BAKIN AMERİKA NE SÖYLÜYOR

Adalet Bakanlığı "ABD'li danışman yok" dedi

Yeniçağ gazetesi yazarı Arslan Bulut, 26 Haziran günkü köşesinde, Gazeteci Yılmaz Polat’ın “CIA Pençesinde Açılım” adlı kitabını kaynak göstererek, Adalet Bakanlığı'nda Bush zamanından beri Amerikalı bir danışman savcının bulunduğunu yazdı. Danıştay saldırısı hakkında “sürprizlere hazır olun” diyen zamanın Adalet Bakanı M. Ali Şahin’in bu Amerikalı savcıdan bilgi alıp almadığını sordu.

ADALET BAKANLIĞI'NDA ABD'DEN DANIŞMAN

Bulut yazısında şunları söyledi:

"Gül, 8 Ocak 2008’de Bush’a konuk oldu. Görüşmede, Kürt sorunu üzerinde durularak siyasi çözüm tartışıldı. Görüşmeden sonra Abdullah Gül, Bush’un bu konuyla ilgili bir isteğinin olmadığını açıkladı. Beyaz Saray ise Türk tarafını yalanlarcasına, görüşmede PKK ve siyasi çözüm yöntemlerinin ele alındığını bildirdi.
Siyasi çözümün şifresi, Erdoğan’ın 5 Kasım’da Bush ile baş başa görüşmesinde saklıydı. Gül-Bush görüşmesi, Erdoğan-Bush görüşmesinin devamı niteliğindeydi.
Abdullah Gül, Ankara’ya döndükten bir ay sonra ABD Adalet Bakanı, Türkiye Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştü. ABD ve Türk Adalet Bakanlıkları, uzun süredir işbirliği içindeydiler. 2006’da kamuoyuna yansımayan bir anlaşma da yapılmıştı ve o tarihten beri Kaliforniya Eyaleti Sacramento bölgesinden atanan bir Amerikalı savcı, Türk Adalet Bakanlığı’nda danışman olarak çalışıyordu.
ABD Adalet Bakanlığı bünyesinde 1991 yılında oluşturulan OPDAT’a, (Office of Prosecutorial Development Assistance and Training-Denizaşırı Adli Takibatı Geliştirme Yardımı ve Eğitim Dairesi’ne) bağlı savcılar bir yıllığına atanır; 14 ve 15’inci dereceden yılda 102-153 bin dolar arasında ücret alırlar. ABD’nin, Türkiye’nin yanı sıra Pakistan, Endonezya, Kenya, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde de danışman savcıları vardı.
Amerikalı danışman savcıların görevleri arasında terörizm suçlarının soruşturulması ve yargılama imkanlarının güçlendirilmesi; gerekli teknik yardımın sağlanması bulunuyordu. Ayrıca yabancı ülkelerde terörist izleme, insan haklarını koruma ve kara para aklama gibi konular da görevleri arasındaydı.
Amerikalı danışman savcı, Türk adaletini biçimlendirirken, Ankara Büyükelçiliği bünyesindeki FBI ve istihbarat birimleriyle de yakın işbirliği içinde çalışıyor."

BAKANLIK "YALANLADI"

Arslan Bulut'un bu satırlarına Adalet Bakanlığı'ndan "yalanlama" geldi. Bakanlık, Basın müşaviri Murat Aydın aracılığıyla Bulut'un köşesinden şöyle bir açıklamada bulundu: "26 Haziran 2010 tarihli baskısında yayımlanan 'Adalet Bakanlığı’nda Amerikalı bir savcı!' başlıklı yazınızda, bir kitaba dayandırılan '2006 yılında Amerika ile kamuoyuna yansımayan bir anlaşma yapıldığı ve Amerikalı bir savcının Türk Adalet Bakanlığı’nda danışman olarak çalıştığı' şeklinde gerçeği yansıtmayan iddialara yer verilmiştir.
Türkiye ile birçok yabancı devlet arasında olduğu gibi ABD ile de 1980 yılında yapılmış olan 'Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli Yardımlaşma Antlaşması' yürürlükte bulunmaktadır.
Bunun dışında ülkemiz ile ABD arasında 2006 yılında herhangi bir antlaşma yapılmamıştır.
Ayrıca 'Amerikalı bir savcının Türk Adalet Bakanlığı’nda danışman olarak çalıştığı' iddiası da hiçbir şekilde doğru değildir."

Evet, Adalet Bakanlığı Arslan Bulut'u "yalanladı." Bakanlık OPDAT programı dahilinde kendilerinde ABD'li çalışan bir isim bulunmadığını, Türkiye ile ABD arasında bu program dahilinde bir anlaşma bulunmadığını söylüyordu.

