BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN DEMİREL TAKTİĞİ

Doğan Yurdakul yazdı

Hürriyet’ten Şükrü Küçükşahin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Adana mitingi sırasında kalabalığın arasında dolaşmış.

Lider kürsüden Adana’nın bazı mahallelerinin adını sayıyormuş. Dinleyenler de “Bak ya, adam neleri biliyor; helal olsun” diyorlarmış.
Meslektaşımız daha sonra bazı iş adamlarının yanına gelince duyduklarını tekrarlamış. Onlar da “Evet, Demirel hafızası var galiba” demişler…
Oysa Erdoğan o mahalle adlarını önündeki camdan akan yazılardan okuyormuş!

Bu anekdot beni bundan otuz yıl öncesine götürdü.

O zaman ana muhalefet lideri olan Süleyman Demirel’in Bursa gezisine katılmıştım. İktidarda Ecevit iktidarı vardı, bazı temel maddelerin yokluğu çekiliyordu. Demirel de her gittiği yerde bu yoklukları eleştiriyordu.

Biz seçim otobüsünde o zamanlar Cumhuriyet’te olan Erbil Tuşalp ile yan yana oturuyorduk. Tesadüfen Demirel ile Sadettin Bilgiç’in önündeki sıradaydık ve arkamızda ne olup bittiğini duyabiliyorduk. Sırada hangi ilçe varsa, o ilçenin AP ilçe başkanı otobüse binip Demirel’e ve teşkilattan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bilgiç’e oranın sorunlarını anlatıyordu. Demirel de bu anlatılanlardan orada neye ağırlık vereceğini çıkarıyordu. Örneğin tavukçulukla geçinen bir ilçeye gelmeden önce ilçe başkanı piyasada yem bulunmadığını, tavuk üreticilerinin perişan olduğunu anlatmıştı. O ilçeye gelince Demirel otobüsün üstüne çıktı ve konuşmasına şöyle başladı: “Duyduğuma göre bu hükümet geldiğinden beri tavuklarınız bile yumurtlamaz olmuş!”

Biz oradan ayrılırken kesin olan bir şey vardı ki, ahali günlerce Demirel’in Ankara’da oturduğu yerden onların tavuklarının yumurtalarını nereden bildiğini konuşacaktı.

Aradan onca zaman geçti.

Herhalde şimdi meydanlara toplananlar da, Erdoğan’ın konuştuğu her yerin bütün mahallelerini bildiğini sanıyorlar ve belki de bu efsane dilden dile dolaşarak büyüyor. Hatta o gün konuşma yapacağı yerin meydanına toplananlar da “bakalım bizim mahalleyi de bilecek mi?” diye merakla bekliyor olabilirler.

Oysa bilmedikleri şu ki, “Son Padişah” olmayı yakıştırdıkları Erdoğan o mahalle adlarını prompter veya telesuflör denilen aygıttan, yani camdan akan yazılardan okuyor!

İşin özeti şu ki, seçim mitinglerinin amacı hiç değişmedi: halkı kandıracak bir efsane yaratmak ve o kalabalık aracılığıyla bu efsaneyi, evlere, kahvelere, sokak aralarına yaymak.

Değişen sadece yöntem. Eskiden sahnede yapılan göz boyamacılığını liderin örgütü sufle ederdi. Bugünün tek adamları örgütü bile devreden çıkardılar. Camdan okuyarak gösteriyorlar sihir ve kerametlerini!

Doğan Yurdakul

Odatv.com

Şükrü Küçükşahin Tayyip Erdoğan arşiv