Asıl kıyamet 7 Haziran’dan sonra kopacak

Türkiye’de 21 Ekim 2007 günü parlamenter-demokratik rejim sona ermiştir... Cüneyt Ülsever yazdı...

2007’de Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi için yapılan Anayasa Referandumundan sadece 3 gün sonra şöyle yazmıştım.

***

“21 Ekim günü Türkiye’de rejim milletin oyları ile değişti! Ama merak etmeyin! Şeriat falan gelmedi. Türkiye’de 21 Ekim 2007 günü parlamenter-demokratik rejim sona ermiştir.

Yerine başkanlık rejimi mi gelir, yarı-başkanlık rejimi mi gelir, şimdiden kestiremiyorum ama artık bu ülke parlamenter-demokrasi ile yönetilemez.

Millet cumhurbaşkanını kendisi seçmeye karar verdiği anda, ama bilerek-ama bilmeyerek parlamenter demokrasiye son vermiştir.

***

Hükümet, ‘parlamenter demokrasiyi köstekliyor’ diyerek cumhurbaşkanının yetkilerini kısmak üzere yola çıkmış, ama şimdi cumhurbaşkanın yetkilerini daha da artırmak zorunda kalacağı bir sürece girmiştir. Bundan dönüş yoktur. Böylece de korumak, hatta güçlendirmek istediği parlamenter demokrasiyi hukuken olmasa bile fiilen sona erdirmiştir. Millet tarafından seçilecek yeni cumhurbaşkanı ile ülkede yeni bir rejim yürürlüğe girecektir.” (Hürriyet-24.10.2007)

***

2007 Referandumundan sonra 8 yıl içinde “farkında mısınız rejim değişti” mealli en az 10 yazı yazdım. Kimse oralı olmadı. Yumurta kapıya gelene dek beklendi.

Parlamenter demokrasiyi ön-gören mevcut Anayasamız bir yönü ile Cumhurbaşkanı’na devleti temsil etme görevi vermiştir. Bu görev semboliktir. Ancak, Anayasa bazı maddeleri ile de Cumhurbaşkanı’nı önemli yetkiler ile donatmıştır. (1982 Anayasası’nda Kenan Evren faktörü)

Örneğin; 104. maddeye göre Cumhurbaşkanı’nın bazı yetkileri şunlardır:

1)Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak,

2)Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,

3)Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,

4)Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,

5)Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,

6)Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak,

7)Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek,

8)Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,

9)Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek,

10)Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek,

11)Genelkurmay Başkanını atamak,

12)Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak,

13)Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek,

14)Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,

15)Kararnameleri imzalamak,

16)Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak,

17)Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak,

18)Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak,

19)Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,

20)Üniversite rektörlerini seçmek,

21)Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.

***

Bu yetkilere sahip Cumhurbaşkanı aynı zamanda “sorumsuzdur.”

Sorumluluk ve sorumsuzluk halini düzenleyen 105.maddeye göre:

“Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına

gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dâhil, yargı mercilerine başvurulamaz.”

***

Sekiz yıldır iddia ediyorum. Halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı artık “devleti temsil etme” görevi ile yetinmez. O kişi artık “milletten siyasi destek” almıştır. Siyasi görevler yüklenmesine kimse engel olamaz.

RTE şu anda Anayasa’yı açıkça ihlal ediyor. Ama mevcut Anayasa yapılırken böyle bir ihtimal göz önüne alınmamıştır.

Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın anayasayı ihlal etmesinin hiçbir müeyyidesi yoktur.

YSK’ya kızmayın. YSK’nın Cumhurbaşkanı hakkında herhangi bir karar almaya yetkisi hayda hayda yoktur.

Bakın göreceksiniz Anayasa Mahkemesi de benzer bir karar alacaktır. Zira Cumhurbaşkanı ancak vatana ihanetle suçlanabilir. Vatana ihanetin ise somut bir tarifi yoktur.

Anayasa Mahkemesi RTE’ye en fazla “ayıp ediyorsun” diyebilir!

***

Dünyada parlamenter demokrasiye sahip olmasına rağmen cumhurbaşkanının halk oylaması ile seçildiği ülkeler yok mu? Var! Örnek Finlandiya!

Ancak, orada Anayasa başta olmak üzere tüm kanunlar bu esasa göre hazırlanmıştır.

Kaldı ki Anayasa’da 2000 yılında yapılan bir tadilatla cumhurbaşkanının yetkileri kısıtlanmıştır.

***

Bu yazı ile bir kez daha uyarmak istiyorum.

7 Haziran’da RTE Anayasayı referandumla değiştirecek 330 milletvekilini bulamasa bile düzen atık bozulmuştur.

Anayasayı değiştiremeyen AKP tek başına iktidar olsa bile (276-330 arası milletvekili) yürütmede ve yasamada büyük kargaşalar yaşanacaktır. (Bkz: Cumhurbaşkanının yukarıda zikrettiğim yetkileri)

Hele hele bir koalisyon doğarsa ortalık toz-duman olacaktır. Hükümet ile Cumhurbaşkanı devamlı yetki kavgası yapacaktır.

***

7 Haziran’da başkanlığa cevaz veren bir sonuç çıkmasa dahi bu ülke:

a) Ya Cumhurbaşkanı’nı yeniden TBMM’nin seçmesi şıkkına geri dönecek,

b) Ya da halkın hem Cumhurbaşkanı’nı, hem TBMM’yi doğrudan seçtiği bir ortamda

hem Cumhurbaşkanı’nın, hem Hükümet’in görev, yetki ve sorumluluklarını yeniden tarif etmek üzere tüm Anayasa’yı, tüm ilgili kanunları, tüm ilgili yönetmelikleri, tüzükleri, kısacası tüm hukuksal mevzuatı yeniden tarif etmek zorunda kalacaktır.

Aksi kaos olur!

Esas kızılca kıyamet işte o zaman kopar!

Cüneyt Ülsever

[email protected]

Odatv.com

abdullah gül Tayyip Erdoğan HDP Parlamento CHP başkanlık 7 haziran arşiv