“Son Süvari”nin unutulmaz gecesi

Muzaffer Ayhan Kara yazdı...

Tam da “Depodaki Türkiye Tarihi” sergisine denk geldi belgesel gösterimi. Söz konusu sergi, yüz binlerce fotoğraf arasından seçilen 75 fotoğraftan oluşan ve Türkiye’nin yakın Cumhuriyet tarihine ılık tutan bir sergi. Şu sıralar Beyoğlu’ndaki bir galeride olan sergiyi gezin, öneririm. Hem o sergide bu yazının ve söz edeceğim gecenin kahramanının da imza attığı fotoğrafları göreceksiniz.

Kahramanımız ise “Son Süvari”, yani yılların gazetecisi-foto muhabiri Ergin Konuksever.

NİTELİKLİ BİR BELGESEL

Onu yıllardır tanırım; 68’lilerin ve gazetecilerin ortamından. Bir derviş gibi gösterişsiz, mütevazı, halim selim ama omurgalı duruşuyla her gördüğümde saygım artardı kendisine. Küçük sohbetlerimizdeki lezzetli anları adeta bir mendile koyup cebime atar, eve götürürdüm. “Son Süvari/Bir Gazeteci Bir İnsan/Ergün Konuksever” belgeselini dün akşam izledikten sonra çok daha yakından tanımış oldum kendisini ve tabii daha çok sevdim. Dilşat Zülkadiroğlu’nun imza attığı belgesel de hakikaten çok doyurucu, nitelikli. Zengin içeriğinin yanında kamerasıyla, kurgusuyla, diliyle de mükemmele yakın bir atmosfer taşıyor belgesel. Uzun denilebilecek süresine karşın monotonluğa da düşmemiş. Soner Yalçın’ın “Menekşe’den Sonra”sıyla birlikte son yıllarda izlediğim ve sanırım hiç beleğimden silinmeyecek en iyi belgesel diyebilirim.

İKONLAŞAN FOTOĞRAF VE TAKSİM MEYDANI

Yönetmen Zülkadiroğlu, çok katmanlı bir belgesel çıkarmış ortaya. Konuksever’in gazetecilik yaptığı ve vizörüyle tanıklık ettiği yarım asırlık zaman kesitini de, bir yerde Türkiye’nin yarım asırlık yakın siyasal tarihini de gözler önüne sermiş. Belgeselde enteresan olan bir boyut da, 68 gençlik hareketlerini de yakından izleyen ve o dönemin aktivistlerine yürek olarak da yakın duran bir kimlik taşıyan Konuksever’i anlatan kimselerin çoğunun da 68 kuşağının simaları olması. Tıpkı Che’nin ikonlaşan bereli fotoğrafı gibi, çektiği Deniz Gezmiş’in parkalı fotoğrafının da bir gün ikonlaşacağını deklanşöre bastığı anda nereden bilebilirdi Ergin Ağabey? Daha ne fotoğraflar 68 hareketinden… Dolmabahçe’de denize dökülen Amerikan deniz piyadeleri mi dersiniz, Taksim’deki Atatürk anıtında megafonla konuşma yapan Harun Karadeniz mi, Beyazıt’taki üniversite işgalleri ve boykotları mı?.. Fakat Türk siyasal tarihinde önemli bir yeri olan Taksim Meydanı bambaşkadır Ergin Konuksever için… Oradan geçtiği haberler, çektiği fotoğraflar çok önemli bir yer tutar meslek hayatında. Kanlı Pazar’dan tutun da 1 Mayıs 1977’ye, Gezi’ye kadar…

KONUKSEVER BİRAZ 21 MAYIS-22 ŞUBAT, BİAZ 27 MAYIS, BİRAZ 68, BİRAZ KIBRIS’TIR

Ergin Ağabey’in hayatında 21 Mayıs ve 22 Şubat’taki Talat Aydemir’in askersel çıkışları, Kore ve Kıbrıs savaşları da var. Kıbrıs’ta vurularak gazi oluşu bambaşka bir öykü. Bunu bile mütevazılığıyla adeta örtmüştür hayatında. Adem Yavuz, yanında şehit düşer yaralı olarak beraber yattıkları hastane koğuşunda. Onu kurtaransa bir Rum doktordur ve sonra ahbap da olurlar.

Ergin Ağabey en çok atları ve 68’lileri sevmiştir. Atları hayvan kategorisinde değerlendirmez. Hisli yaratıklar olarak görür ve insandan anladıklarını düşünür. Şöyle de bir esprisi vardır; zaten, zamanında şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da üzerinden atarak insandan anladığını göstermiştir ona göre atlar!