ABD ADALET BAKANLIĞI ÖYLE SÖYLEMİYOR

Ancak Adalet Bakanlığı'nın açıklaması bizzat ABD Adalet Bakanlığı'nın belgeleri ile yalanlanıyor. ABD Adalet Bakanlığı'nın sayfasında OPDAT Countrterorism programı dahilinde gerçekleştirilenler şöyle anlatılıyor: "OPDAT Türkiye'de Dış İşleri Bakanlığı, Amerikan Elçiliği, Türk Hükümeti ve tüm Avrupa'da uluslararası toplulukla yakın ilişki içinde, Kürdistan İşçi Partisi'nce (PKK) ve başka terör örgütlerince desteklenen ya da gerçekleştirilen şiddet eylemleriyle mücadele etmenin yöntemleri üzerine çalışmıştır. Buna ek olarak, OPDAT terörle mücadeleye ilişkin yasaların çıkarılıp uygulanması konusunda, bu arada, varlıkların dondurulması/varlıklara el konmasıyla, yolsuzluk ve yozlaşmayla ilgili davaların etkili bir şekilde araştırılması ve takip edilmesi imkanlarını geliştirme konusunda Türkiye'ye yardımcı olur." (http://www.justice.gov/criminal/opdat/worldact-programs/ctu.html)

Kısacası ABD Adalet Bakanlığı resmi sitesinde, Türkiye ile ABD arasında OPDAT programı dahilinde PKK'ya karşı bir işbirliği yapıldığını ve bu program dahilinde danışmanlık yapıldığını kamuoyuna açıklıyor. Oysa Türkiye Adalet Bakanlığı, ABD ile böyle bir anlaşmanın olmadığını, ABD'den bu konuda bir yardım alınmadığını açıklamamış mıydı?

İSTANBUL'DA SAVCILARA TOPLANTI

Yine ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinde şöyle bir bilgi veriliyor: "Türkiye'de PKK ile Savaşmanın Yasal Araçları Üzerine Program: 25-26 Ocak 2007'de, OPDAT Türkiye Genel Hukuk Danışmanı İstanbul'da, PKK ile mücadelede yasal araçlar üzerine bir program düzenledi. Program katılımcıları terör suçları ve organize suçlarla ilgilenen mahkemeleri bulunan sekiz Türk kentinden cumhuriyet başsavcı vekilleri ile dört yargı temsilcisinden oluştu. Program Türk yetkilileri ile Hollandalı ve İngiliz meslektaşlarını bir araya getirdi. Amaç, programa katılan tüm tarafların, PKK ile mücadelede kendi ülkelerinde kullanabilecekleri mevcut yasal araçları tartışmalarını sağlamaktı." (http://www.dojafijobs.us/news.html)

ABD Dışişleri Bakanlığı, resmi yayın organında Genel Hukuk Danışmanı'nın İstanbul'da PKK ile mücadele kapsamında cumhuriyet savcıları ve yargı temsilcilerine yönelik bir program düzenlendiğini haber veriyordu. Oysa Adalet Bakanlığı kimseden danışmanlık hizmeti almadıklarını söylemiyor muydu?

2002'DE DE VAR

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın arşivi tarandığında 2002 yılında da bir programın düzenlendiği görülüyor. Bakanlık şöyle bir açıklamada bulunuyor: "2002'de OPDAT, Türkiye ve Katar'dan yetkililer için, terörizmin finansal destekleri konusunda bir program, Orta Asya'da, Güney Amerika'nın Üçlü Sınır bölgesinde ve diğer öncelikli bölgelerde bazı ülkeler için terör karşıtı yasama taslakları hazırlama seminerleri ve 11 Güneydoğu Avrupa ülkesinde organize suç ve terörizm arasındaki bağlantı üzerine atölyeler düzenledi. Bu programların pek çoğunu karşılıklı (iki yönlü) teknik yardım izler. Öngörülebilir gelecekte OPDAT Bakanlık'ın terör karşıtı stratejik amaçlarını dünya çapında uygulama, ortaklarımızın terörizmle mücadelede daha etkili araçlar geliştirmesine destek olma ve bu mücadelede ülkelerimizi bağlayan işbirliğini geliştirme çabalarının ön saffını oluşturacaktır." (http://www.justice.gov/criminal/opdat/about/strategic-plan.html)

Bakanlık, OPDAT programı dahilinde seminerlerin yanısıra iki yönlü teknik yardımın da gerçekleştiğini haber veriyor. Türkiye'de Adalet Bakanlığı'nın kesinlikle yalanladığı ilişki, ABD Adalet Bakanlığı arşivlerinde yapılan faaliyetler ile beraber net olarak görülebiliyor.

Tüm bunlardan sonra Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, Türkiye'de gazeteciler yerine ABD Adalet Bakanlığı'nı yalanlaması gerekmez mi? Ya da Adalet Bakanlığı İstanbul'da düzenlenen OPDAT toplantılarından haberdar değil mi?

Barış Terkoğlu
Odatv.com

arşiv