Başbakan'ın verdiği cevap iflasın göstergesi

Başbakan Erdoğan’ın Japonya gezisinde gazetecilerin sorduğu bir soruya verdiği yanıt hem oportünizmin bir örneği hem de iflasın göstergesi…...

Başbakan Erdoğan’ın Japonya gezisinde gazetecilerin sorduğu bir soruya verdiği yanıt hem oportünizmin bir örneği hem de iflasın göstergesi…

Diyeceksiniz ki, nasıl?..

AKP’de oportünizm de demogoji de diz boyu… Bir yandan Suriye’ye giden silah yüklü TIR’lara ve otobüslere bakıyorsunuz, bir yandan da Başbakan’ın Uzakdoğu’da söylediklerine…

Şöyle demişti hükümetin başı, anımsayalım: “Türkiye’nin bölgesel veya küresel bir güç olma gibi bir hedefi yoktur. Türkiye sadece üzerine düşen görevi yapmak suretiyle gerek bölgede, gerekse uluslararası camiada bir yere oturtuluyor. Diğer hırs olarak tanımlanır ki hırs her zaman tehlikelidir. Bizim böyle bir hırsımız yok.”

RTE, bu görüşünü söylerken içeride otobüsler, TIR’lar Suriye’ye silah ve mühimmat taşımaya devam ediyor…

Yani, uluslararası camiayı ‘temin’ etmek adına düpedüz yalanlar mı söylenmiş oluyor o zaman?

Bir yanda oportünist duruş bir yanda yaşanan iflas… Karışık kafalar, karışık açıklamalar, karışık işler…

Fütüvvet ve gerekleri… İçeriye ve dışarıya yönelik fütüvvet var ortada. Meseleye buradan bakmak gerekiyor ve “ihvanlaşmak” nedir ne değildir anlamak…

RTE ve etrafındaki kadro olarak AK-INCILAR demektir artık, o da İHVAN demektir. Kurduğu ittifaklarla iktidara yerleşmiş ama şimdi artık iyot gibi açığa çıkmıştır.

XXX

Öte yandan, gücünü abartan, iç barıştan uzaklaşan “Türkiye İhvanı”nın Ortadoğu’daki sefaleti, karaya vuran dış politikası da kendisini yere göğe koyamayanların bile gördüğü bir gerçek artık. ‘Sıfır sorun’ nerede, çaresizlik eseri ‘değerli yalnızlık’ nerede? Düşünün bir; ABD-İran bile detant oluşturdu ama bizimkiler o kadar sefil ki Türkiye’yi aşağıya çektikçe çekiyor… Bütün mesele, Türkiye’nin ulusal çıkarlarından uzaklaşıp olup biten gelişmelere “İhvan” penceresinden bakmakta yatıyor tabii… RTE Hükümetini kuran AKP’ye hiç tereddüt etmeden kesinlikle “Türkiye’nin İhvanı” diyebiliriz artık.

(Bu arada ABD, Suriye’ye Cenevre kapısını açıp İran’la flört etmeye başlayınca Şii Hilali’ni kuşatma planını gözden geçirmiş ve bu doğrultuda Ortadoğu’da bir Sünni Blok oluşturma uğruna geçici olarak göz yumduğu İhvanlaşmaya set çekmeye başlamış olabilir mi?)

XXX

Türkiye, oysa yıllardır bölgede yumuşak güç uygulayan, Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesiyle hareket eden, herkesin güvendiği ve bir sorun oluştuğunda arabuluculuk istediği bir devletti Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin dış politikaya damga vurmaya başladığı 3,5-4 yıl öncesine kadar… Kuşkusuz, yine Türkiye’nin bu politikasında “laik” duruşunun büyük payı ve olumlu etkisi vardı. Çünkü laik Türkiye, Ortadoğu’da şu ya da bu etnik gruba, inanca, mezhebe vb. göre politikasını belirlemiyordu. Çok yönlü ilişkilere sahipti. Bu da Türkiye’ye hareket serbestisi ve esnekliği kazandırıyordu. Öyle ki, Türkiye savaşan iki komşusu arasındaki (İran-Irak) dolaylı diplomatik ilişkinin bile aktörü olabilecek kadar güvenilir bir partnerdi. Suriye-İsrail arasında bile arabulucuyken şimdi ikisiyle de kavgalı. Bu kadar ‘becerikli’ bir iktidar herhalde yeryüzünde yoktur!

Şimdi nedir durum?.. İhvanlaşan AKP, mezhepçilik yaptıkça, iç çatışmalarda açıkça taraf olunca, en sert tonda ve saldırgan üslupla diplomatik ölçü ve nezaketi bir kenara bırakınca; üstelik yukarıda belirttiğim bazı yakınlaşmalar da gündeme gelince yalnızlaştıkça yalnızlaşmıştır.

Bir yerde, oyun yeni baştan başlamaktadır, kağıtlar yeniden karılmaktadır. Peki, o zaman Erdoğan’ın Tokyo’da sarf ettiği sözler ne anlama gelmektedir? ‘Proaktif’ dış politikasından vaz mı geçiyordu AKP?.. Yoksa, değişen koşullar ve oluşan yeni konjonktür nedeniyle, içeride de yaşadığı zor günlerin etkisiyle bir ‘ayar’ mı yapmak zorunda kalıyordu?.. Kim bilir, belki de beyzbol sopasının anlamını yeni kavramaya yeni başlamıştır!..

Kerry’den ‘ayar’ üzerine ‘ayar’ alan Davutoğlu ne yapıyor?.. Suriye’ye dönük olarak otobüs-TIR akışının faturasını patronuna uzatıyor, Suriye’ye dönük jargonunda geri adım atıyor, İhvanlaşmanın eseri olarak sahip çıktığı Haşimi’den dolayı sırtını döndüğü Maliki’den tehdit üstüne tehdit alarak Türkiye’yi ‘madara’ ediyor…

Sahi bu Erdoğan-Davutoğlu ikilisi ne yapıyor?

Olan, sadece İhvanlaşan AKP’ye olmuyor; Türkiye kaybediyor… Oluşan zarar-ziyan faturası kabarıyor. Zaman geçiyor… İhvanlaşan AKP’nin bir an önce iktidardan uzaklaşması gerekiyor.

M. Ayhan Kara

Odatv.com

başbakan dış politika arşiv