Murtaza Demir yazdı: Baykal CHP'nin "Türkeş"i olmaya hazırlanıyor

Türkçe meali; CHP’nin “Türkeş’i” olmaya hazırlanan Abbas çıkınını hazırlamış, kaçacak…

Deniz Baykal 15 yıl boyunca CHP'nin Genel Başkanlığını yaptı...

Bunca yıl "cumhuriyet, laiklik, demokrasi" nutukları atan ve Atatürk gibi bir askeri-siyasi dehanın makamını işgal eden, fakat belli ki, hırslarının tutsağı olan bu adam, bugün kalkmış mezhep savaşı için çığırtkanlık yapıyor. Diyor ki; "Azez- Halep hattını açık tutmak için Türkiye'nin (o bölgeyi) bombalama hakkı vardır. Halep Sünni İslam kentidir. Bu kent Esad'ın- Nusayri (Alevi) himayesine terk edilemez..."

Talihsizliğin, vefasızlığın, dönekliğin ölçüsüne bakın ki, Aleviler, bu adamı hayat boyu milletvekilliği ve CHP Genel Başkanlığıyla yıl baş tacı etti!

Dinle, ahlakla, ideolojiyle ilgisi olmadığını yakınen bildiğimiz bir ayağı çukurdaki bu “maskeli adam” son çırpınışında şu mesajı veriyor; "Halep Sünni İslam kentidir, ben de Sünni’yim, Halep'li Sünnileri koruyun ve bana da Sünni AKP'de yer açın!.."

Türkçe meali; CHP’nin “Türkeş’i” olmaya hazırlanan Abbas çıkınını hazırlamış, kaçacak…

Gerçekten ibret verici değil mi? Baykal'ın sözlerini şöyle de anlayabilirsiniz; "Ortadoğu'da Şiiler, Aleviler ve Sünniler olarak bölünüp, birbirini boğazlasın; yeter ki, bir makamım olsun!.."

Peki, ama ya Türkiye?

Türkiye toplumunun bu bölünmeyi nasıl okuyacağı, hangi fayları tetikleyeceği, toplumun birbirine karşı nasıl bir pozisyon alacağı, talihsiz sözlerinin hangi toplumsal trajedilere neden olacağı Baykal'ın umurunda bile değil... Yeter ki, doyumsuzluğu ve makam aşkı tatmin edilsin… Bütün geçmişini inkâra, Savcı Sayan düzeyinin de altına düşmeye hazır...

İNSANLIĞIN BÜYÜK SEFALETİ!

Bu laflarıyla, Erdoğan'la olan kadim dostluğunu ve önünü neden açtığını, siyasi hayatı bitmiş birini neden tekrar siyasete kazandırdığını, sosyal demokrasiyi ve demokratları nasıl dolandırdığını gayet güzel özetliyor. Ya çok sevdiği makam hırsı aklını aldı; ya da adam zaten mezhepçi-mürtecinin tekiydi... Eğer öyleyse, görüp tanıdığımız Baykal aslında bir Truva Atıydı.

Yıllar yılı gerdan kırıp konuşmuş, kandırmış, oyalamış, satmış...

Önceki gün CNN ekranlarında, zirvelerdeki birinin sefaletini, çöküşünü, kendini inkârın en sefil örneğini izledik. Lafazan, yapay, tükenmiş, umutsuzca çırpınan yaşlı bir siyasi kadavranın hezeyanlarına gerçeğine tanık olduk. Ağzından dökülenlere ve satır aralarına gizlediklerine bakılırsa, Erdoğan'a epeyce önceden kapılanmış veya malum kaset nedeniyle tutsak alınmış!

Vah memleketim, vah emeklerim, vah CHP... Kimler genel başkanlık yapmış meğerse bu partide, kimi desteklemiş, yıllarca kimlere oy vermişiz... Konuş Baykal konuş... Konuş ki, Cumhuriyetin ve cumhuriyet değerlerinin nasıl peşkeş çekildiğini, tipik mezhep ülkesi haline gelmemizin gerçek günahkârını, dostu-haini, işbirlikçiyi bilelim...

Konuş ki;

Zorunlu Din Dersine, zorunlu mezhep dayatmalarına, cemaat(ler)e, uzun yıllar sessiz ve tepkisiz kalan Baykal'lı CHP'yi = AKP → IŞİD oluşumunun kaynağını anlayalım.

Konuş Baykal; sen kendini daha iyi anlatıyor, zihnimizi açıyorsun!

Murtaza Demir

Odatv.com

deniz baykal mezhep arşiv