Başbakan için bu gezi hayati önemde

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi kendisi açısından olduğundan daha fazla, RTE için önemli. Geziye tarihi dememin nedeni ise; ABD’nin RTE’ye verilen...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi kendisi açısından olduğundan daha fazla, RTE için önemli. Geziye tarihi dememin nedeni ise; ABD’nin RTE’ye verilen destek konusunda son bir yıldır dönüm noktasına gelmesidir.

***

Uzaktan izlediğim kadarı ile, ABD’de RTE hakkında üç farklı görüş var. Bu üç görüşün ortak noktası: RTE’nin ‘güvenilirliği’ni sorgulaması. Görüşler şöyle özetlenebilir:

1) RTE kafasının dikine giden bir kişi olarak güvenimizi kaybetti ama; 16 Mayıs’ta Washington’da Obama’dan aldığı ayar çerçevesinde, ‘dış politikası’nı yeniden ABD’ye göre tanzim etmeye başladı. Pabucun pahalı olduğunu gördü. Destek devam etsin.

2) RTE kafasının dikine giden bir kişi olarak güvenimizi kaybetti ama; Türkiye’de onun yerine destek verebileceğimiz bir alternatif var mı, yok mu karar veremiyoruz.

3) RTE kafasının dikine giden bir kişi olarak güvenimizi kaybetti. Üstüne üstlük; zig zag çizme konusunda hala ikna edici değil. Ne zaman, ne yapacağı hala belirsiz. Örneğin; ABD’ye verdiği tüm garantilere rağmen, Putin’den Türkiye’nin “Şanghay 5’lisi”ne ortak olması için yardım istedi. Bütün itirazlarımıza rağmen, Merkezi Yönetim’in arkasından dolanarak, Kuzey Irak ile özel petrol anlaşmaları yapmak istiyor. RTE çok tutarsız ve ders alması mümkün değil. Desteğimizi tamamen çekelim.

Bence bu üç görüşten en zayıfı 3’üncüsü, 1’inci görüş ise orta derecede etkin.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi sırasında 2’inci görüş sınanacak ve RTE’ye destek vermeye/vermemeye, ABD yetkilileri bu geziden sonra nihai bir karar verecek.

***

Kılıçdaroğlu bu anlamda ABD’de görücüye çıkıyor. Ancak, partisi ve kendisi hakkında bazı haklı/haksız önyargılar var:

1) CHP tarihi olarak anti-Amerikan bir çizgi izliyor. (Bkz:1 Mart Tezkeresi).

2) CHP tarihi olarak Kürtlere sempati göstermiyor. Halbuki, ABD’nin beklentisi; kendi Kürtlerinin haklarına sahip çıkan bir Türkiye’nin, Ortadoğu’da Kürtlere liderlik etmesidir. Zaten, Mısır’da önayak olduğu ‘Müslüman Kardeşler Projesi’ hüsrana uğradıktan sonra, Türkiye’nin Ortadoğu’da geriye kalan tek misyonu budur.

3) Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderlik kabiliyeti halen sorgu altındadır. Kendisinin, RTE’den şikayet eden Türk vatandaşları tarafından bile, ne kadar lider vasıflarına sahip bir politikacı olarak görüldüğü şüphelidir.

***

Lütfen kimse unutmasın ki, ABD herhangi bir müttefikine lider seçmez/seçemez. Sadece işine gelen ‘lideri’ destekler. Ancak, bu destek, siyasiyi tek başına ‘başbakan’ yapmaz ama başbakanlık yolunda önünü epey açar. Tersine; ABD’nin destek vermediği, daha ötesi köstek olduğu siyasinin şansı çok ama çok azalır.

Bu açıdan bakıldığında, Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisi RTE için çok daha fazla hayati öneme sahiptir.

***

Kılıçdaroğlu’nun şansı nedir? Samimiyeti!

Tabii ki istisnalar vardır ama pragmatik ABD Yönetimi herkese şans tanımaya, önyargıları her an aşmaya hazır bir geleneğe sahiptir.

Her şeyden öte; sadece ABD siyasetinde değil, Amerikalılar için her alanda birebir / yüz yüze etkileşimler çok önemlidir. Karşılarındaki kişinin zayıf noktalarını en iyi karşılıklı görüşmelerde yakaladıklarına inanırlar. Ancak, yine yüz yüze görüşmelerde karşı tarafın:

1) Samimiyeti,

2) Açık sözlülüğü,

3) Özgüveni,

4) Kararlılığı

5) Şahsiyet gücü,

6) Sözüne sadakati,

7) Beyin haritası (projeleri) Amerikalıları çok etkiler.

Bizler tevazu sahibi insanları tercih ederken, Amerikalılar tevazudan uzak, kendine güvenini açıkça ifade eden insanlara daha çok meftun olurlar.

***

Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’li ev sahipleri önünde nasıl bir ‘performans’ (İngilizceden çok, tam bir Amerikanca tabir!) sergileyeceğini hem ülkem adına, hem de basit bir insan olarak şahsım adına çok merak ediyorum.

Dr. Cüneyt Ülsever

Odatv.com

cüneyt ülsever başbakan erdoğan arşiv