“Son Süvari”nin unutulmaz gecesi - Resim : 1

Peki, bu at sevgisi nerden geliyor Ergin Ağabey’in? Askerliğini “Süvari Yedek Subay” olarak yapmış ve at sevgisi, daha doğrusu aşkı orada başlamıştır. Şimdi torunlarına aşılıyor o sevgiyi, hatta aşılamış bile, öyle gözüküyor belgeselde. 21 Mayıs ve 22 Şubat askersel çıkışlarında hareketin içinde olmasında görülüyor ki, başka bir süvarinin, bu çıkışların ikincisinde Talat Aybay’la birlikte idam edilen Sv. Bnb. Fethi Gürcan’a sevgisinin, bağlılığının payı çoktur. Bir vefa adamıdır aynı zamanda Konuksever. O yüzden 68’li gençleri yeri gelir evinde saklar.

Konuksever’e göre, 68, 27 Mayıs’ın devamıdır; 21 Mayıs-22 Şubat ise 27 Mayıs’ın akamete uğramasına tepkidir. Gezi de 60’lardaki devrimci çıkışların bir izdüşümüdür günümüzdeki.

VEFALIDIR, ADAM GİBİ ADAMDIR VE MUHABİR KALANLARDANDIR

Foto muhabirleri için de onların “Ergin Ağabeyi”dir üstat; onların her şeyindedir, kız isterken de, mesleki bir sorununda da, evinde de onlara masada hep yer vardır. Belgeselde Coşkun Aral ‘ın anlatımları naif bir şekilde ama hakkıyla bu boyutu ortaya koyuyor.

Belgeselde daha iyi tanıdığım Ergin Konuksever gördüm ki, gazetecilikte hep “muhabir” kalmış, o heyecanı ilk günkü haliyle yaşamış. Hep merak etmiş, hep kaynağına inmiş, hep sıcak gelişmelerin, olayların ortasında olmayı yeğlemiş, gözünü budaktan sakınmamış. Cesareti, bilgiyle harmanlamış.

“Son Süvari”nin unutulmaz gecesi - Resim : 2

Bir şey daha dikkatimi çekti; bu kadar meslek aşkı, bu kadar aksiyon ama yine de çok iyi bir eş, baba ve dede olmayı da başarmış “Son Süvari.” Hakikaten “adam gibi adam” sıfatını hak eden “Bir İnsan” belgeseldeki başlıkla. Belgesel, “insan” Konuksever’i de çok güzel koymuş ortaya. Yönetmen Zülkadiroğlu’nu dün gece kutladım ama buradan da ayrıca kutluyorum. Ayrıca, pek çok 68’linin bulunduğu, çok sayıda dostumla birlikte olduğumuz çok hoş, çok sıcak bir gece de yaşadık kahramanımız sayesinde. Onun da çok mutlu olduğunu gördüm. Eşi, çocukları ve torunlarıyla, gazeteci ve 68’li arkadaşlarıyla, Kıbrıs Gazisi arkadaşlarıyla (E. Dz. Bnb.-Kıbrıs Gazisi Mesut Günsev’in mesajını da yine E. Alb.-Kıbrıs Gazisi Atilla Çilingiroğlu okudu) muhtemelen ilk kez hep birlikte olmaktan çok gönendi üstat.

Prof. Dr. Coşkun Özdemir’le gittiğimiz belgesel gösteriminden arkadaşım, gazeteci ve eski ordu mensubu Atilla Özsever’le ayrıldık. Belgeselde geçen Kurbağalıdere Köprüsü üzerindeki 15-16 Haziran işçi yürüyüşü sırasında görevli olan askeri birliğin başındaki subaydır Özsever de. Onun da anıları depreşti tabii. Belgeseli izleyenler arasında aynı zamanda belgeselin kahranı olan sima az değildi.

“Son Süvari”nin unutulmaz gecesi - Resim : 3

Bir gün Taksim Meydanı’nda avare bir şekilde dolaşırken dikkat edin; bir köşede “Son Süvari”ye rastlayabilirsiniz. Çünkü oralarda dolaşır fırsat buldukça, derinlere dalar, anılarını tazeler. O zaman mutlaka bir selam verin, tanışın, çok memnun olacaktır.

Hayatımıza kattıkların için teşekkürler Ergin Ağabey; Babıali’nin civanmertSon Süvari”si.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Muzaffer Ayhan Kara civanmert son süvari arşiv