Soner Yalçın: Atatürk'ün "tarihçi ol" dediği o öğrenci yıllar sonra ne yaptı

“1933 yılıydı. Sıcak bir haziran günü Atatürk, Ankara Erkek Lisesi’nin tarih sınavında bulunmak istedi. Yanında Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip...

“1933 yılıydı. Sıcak bir haziran günü Atatürk, Ankara Erkek Lisesi’nin tarih sınavında bulunmak istedi. Yanında Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip, ben, Nuri Conker ve başyaverleri olduğu halde öğleye doğru Erkek Lisesi’ne gittik. Prof. Afet İnan Hanım da yanımızdaydı…

Atatürk, doğruca sınav salonuna girdi; bir öğrenciye sorular sordu…

Çocuğun harita üzerinde yaptığı açıklamalardan Atatürk çok memnun oldu. Sonra coğrafyaya geçildi. Atatürk çocuğa dedi ki, ‘Sana bir soru Aydın? Sana kalsa Sakarya’yı nereye akıtırsın?’ Atatürk, öğrenci Aydın’ın verdiği yanıttan yine memnun oldu.

- ‘Aferin Aydın. Sen ne olmak istiyorsun?’

– ‘Su mühendisi Paşam’ dedi Aydın.

Atatürk, ‘Herkes su mühendisi olabilir. Seni tarihçi yapalım, ne dersin?’

Aydın, ‘Ailece karar verdik; anne ve babamın onayını almam gerekir Paşam!’

Çocuğun bu cevabı Atatürk’ün çok hoşuna gitti, ‘Bravo Aydın! Onlarla görüş, benim teklifimi de söyle, sonra gel Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey’e kararını bildir.’

Aydın salondan çıkınca Atatürk, Reşit Galip’e döndü: ‘Bravo çocuğa. Bu çocuğu takip edelim’ dedi.

Reşit Galip Bey, takdirname ile ödüllendireceğini söyleyince, Atatürk şöyle dedi:

‘Takdirnameden ne çıkar! Daha başka şeyler yapmalı, yurtdışına öğrenime gönderilmeli. Amerika’ya gönderip çocuğun çalışmasına bir değer verelim.’ O gece Dışişleri Bakanlığı’nın Ankara Palas’ta balosu vardı. Balo kendilerine hatırlatıldığı halde Atatürk, öğrencilerin arasında kalmayı tercih etti…” (Kılıç Ali’nin Anıları, s 583-584)

Peki…

Sonraki yıllar neler oldu?

ÖĞRENCİ AYDIN

Tarih: 2 Mayıs 1903.

Aydın doğdu.

Çocukluğu, babası Başkonsolos Abdurrahman Bey’in görevli olduğu Tahran’da geçti. İlköğrenimini İstanbul’da, orta öğrenimini Ankara’da tamamladı.

1933’te Ankara Erkek Lisesi’nden mezun oldu.

Aydın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışına öğrenci göndermek için açtığı sınavı kazandı ve Harvard Üniversitesi’nde bilim tarihi okumak üzere ABD’ye gitti.

Columbia ve Cornell gibi üniversitelerde yaz öğrenimine de katılarak, “İslam Dünyasında Bilim Kurumları” başlıklı teziyle 1942’te Harvard Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı.

Bu doktora, dünyada bilim tarihi alanında ilkti.

1943’te Türkiye’ye döndü ve A.Ü. Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı.

1946’da felsefe kürsüsüne Bilim Tarihi Doçenti olarak atandı.

1947’de Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçildi ve kurumda, Ortaçağ Türk Tarih Kol Başkanı olarak yıllarca hizmet etti.

1952’de Bilim Tarihi Profesörü oldu.

İki kez (1952-53 ve 1956-57) ABD’ye giderek araştırma yaptı. Harvard Üniversitesi, State University of New York ve Beyrut Amerikan Üniversitesi’nden bilim tarihi dersi vermek üzere davetler aldı.

Kendini Atatürk’ün manevi mirasçısı olarak görüp ülkesine hizmet için teklifleri kabul etmedi.

1958’de Ordinaryüs Profesör unvanını aldı.

1961’de Uluslararası Bilim Tarihi Akademisi’nin üyesi oldu ve 1962’den itibaren 3 yıl boyunca başkanlık yaptı.

1974’te fakültenin Felsefe Bölümü Başkanlığına seçildi.

TÜBİTAK’tan Hizmet Ödülü, İstanbul Üniversitesi’den Üstün Hizmet Ödülü, UNESCO’dan Pandit Nahru Ödülü, Polonya Devleti’nden Copernicus Madalyası aldı. Vs.

Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi’ne başkan olarak atandı.

15 Ekim 1993’te yaşamını yitirdi.

5 liralık banknot üzerine resmi kondu.

Atatürk’ün, takdir ederek bilime yönelttiği öğrenci Aydın; Ord. Prof. Aydın Sayılı idi...

Bitmedi…

FARK BUDUR

Ord. Prof. Aydın Sayılı’nın Harvard’daki öğrenimi; İslam dünyası ve fizik tarihi üzerineydi.

Başyapıtı olan “İslam Dünyasında Rasathane ve Genel Rasathane Tarihi İçindeki Yeri” adlı eserinde; İslam’ın dini ibadetleri yerine getirmede astronomiye olan ihtiyacından ötürü, gözlemevinin İslam dünyasında ortaya çıkmış bir kurum olduğunu ve Batı dünyasındaki ilk gözlemevlerinin İslam dünyasındaki gözlemevlerini örnek alarak oluşturulduğunu ortaya koydu.

Metafizik görüşlerden ve dogmalardan ziyade, özellikle bilim tarihine dayanan düşüncelere ilgi duyan “Atatürk’ün Öğrencisi” Aydın Sayılı, çalışmalarını; İslam dünyasında Türklerin bilimsel faaliyetinin yeri ve önemi konusuna yoğunlaştırdı.

Türk Bilim Tarihi’ni dünyaya tanıttı. Bilimsel kitaplara, makalelere imza attı.

Anadili Türkçe dışında; İngilizce, Fransızca, Almanca, Farsça ve Arapça dillerini de çok iyi bildiğinden, kaynak yayınları kavramakta ve yorumlamakta üstün performans gösterdi.

Bugün “zorunlu Osmanlıca dersi” ve “Türkçe ile felsefe yapılmaz” tartışmaları yapılıyor.

Bu köşede, Osmanlıca ve mezar taşları konusunda makaleler yazdım.

Ayrıca demem şu ki:

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Atatürk arşiv