AKP’yi Saadet Partisi bölecek

Başbakan 30 Mart seçimlerine giderken vahim bir taktik hata yapıyor. Kendisini iktidar yapan, bunca yıl iktidarda tutan en önemli etmenlerden...

Başbakan 30 Mart seçimlerine giderken vahim bir taktik hata yapıyor.

Kendisini iktidar yapan, bunca yıl iktidarda tutan en önemli etmenlerden birisi istikrar idi.

RTE son dönemdeki öfke yüklü çıkışları ile üzerine bir imparatorluk inşa ettiği istikrar kavramını yerle yeksan ediyor.

Bindiği dalı kendi elleri ile kesiyor!

***

RTE miting alanlarında utanmadan sıkılmadan yalan söylüyor, hakaret ediyor, tehdit ediyor, çamur atıyor.

Aklı sıra böylece kendi saflarını sıklaştırıyor.

Ancak aynı zamanda insanları korkutuyor.

Farkında değil ki, bu ülkenin makûs talihi ile beslenen yakın tarihinde “korku” insanların siyasi tercihlerine büyük çapta yön vermiştir. İnsanlar korkudan kaçmak isterler.

Turgut Özal’ı 12 Eylül öncesinin korkunç ortamı iktidar yapmıştır.

Turgut Özal iki kolunu başı üzerinde birleştiren sembolik duruşu ile o dönem birbirini yok etmeye çalışan sağ ve solu birleştirme/kardeş yapma vaadi verdi.

Bizzat AKP de koalisyon dönemlerinin getirdiği istikrarsızlığa panzehir olma vaadi ile iktidarı 2002’de ele geçirdi.

12 yıl içinde üç kez üst üste seçim kazanırken AKP seçmenin önemli bir kesimi tarafından istikrarın yegâne temsilcisi olarak kavrandığı için %50’nin oylarına mazhar olmuştur.

***

Cumhuriyet tarihinde milletten üç kez üst üste, hem de her keresinde oranını artırarak en fazla oy alan Başbakan olduğu kadar milletinin en fazla nefret ettiği Başbakan da olma paradoksunu yakalamış RTE mitinglerde rahmetli Berkin çocuğun annesine yuh çektirirken belki kendisine her ne pahasına olursa olsun sadık kalacak seçmeninin saflarını pekiştiriyor ama AKP oyları sadece “ideolojik oylardan” oluşmuyor.

AKP oyları içinde çok önemli bir bölüm daha önce ANAP’a, DYP’ye, hatta MHP’ye oy vermiş mütedeyyin-muhafazakâr sessiz çoğunluğun oylarıdır.

Sessiz çoğunluk miting yapmaz, grev hiç yapmaz, bağırıp çağırmaz ama seçim sonuçlarını belirler.

Bu insanlar AKP’nin İslami hassasiyetinden memnundular, AKP’ye “Müslüman adam çalmaz” saiki ile oy verdiler.

Ancak, piyasaya ürün/mal/hizmet satarak geçimini sağlayan esnaf, köylü ve küçük işletmeler olarak onları en çok piyasanın istikrarı ilgilendirir. AKP ülkeye getirdiği istikrar ile de onların gönlünü çaldı.

Onlar koalisyon dönemlerinin yolsuzlukları kadar, PKK’nın evlatlarını katletmesinden ve piyasaların huzursuzluğundan bizar idiler.

En iyi onlar bilirler ki en karlı piyasa huzurlu piyasadır.

RTE farkında değil ki, son dönemde bu kitlenin hem:

1)Müslüman adam çalmaz inancını hem de,

2)istikrar (huzur) arayışını yıkıyor, bitiriyor.

***

Daha önce de yazdığım gibi bu kitlenin nasıl bir siyasi tercih kullanacağını esasen önümüzdeki yerel seçimde değil, Türkiye ilk defa kendi eli ile Cumhurbaşkanı seçerken ve genel seçimde göreceğiz.

Yerel seçimlerde AKP muhakkak irtifa kaybedecek ama yerel seçimleri “hizmet” kavramı ve yerel adayların kimlikleri de etkileyecek.

Ama “yolsuzluk bombardımanı” ve RTE’nin nefret söyleminin yarattığı korku ortamı, ekonomik beklentileri yıkmaya başlayınca yaz ortalarından itibaren “istikrarını kayıp etmiş Türkiye” muhakkak “sessiz çoğunluğun” siyasi tercihlerini doğrudan etkileyecek.

Tahminlerime göre genel seçimlerde AKP’nin oy kaybından önce MHP, sonra CHP nemalanacak ama bence en büyük nemalanmayı Saadet Partisi (SP) yaşayacak!

2002’de SP’nin küllerinden AKP doğmuştu.

2015’de AKP’nin küllerinden SP doğacak!

SP’yi AKP bölmüştü, AKP’yi SP bölecek!

***

Son 10 yıldır yurt dışında ABD (ve AB), yurt içinde sessiz çoğunluk için müttefik olan Recep Tayyip Erdoğan yurt dışında ABD (ve AB), yurt içinde sessiz çoğunluk için artık istikrarsızlığın simgesi bir çıban başıdır.

Bünyede bütün dengeleri bozan çıbanı ezer, patlatırlar!

Dr.Cüneyt Ülsever/ Yurt

Odatv.com

cüneyt ülsever AKP arşiv