa bir referandumla halkın onayına sunulacak.

***

Bu Anayasa’ya BDP’li seçmen demokratik özerklik maddeleri gereği (Kürtlerin merkez yönetimi ele geçirmek gibi bir talepleri olmadığı için Başkanlık Sistemi onları ilgilendirmeyecek), AKP’liler Recep Tayyip Erdoğan Başkanlık Sistemi istediği için

“evet” oyu verecekler.

Dahası, bu iki grup dışında kalan, hem AKP’ye, hem de BDP(PKK)’ye karşı olanlar da Silivri Sanıklarını kurtarmak için, tümüyle olmasa da, önemli oranda “evet” diyecekler.

Ortaya öyle bir karışık salata konacak ki herkes “karşı olduğumuz maddeler var ama yine de evet” noktasında birleşecek.

BDP’liler ve AKP’liler gıcık oldukları Ergenekoncuları, yine AKP’li ve ayrıca CHP ve MHP’liler nefret ettikleri PKK’lıları affedecekler!

AKP’liler “demokratik özerklik” neyisin nesidir diye bozuk atacaklar ama Başkanlık Sistemine gönül bağlayacaklar.

CHP ve MHP’liler hem Başkanlık sistemine, hem demokratk özerkliğe ateş püskürecekler ama böyle bir Anayasa’ya “hayır” demenin Silivri’deki İntikam Tutuklamalarının devamı anlamına geleceğini bildikleri için itiraz seslerini ancak cılız çıkarabilecekler.

Silivri’de yatan suçsuzlar “biz af istemiyoruz, biz davaların devamını istiyoruz, biz aklanmak isityoruz!”, diye bağırsalar da, onların dışarıdaki canları; içerdekiler işkence hayatından kurtulacağı, eşlerine, oğullarına, babalarına evde nihayet bir tas sıcak çorba içirebilecekleri için sessiz sakin sevinecekler.

Silivri’deki gerçek suçlular ve eli kanlı PKK’lılar da “oh be nihayet yırttık!”, diyerek göbek atacaklar.

***

Bir akşam tek adam (muhtemelen 2014’de) TV’ye çıkacak ve millete teşekkür edecek!

“Ben Anayasa değişikliğini referanduma gerek kalmayacak oy çokluğu ile TBMM’den geçirdim ama bir de aziz milletimin onayını almak istedim. Siz bana şimdilik 5 yıl, inşallah 5 yıl sonra da bir 5 yıl daha (toplam 10 yıl) ülkeyi tek başıma yönetmem için yetki verdiniz/vereceksiniz.

Milli irade önümüzdeki 10 yıl sizlerin özgürce aldığınız kararla şahsen bana devredilmiştir.

Hepinize minnettarım”, diyecek.

***

“Otokrasiler genellikle milli irade tarafından kurulur” sözü bir kez daha tarihe geçecek!

Dr. Cüneyt Ülsever

Odatv.com

ergenekon davası cüneyt ülsever AKP bdp CHP MHP PKK arşiv