Bakan ne zaman Kemaliye'ye gelse...

Dün Kemaliye’nin bahtsız köyü Başbağlar’da 1993’te yaşanan hayasız ve insanlık dışı katliamın yıldönümüydü...

Gümrük ve Tekel Bakanı Bülent Tüfekçi’nin geçenlerde 38. Uluslararası Kemaliye Şenliklerinde sarf ettiği ve CHP’nin adalet yürüyüşünü karalamaya yönelik sözlerini Odatv ajanstan görerek haberleştirmişti. Daha sonra şenliklere değinen yazımda bendeniz de söz konusu bakanı eleştirmiştim.

BAKAN TÜFEKÇİ’NİN YÜRÜYÜŞ TAKINTISI

Dün (5 Temmuz) Kemaliye’nin bahtsız köyü Başbağlar’da 1993’te yaşanan hayasız ve insanlık dışı katliamın yıldönümüydü. Bakan Tüfekçi yine Kemaliye’ye geldi, Başbağlar’daki anma törenine katıldı ve oradaki CHP temsilcilerinin gözüne baka baka şenliğin açılış töreni sırasındaki konuşmasında CHP’nin yürüyüşüyle ilgili olarak sarf ettiği sözlerine atıfta bulunarak sahip çıktı! Hatta, “Alınanlar olmuş…” diyerek…

Bakan Tüfekçi sorumsuzlukla ileri geri konuşuyor. Atıp tutuyor. Nerede ve ne için konuştuğunu düşünecek kadar bile ayakları yere basmıyor.

Nerede konuşuyorsun? Başbağlar’da… Orada ne var? 1993’te provokatif hayasız PKK saldırısında hayatını kaybeden yurttaşlarımızın anma töreni… Ulusça kenetlenilmesi gereken bir tabloda kutuplaştıran, ayrıştıran, karşı karşıya getirmeye çalışan biz zihniyet…

GÖR BUNU BAKAN BEY, GÖR…

Biraz geriye gidelim, 1993’e… 2 Temmuz’da Sivas Madımak’ta yüz karası bir vahşet yaşandı. Diri diri yakılarak canına kıyıldı onca insanın. Alevi ağırlıklı simalar vahşete uğradı.

Bu vahşeti fırsat bilen ve deniz aşırı emperyal odaklarla göbekten bağlı olan PKK durumdan vazife çıkardı. Kemaliye merkeze oldukça uzaklıktaki, Tunceli sınırındaki Başbağlar köyüne saldırarak Sivas’taki saldırının bir benzerini gerçekleştirdi. Masum köylüler katledildi, sağ kalanlar da diri diri yakıldı. “Kısasa kısas” mesajı verildi güya! PKK’nın şu mesajı vermeye çalıştı Alevilere; “Gördünüz mü, intikamınızı en kısa sürede, üç gün sonra aynı şekilde aldım!”

PKK’nin Başbağlar katliamından, bu tarihimizin en büyük provokasyonlarından birinden iki muradı vardı; 1)Alevi yurttaşlara göz kırpmak, 2)Bir Alevi-Sünni gerilimini tırmandırarak Türkiye’yi takatsiz bırakak, zayıf düşürmek ve amacına ulaşmak…

İşte Bakan Tüfekçi’nin anlayamadığı bu… Anlasa, zaten ileri geri konuşmazdı Başbağlar’ın yıldönümünden beş gün önce de, yıldönümünde de…

Çok şükür ki PKK da arkasındaki güçler de muradına erişemedi. Türkiye, Alevisiyle, Sünnisiyle acısını yaşadı ama provokasyonu gördü, kardeşliğine halel getirmedi. İki büyük acı yıllardır perşpeşe hatırlanarak dersler çıkarılıyor.

ADALET HERKESE LAZIM

CHP, “adalet” için yürüyor. Aynı zamanda Başbağlar köylülerinin 24 yıldır aradığı adalet için… Bakan Tüfekçi ise atıp tutuyor. Atıp tuttuğu lokasyonda ağzından çıkanı kulağının duyması gerekiyor oysa.

Bakan Tüfekçi; “adalet”, hava gibidir, su gibidir, toprak gibidir… Olmazsa olmaz…

TARİHİ BİR AYRINTI

Kılıçdaroğlu, Başbağlar muhtarı Ali Akarpınar’ı aramış 5 Temmuz sabahı, bir de mesaj göndermiş… Bu kez CHP, il başkanlığı düzeyinde katılmış törenlere… Keşke yürüyüşten azade tutularak bir genel başkan yardımcısı ve birkaç milletvekili de -örneğin birisi Kemaliyeli Tuncay Özkan olabilirdi- görevlendirilebilirdi. Hem yürüyüp hem de çiklet çiğnemek diye güzel bir sözü vardır Amerikalıların. Tam da bu.

Bu noktada şu notu da düşeyim artık; Kemaliye’ye ne zaman gitsem ya da başka bir yerde bir Kemaliyeli dostuma rastlasam bir teşekkürü hiç eksik etmezler ve bendenizi mahcup ederler. Nereden nasıl öğrenmişlerse CHP’nin 18 yıldan sonra Başbağlar anma törenlerine katılmasını sağladığımı öğrenmişler. Ben de bu konuda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na teşekkür borçluyum; önerimle Madımak’takinni yanında Başbağlar’daki mağduriyete de sahip çıktığı için. İlk katılımdan sonra karşılaştığımızda “Sürekli katlacağız, hep orada olacağız” demişti. Bu konuda sorumlu bir tutum takındığını belirtmeliyim.

2, 5, 15 TEMMUZ’UN KESİŞTİĞİ NOKTA

Madımak’ta da, Başbağlar’da da hain provokasyonlarla yurttaşlarımızın hayatına kasteden ve aynı zamanda Türkiye’nin dirliğine yönelenlere inat, bir türküdür birliğimiz. Bakan Tüfekçi’nin göremediği ise şudur; 2 Temmuz 1993’te Madımak’ta, 5 Temmuz 1993’te Başbağlar’da, 15 Temmuz 2016’da Ankara’da ve İstanbul’da tetiği düşüren eller farklıydı ama o tetiği tutan ellerin ipi aynı adreslerdi. Madımak’ta, Başbağlar’da acımasızca yurttaşlarımıza kıyanlarla 15 Temmuz’da acımasızca tanklardan ateş açanlar, uçaklardan bomba yağdıranlar çok yakın akrabalardı hatta aynı ailedendi.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Muzaffer Ayhan Kara odatv arşiv