ATV-Sabah nasıl iç edildi

Dava yeniden, bir kez daha sıfırdan başladı. Yıllar yılları kovaladı, yan yattı çamura battı, inek içti dağa kaçtı, dosyayı eline alanın eli yandı, eli yanan yere attı, odacı da dosyayı yerden toplayıp arşive attı!

O tarihte henüz gençtim (!). Yurttaş sorumluluğuyla "havuz medyasının" ilk ve en güçlü (ve tabi en pervasız) adımı olan ATV-Sabah Gazetesinin hileli ve kumpas satışına itiraz etmiş, "bağımsız yargıya" taşımıştım.

Uzun yıllar bekledim; çok uzun yıllar!

Neredeyse orta yaşıma gelmiştim ama davadan haber yoktu…

Günlerden bir gün beklediğim haber geldi. “Nihayet” dedim; “nihayet adamları mahkûm ettirdim galiba…” Gelen zarfı heyecanla açtım. O da ne; "bana ulaşamadıklarını, duruşma davetine icabet etmediğimi(!), bu yüzden davanın düştüğünü" yazıyordu. Şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum...

Derhal itiraz ettim… Yahu dedim; "nasıl olur ben buradayım, Türkiye'nin en çok okunan haber sitesinin köşe yazarıyım, adım attığımı biliyor, nefesimi dinliyorsunuz. Sürekli adliyelerde olan birini nasıl bulamazsınız?”

Dedim demesine ya, kimin umurunda!

Bırakmadım arkasını elbette… Takip ettim, koştum- koşuşturdum ama ı-ıhh, sonuç yok!

Yıllar yılları kovaladı… Ben dosyayı, dosya adaleti, adalet hukuku kovaladı, birbirimizi arayıp durduk.

"Bir yurttaş olarak tüyü bitmedik yetimin ekmeğini çalanlardan hesap sorabilir miyim; burunlarından getirebilir miyim, yağmaladıkları alın terimizin bir bölümünü olsun kurtarabilir miyim” diyerek o gün, bu gün uğraşıyorum ama yoruldum; yordular beni!

YAŞLANDIM ARTIK!

"Ben buradayım, adresim mernis sisteminde kayıtlı, kırk yıldan buyana da adresim-telefonum hiç değişmedi" diyerek yaptığım itiraz “zorunlu” olarak kabul edildi. “Ama tekrar harç yatıracaksın” dediler. Yatırdım…

Dava yeniden, bir kez daha sıfırdan başladı. Yıllar yılları kovaladı, yan yattı çamura battı, inek içti dağa kaçtı, dosyayı eline alanın eli yandı, eli yanan yere attı, odacı da dosyayı yerden toplayıp arşive attı!

Her şey o kadar belli, o kadar usulsüz, o kadar yasadışıydı ki; "hayır rüşvet-kumpas, kayırma, iltimas, yasa dışılık yok" denilemedi; anlaşılacağı üzere “var” da denilemedi. "Bu kredi tam bir alçaklık belgesi, Türkiye bankacılık tarihinin en büyük yolsuzluğu" da denilemedi. Hal böyle olunca bizim talihsiz, zavallı dosya, arşive gidip-gelmekten bitap düştü, yaprakları sarardı, dosya içindeki kanıtların altı çizilmekten lime lime oldu, yırtıldı, tozlandı, çürüdü ama bir türlü karar çıkmadı!

Hayır, ben davayı bıraktım, dosyaya üzülüyorum; dosyayı eline alan beş dakika sonra yere atıp kaçıyor, sanırsınız benim dosya cüzamlı!

Zavallı dosya!!!

Kısa anlattım ama süreç o kadar uzadı ki, dedim ya, dosya da yoruldu, ben de. Dosyayı sonuçlandırmak için herhalde ölmemi bekliyorlar! Çünkü bu satışı yargıya taşıyan tek kişiyim.

http://www.casiye.cc/sitesi/index.php/aaa/beraber-yuruttuk/8698-havuz-medyasi-yeni-olusmamisti.html

Sonuç mu? Vallahi halen haber ucar yoktur! Bizim dosyanın akıbeti Yemen Türküsüne benzedi...

Giden gelmiyor,

Acep nedendir...

Davadan bir sonuç alır mıyım; yargı sistemimizde yargıç kalmış mıdır, bunu zaman gösterecek. Ancak bir fikrim var; diyorum ki; bir gün bu dünyadan göçüp-gitmeden önce bu benim dosya hikâyesini değerli mizah duayenimiz Müjdat Gezen’e götüreyim.

Oyunun adını bile belirledim; Cüzzamlı Dosya!

Meşhuuur işadamı Çalık, meşhuuuuur Albayrak Kardeşler. Ve daha neler...

Ne dersiniz dostlarım?

Murtaza Demir
Odatv.com

ATV-Sabah nasıl iç edildi - Resim : 1

ATV-Sabah nasıl iç edildi - Resim : 2

havuz medyası sabah atv arşiv