AYM'den çok tartışılacak "GDO’lu mama" kararı

Anayasa Mahkemesi, bebek mamalarında geçtiğimiz yıllarda GDO’lu ürünler tespit edilmesinin ardından yaşadığı endişe nedeniyle başvuruda bulunan annenin talebini reddetti

Bebek mamalarında geçtiğimiz yıllarda GDO’lu ürünler tespit edilmesinin ardından yaşadığı endişe nedeniyle bir annenin yaptığı bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, GDO içeren ürünler nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlığın beden ve ruh sağlığına olan etkisinin açık şekilde ortaya konmadığı gerekçesiyle reddetti. Anayasa Mahkemesi’ne başvuran annenin vekili Avukat Erol Çiçek, AYM’nin, annenin kapıldığı endişenin asgari şiddet derecesine ulaşmadığı kanaatine vardığını belirterek, başvurunun kabul edilmesi için annenin ruh sağlığını yitirmesinin ve bunun raporlanmasının istendiğini dile getirdi. Bunun insan haklarına aykırı olduğunu savunan Avukat Çiçek, “GDO’lu ürünlerin ülkeye girişini kabul eden Anayasa Mahkemesi’nin bir annenin kapıldığı endişenin şiddet derecesinin yeterli seviyeye ulaşmadığı kanaatine nasıl ulaştığını anlamakta zorluk çekiyorum” dedi.

ÇOCUĞUNA YEDİRDİĞİ MAMALARDAN KUŞKULANAN ANNENİN HAK ARAYIŞI

10 yaşında çocuğu bulunan bir anne, GDO’lu soya, mısır ve pirinç gibi ürünlerin bebek mamalarında kullanıldığına ilişkin gazete haberlerinin ardından, o günlerde 3,5 yaşında olan çocuğunun beslenmesinde kullandığı mamalarla ilgili kuşkuları artınca, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın görevini yerine getirmediği iddiasıyla yargıya başvurdu. GDO’lu mamalarla ilgili yaşadığı korku ve endişe yüzünden bakanlığa manevi tazminat davası açan başvurucu anne, dava dilekçesinde bu konudaki bilimsel verileri de mahkemeye sundu. GDO’lu ürünlerin ham madde, tohum ve son ürün olarak Türkiye’ye ithal edildiğini kaydeden başvurucu anne, mahkemeye sunduğu dava dilekçesinde birbirinden farklı ürünlerin her birinin güvenlik testinden geçirilmesi gerekliliğine dikkat çekti.

MAHKEME ANNENİN MANEVİ TAZMİNAT DAVASINI REDDETTİ

GDO’lu ürünlerle ilgili olarak anayasal sorumluluğu gereği vatandaşları bilgilendirme, uyarma görevi bulunan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın görevini yerine getirmediğini savunan annenin açtığı davayı gören alt mahkeme, bakanlığın herhangi bir kusuru bulunmadığına karar verdi. Mahkeme kararında, idarenin herhangi bir kusuru bulunduğu yolunda tespit olmadığından, ağır hizmet kusurundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle annenin tazminat davasını de reddetti.

ENDİŞELİ ANNE ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURDU

Davacı anne bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını Anayasa, kanun ve uluslararası sözleşmeler uyarınca üzerine düşen görevlerini yerine getirmeyerek ağır hizmet kusuru işlediği gerekçesiyle açtığı davanın, heyet hâlinde incelenmesi gerekirken tek hâkim tarafından ele alındığını belirten başvurucu anne, AYM’ye yaptığı bireysel başvuruda yargılamanın heyet halinde değil, tek hâkim tarafından yapıldığını belirterek kanuni hâkim güvencesinin ihlal edildiğini iddia etti.

ANAYASA MAHKEMESİ: ‘ENDİŞE ASGARİ ŞİDDET BOYUTUNA ULAŞMAMIŞ’

Endişeli annenin başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, “Başvurucunun ileri sürdüğü hususlarda bir endişe yaşadığı görülmekle birlikte, bu endişesinin incelenmeyi haklı gösterecek ve somut olay bazında asgari şiddet derecesini aşacak şekilde ortaya konulamadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla somut başvurunun, başvurucunun Anayasa'nın 17. maddesinde güvence altına alınan haklarına bir etkide bulunduğu veya bu etkinin asgari bir şiddet derecesine ve ciddi bir boyuta ulaştığı sonucuna varılamamıştır” görüşlerine yer verdiği kararında, başvuruyu reddetti.

