Arap Baharı'nda son durak: Mısır'a Şeriat

Önce gazetelerden kısa bir özet: “İlk ayağı 15 Aralık’ta gerçekleştirilen anayasa referandumu (hafta sonu) tamamlandı ve resmi olmayan sonuçlara...

Önce gazetelerden kısa bir özet:

“İlk ayağı 15 Aralık’ta gerçekleştirilen anayasa referandumu (hafta sonu) tamamlandı ve resmi olmayan sonuçlara göre toplamda halkın yüzde 64’ü yeni anayasaya ‘evet’ oyu verdi. ‘Hayır’ların oranı yüzde 36’da kaldı. Halkoylamasında katılım sadece yüzde 32 oldu. Toplam 51 milyon 333 bin seçmenin yalnızca yaklaşık 17 milyonu sandığa gitti.

...Yeni anayasa, yasaların kaynağı olarak şeriatı işaret ediyor...(Önemle) Mısır’ın belki de en merkezî kurumu konumundaki El Ezher Üniversitesi ve Camii’ne “İslam şeriatıyla ilgili meselelerin danışılacağı yer” payesi veriyor. İşte bu katkı, El Ezher’in bir tür “şeyhülislamlık” makamı haline gelmesi, “fetva mercii”ne dönüşmesi olarak yorumlanıyor.”

***

Çeşitli Arap ülkelerinde “kalkışmalar” başladığında bir sürü Türk aydını “İslam dünyasına nihayet özgürlük geliyor”, diye sevinmişti. Ben ise ilk günden itibaren “Arap demokrasi”sinden ancak “İslami düzen”in çıkacağını savunmuştum. Zira, Arap dünyasına yıllardır en derin siyasi yatırımı yapan gücün Müslüman Kardeşler (İhvan) olduğunu bu dünyayı bir nebze takip eden herkes gibi ben de biliyordum.

Nasıl ki Filistin halkı kendisine sorulduğunda İslamcı Hamas’ı seçti, Mısır halkı da 1928’den beri kendisi için çalıştığına inandığı İhvan’ı ve onun önerilerini (Anayasa) seçti. Katılımın çok düşük olduğuna bakmayın, Mısır’da artık adına “2. dereceden muhalefet” demenin daha doğru olacağı “reformcular”ın uzun süre Mısır halkından icazet alması mümkün değil.

Türkiye’de AKP’nin başarısı da İhvan’ın bir kopyası olarak Milli Görüş’ün yıllardır yaptığı sosyal yatırımların meyvesidir.

İktidara geldikten sonra da AKP insanların temel ihtiyaçları olan sağlık-eğitim-konut alanlarında yaptığı ataklarla insanların gönlüne girmeye çalıştı ve büyük ölçüde başarılı da oldu.

***

Nasıl ki Türkiye “askeri vesayet”ten kurtulmaya çalışırken bizzat halkın oyları ile “sivil vesayet”e yakalandı, Mısır da laik/İslamcı “diktatörler”den kaçarken “İslamcı vesayet”e yine halk oyları ile yakalandı. Eminim, Esad’dan sonra Suriye de benzer bir döneme girecek.

Bundan böyle:

1) Mısır’da siyasi rekabet reformcular ile İhvan arasında değil, İhvan ile Selefiler/Vahabiler arasında yaşanacak.

2) İktidar mücadelesi Meclis’den veya Başkanlık makamından ziyade “İslam şeriatıyla ilgili meselelerin danışılacağı yer” payesi verilen El Ezher Üniversitesi ve Camii’nde yaşanacak. El Ezher’i ele geçiren güç “fetva mercii”ne dönüşerek siyasi gücün üzerinde bir gücü eline geçirecek. Selefiler El Ezher’e hükmedebilmek için ellerinden geleni yapacaklar.

3) Mısır’da “şeriata yol açan” Anayasa’nın kabulü Batı’da hoş karşılanmadı ama Müslüman Kardeşleri Selefilere karşı ehven-i şer gören ABD, Müslüman Kardeşler ile anlaşmanın şart olduğunu biliyor.

4) Selefilere karşı mücadelede giderek ABD’yi kendisine müttefik görmeye başlayan Müslüman Kardeşler de Ortadoğu’da ABD’nin çıkarlarına halel getirmemeye azami dikkat gösterecek. Daha önce de yazdım. Müslüman Kerdeşler ikitidar olmak için yıllardır taşıdığı “anti-emperyalist” politikalardan büyük çapta ve en azından Mısır’da iktidarını perçenleyene dek vaz geçecek.

5) Irak, Suriye,İsrail, İran ile aynı anda “hasım” olmayı beceren Türkiye neo-Osmanlı ile başlayan rüyasının Ortadoğu’da pasif bir tutum almaya dönüştüğünü kabul edecek. Ortadoğu’da en büyük askeri güç olarak jandarmalık görevini yapacak, Kuzey Irak petrollerinin dünyaya ihraç noktası haline gelecek ama ABD Ortadoğu’da “ince politika”yı Müslüman Kardeşler üzerinden sürdürecek.

6) Meramımı bir örnekle anlatayım. Türkiye’nin büyük destek verdiği Suriyeli Müslüman Kardeşler, kaza eseri de olsa Suriye yönetiminde etkin güçlerden birisi haline gelirse, göreceksiniz Türkiye ile değil Mısır’la daha yakın ilişkiler kuracak. Suriye parçalanırsa Türkiye’ye sadece Suriye Kürtlerini kollama ve savunma görevi verilecek.

***

Daha iyisini öneremediğimiz demokrasi, belki de 21. yüzyılın başında; Ortadoğu’da insanların kendi elleri ile içinde refah rüzgarları esen hapishaneler kurmasına vesile olacak!

Cüneyt Ülsever/ Yurt gazetesi
Odatv.com

arap baharı şeriat Mısır arşiv