Murtaza Demir: "Alevi olmayı unut önce insan ol"

Yok, Sn. Başbakan; Alevi olamazsın! O kadar ucuz değil… Sözlerinin hiçbir değeri, inandırıcılığı yoktur. Üzgünüm hiçbir demokrat, aydın ya da Alevi sana inanmıyor. Bütün kredini ölçüsüzce-hoyratça harcadın, tükettin! Alkışların, yağdanlıkların, çıkarcıların gazına geldin… Sinyalleri alıyor musun; göreceksin iktidar gemisini önce onlar terk edecek!

Ali’yi sevmen iyi ama yetmez. Alevilik kıldan ince, kılıçtan keskindir; önce insan sonra Alevi olunuyor!

Peki, insan nasıl olunuyor? Anlatayım: din dil ırk farkı gözetmemen, 72 millete aynı nazarla bakman… Hz. Hüseyn’in, Pir Sultan Abdal’ın, Yunus’un, Mevlana’nın yanında durman, Sivas katillerini ve Yezid’i lanetlemen gerekiyor…

Sen Sivas katliamını savunanlarla parti kurdun, onları milletvekili, bakan, belediye başkanı, Anayasa Mahkemesi üyesi yaptın. Bunlardan biri de Zeyid Aslan… Zamanaşımına “hayırlı olsun”, cemevine “ucube” dedin. “Ben Alevilerin neden başbakanı olayım ki, bunun için bir sebep mi var” diyerek hayatının hatasını yaptın… Hiçbir uyarımıza, talebimize, diyalog çağrımıza kulak asmadın, duymadın; inim inim inlettin; feryatlarımızı yok saydın…

Köprüye Alevi kasabı YAVUZ’un ismini verdin!

Eee nasıl Alevilik bu! Aleviler Ali’yi namaz kıldığı, abdest aldığı, Ramazan Orucu tuttuğu için değil, mazlum olduğu, Ehli Beyt Ailesinin ulusu olduğu, lanet olası Muaviye, Mervan ve Yezid’in gadrine muhatap olduğu, hakkının-hukukunun çiğnendiği, zulmedildiği için aynı zulmü paylaştıkları için seviyorlar. Türkiye’yi yöneten Mervanlar da Alevileri ezmiyor mu; hak ve hukuklarını gasp etmiyor mu?

İşte Hz. Ali’yi bu hasletleri için, siyasete ve menfaate değil, Hakk’a ibadet ettiği için seviyorlar…

Kaldı ki, Sn. başbakan Türkiye’nin Başbakanı olman için Alevi olman gerekmez; olamazsın. Hiçbir Alevinin böyle beklentisi yoktur. Başbakan ol yeter… Sorun senin başbakanlık algında. Başbakanlıkla, cami imamlığını, mezhep militanlığını birbirine karıştırmış olmanda… Bütün siyasetini, geleceğini, zenginliğini nasıl koruyacağını, diktatörlük umudunu mezhepçiliğe bağladın… Aşağıladın, ittin, rencide ettin! Hatta ettin… Öyle bir böldün, kategorize ettin, kamplaştırdın ki, kişisel geleceğin bir yana, ülkenin geleceğini de tehdit altına soktun! “Alevidir” diyerek komşu ülkelerin içişlerine bodoslama daldın. Diplomasi bilimiyle, komşuluk adabıyla, teamül ve geleneklerimizle ters düştün…

Ha… Nerden çıktı bu Ali muhabbeti…

Gezi Parkı refleksinden… Evet, bu demokratik eylem biçimi, dinlinin-dinsizin, Alevinin-Sünni’nin bu ortak refleksi bizim de umudumuz oldu. Bu yüzden alanlarda-meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Demokratik tepkimizi “öldürün” diyerek, yurttaşlarını taammüden öldüren polisleri taltif ederek engelleyemezsin. En demokratik hakkını kullanırken öldürülen bu insanların ailelerinden ve toplumdan özür dilemelisin. Öldürenlerin cezalandırılmalarını istemelisin…

Kabul et başbakan cini şişeden çıkarmak için çok çalıştın; tuzu kokuttun, sıkıştın Sn. Başbakan… Yine de Allah sonunu hayreylesin! Aleviliği unut, Başbakan olmaya çalış. Sinir uçlarını tedavi et! YAVUZ’luktan vazgeç! Cemevi inatlaşmasını çöz. Zorunlu Din Dersleri zulmüne son ver… Toplumun hassasiyetleriyle, yaşam tarzıyla, içkisiyle, inanma biçimleriyle uğraşma…

Bağırma, buyurma!

Murtaza Demir

Odatv.com