Bahçeli'nin geldiği yer

Devlet Bahçeli'nin meclis grup toplantısında sarf ettiği çok önemli tespitini konu edeceğim. Ama bundan önce bazı bilgiler vermeliyim:

Ülkü Ocağı, 1968'de Ankara Üniversitesi Hukuk, Dil Tarih ve Coğrafya ile Ziraat fakültelerinde milliyetçi gençler tarafından fikir kulübü olarak kuruldu. Ardından…

Türkeş liderliğindeki CKMP/Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin gençlik örgütlenmesi, her üniversitede Ülkü Ocağı kurmaya başladı.

CKMP yönetiminde ağırlık, 27 Mayıs 1960 askeri harekâtını gerçekleştirip sonra tasfiye edilen “Ondörtler Grubu”nda idi.

Parti yönetimindeki emekli askerlerden Dündar Taşer, Ülkü Ocakları'nın kurulması ve teşkilatlanması ile bizzat ilgilendi.

Ülkü Ocağı'nın amacı, gençlerin “Millî birliğimizi ve beraberliğimizi parçalayacak cereyanlarla mücadele” etmesini sağlamaktı.

Keza:

Parti yönetimindeki emekli askerlerden Muzaffer Özdağ teklifiyle (yarı askeri talim sebebiyle) kamuoyunda “Komando” adıyla bilinen kamplar kuruldu.

Zamanla sayıları 150'yi bulan kamplarda 15 binin üzerinde komando genç eğitim gördü.

Kamplar basında çok gündeme gelince Türkeş şunu dedi:

-“ Komünistler, memleketi sahipsiz sanıp da sokak hâkimiyetini kuramazlar. Onların anlayacağı dilden konuşacak, memleketçi, milliyetçi çocuklar vardır. Bunun için gençlerimizi, mücadeleci olarak yetiştiriyoruz…”

Yok, meselem eski defterleri açmak değil.

KİMİ ÖRNEK ALDI

Bir örnek daha vermeme izin veriniz:

Tekir Yaylası'nda açılan “Sütçü İmam Gençlik Kampı” bildirisinde de görüleceği gibi hedef belliydi:

-“Senin evlatların milliyetçi oldukları için kahpece kurşunlanıyor, namaz kıldığı için komaya sokuluyor. Bu tip olaylara karşı fikren ve imanca kuvvetli bir milliyetçi gençlik olarak harekete geçmek zamanı gelmiştir…”

Kendilerine “sivil Mehmetçikler” diyen Komandolar, 1969 yılı başından itibaren üniversitelerdeki şiddet olaylarıyla gündeme gelmeye başladı.

Komandoların adı zamanla üniversite dışındaki olaylarla da duyulmaya başlandı. Ki sonra, devrimciler ve ülkücülerin oluk oluk kanı akmaya başladı.

Sol'a göre, komando kamplarının arkasında ABD sermayesi vardı.

Emniyet Genel Müdürü Ömer Naci Bozkurt tarafından 26 Ekim 1970'de hazırlanan ve İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu imzasıyla Başbakan Süleyman Demirel'e sunulan rapora göre, komando kampları Alman faşist Nazi teşkilatını örnek almıştı!

Rapor aylarca tartışıldı…

İddialar ne kadar gerçeği yansıtıyor, ne kadarı yalan ayrı tartışma konusu. Gelmek istediğim yer şurası:

KİM NEREYE SAVRULDU

Geldik asıl konumuza…

Bahçeli meclis grup toplantısında dedi ki:

-“ Rusya'nın karşısında Batı'nın sözcülüğünü yapanlar hastalıklı sömürge kalıntıları olduklarını acıklı şekilde göstermişlerdir. İstanbul Dolmabahçe rıhtımına demirleyen ABD'nin 6'ncı Filosu'na 17 Temmuz 1968'de saldıranlar ve onların izinden yürüyenler, geldiğimiz bu aşamada utanmadan, sıkılmadan, hiçbir mahcubiyet duymadan o filonun tayfası, kurşun askeri haline gelmişlerdir. Bunların dünü mü doğruydu? Yoksa bugün yaptıkları mı doğrudur?”

Bilmeyenler için yazayım:

Anti-emperyalist solcu öğrencilerin 1968 ve 1969 yılında Amerikan 6'ncı Filo'ya karşı yaptığı eylemler yüzünden üç devrimci genç öldürüldü.

Şimdi, söyler misiniz:

Bahçeli'nin dünü mü yanlıştı, bugünü mü doğru? Diyor ki; Amerikan emperyalizmine karşı çıkan solcular neredesiniz? Nasıl dönüşüm yaşadınız ki, 6'ncı Filo'nun tayfası-kurşun askeri oldunuz? Doğru tespit.

Ancak sanırım Bahçeli bunu tüm solcular için söylemiyor; çünkü, bedeller ödeme pahasına inatla devrimci çizgisini bozmayan solcular var hâlâ bu ülkede…

Peki… Bahçeli nasıl bir düşünsel değişim yaşadı ki, 6'ncı Filo'ya karşı çıkan devrimciler ile aynı safta buluştu?

On yıllar sonra (hep Rusya/SB karşıtlığıyla bilinen) bir milliyetçi parti, Amerikan emperyalizmine karşı neden tavır almaya başladı? Ki partinin yayın organı TÜRKGÜN de Bahçeli'nin sözlerini dün manşete taşıdı.

Son dönem Bahçeli konuşmalarında sıklıkla görülüyor; pek sadık olduğu neoliberalizme karşı da sesini çıkarmaya başladı. Halkçılığı, toplumculuğu, ulusal pazarı koruyan milliyetçilik ışığını hatırladı demek!

O halde: MHP'deki politik değişimi nasıl değerlendirmeliyiz? Bu, yurtsever devrimcilere karşı Soğuk Savaş ürünü salt komando olmaya indirgenen statükocu bilincin-eylemin, kökü 1880'lere dayanan Türkçülük özüne dönüşü mü? Elbet tartışmalıyız…

Sonuçta:

Bahçeli'nin geldiği yer sevindiricidir.

Kimi solcuların savrulduğu yer üzücüdür.

CHP yönetiminin bu gelişmeleri okuyamaması acıdır.

Soner Yalçın

Odatv.com

Bahçeli'nin geldiği yer - Resim : 1
Bahçeli