AV. EROL ÇİÇEK: ‘GDO’DA DENETİM YETKİSİ OLAN İDARENİN KUSURU AÇIK’

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını değerlendiren başvurucu annenin vekili Avukat Erol Çiçek, 2006-2009 yılları arasında üretilen bebek mamalarında GDO’lu ürün kullanıldığının ispatlanmasının hayatın olağan akışına uygun düşmediğini savundu. GDO’lu ürünlerin denetiminin ait olduğu bakanlığın, ünlü bir bebek markasının mamasını GDO’lu ürün içermesi nedeniyle toplattığını ve çıkarılan yönetmelikle bebek mamalarında GDO’lu ürün kullanımının tamamen yasaklandığına dikkati çeken Çiçek, bu nedenle idarenin kusurunun açık olduğu görüşünü savundu.

(Av. Erol Çiçek)

‘AYM’NİN ŞİDDETLE İLGİLİ KANAATİNİ ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUM’

Buna rağmen Anayasa Mahkemesi’nin başvurucudan mamaların içinde GDO’lu ürün bulunduğunun ispatını istediğini belirten Avukat Erol Çiçek, bununla da yetinilmeyerek annenin kapıldığı endişenin asgari şiddet derecesine ulaşmadığı kanaatine varıldığının altını çizerek, başvurunun kabul edilmesi için annenin ruh sağlığını yitirmesinin ve bunun raporlanmasının istendiğini dile getirdi. Bunun insan haklarına aykırı olduğunu savunan Çiçek, AYM'nin bir annenin kapıldığı endişenin şiddet derecesinin yeterli seviyeye ulaşmadığı kanaatine nasıl ulaştığını anlamakta zorluk çektiğini de sözlerine ekledi.

AYM'den çok tartışılacak "GDO’lu mama" kararı - Resim : 1

Yusuf Yavuz
Odatv.com

ÜLKER'DEN AÇIKLAMA

Ülker'in bağlı olduğu Yıldız Holding'in, haberimize dair avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamayı yayımlıyoruz:


Mevzuatımıza göre ülkemizde gıdaların üretimi için kullanılacak bileşenlerin/hammaddelerin Bakanlık onayı olmayan GDO içermesi yasaktır; bu nedenle Bakanlık onayı olmayan GDO’lu bileşen/hammadde ithalatı ve/veya kullanımı tamamen yasaktır. Hero Baby ile ticari ortaklığımız sona ermiş olmasına rağmen Hero’nun, üretim standartları çok yüksek bir Avrupa firması olduğunu bu vesileyle değerli kamuoyuyla paylaşmak isteriz. Hero Baby ürünleri de ülkemizde üretilmekte olup, bu ürünlerde GDO’lu hammadde kullanımı söz konusu değildir. GDO konusunda Avrupa Birliği’nin düzenlemelerinin ABD ve diğer ülkelere göre çok daha kısıtlayıcı olduğunu ve Hero Baby’nin Avrupa’da da tüm bu kurallara riayet ettiğini eski bir ortağı olarak ifade etmek isteriz.

Diğer yandan konuyla ilgili yayınlanan bilimsel makalelerde; “bir ürünün tamamen GDO'suz bir şekilde üretilmek istense bile üretim, işleme ve nakliyat sırasında bulaşma gerçekleşebileceği ve GDO'suz ürünlerde GDO izlerine rastlanabileceği” sıklıkla ifade edilmektedir. Nitekim ithalat-ihracat ile ülkeden ülkeye taşınan konteyner ve yük araçlarının daha önceki seferlerinde bir şekilde GDO’lu bir malın taşınmış olması durumunda bile sonraki taşıdığı ürünlere iz miktarda da olsa GDO bulaşması söz konusu olabilmektedir. Avrupa Birliği'nde %0,9 eşik değerinin altında kalan ürün etiketlerinde GDO beyanında bulunma zorunluluğu söz konusu değildir. GDO bulaşanı konusunda benzer bir yaklaşım ülkemizde de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tadil edilen son yönetmelik çerçevesinde benimsenmiş olup, GDO bulaşanının tayininde Avrupa Birliği’ndeki %0,9’luk oran ülkemizde de kabul görmüştür.

Haber içerisinde yer alan ve markamızın da kullanıldığı İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Tespit Tutanağı’na konu GDO tespitiyle ilgili Savcılık soruşturması neticesinde “bulaşma” olduğu tespit edilmiş ve takipsizlik kararı verilmiştir. Ancak bulaşma olarak değerlendirilebilecek bir tespite konu görselin yayınlanmış olması, benzer nitelikteki tüm ürünlerde yüksek oranda GDO tespit edildiği gibi son derece yanlış algılara sebebiyet verebilecektir.

Saygılarımızla,

Yıldız Holding A.Ş Vekili
Av. Mustafa ÖZGÜN

anayasa mahkemesi GDO arşiv