AKP’nin Urla hamlesine karşılık CHP ne yapmalı

İzmir’in iktidar için hep ulaşılmak istenen ama bir türlü ulaşılamayan bir yer olmasının kendileri için bir dürtü olduğunun altını çizmiştim. Yani, İzmir iktidar bloku için, Erdoğan için bir tür “Nirvana”!

Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, önceki gün ifadeye çağrıldı, avukatıyla birlikte gitti ifade vermeye ve ardından savcının tutuklama talebiyle çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı! Ne evinde ne de belediyede herhangi bir arama yapılmadı.

Kaçma kuşkusu olmayan ve ayağıyla çağrıldığı savcıya ifade vermeye giden bir kamu görevlisi neden tutuklanır? Tutuklanma bir önlem değil midir? O zaman adli kontrol vb. önlemlerin işlevi nedir?

URLA’DAKİ MESELENİN ÖZÜ

Mesele şu… Tutuklanan belediye başkanı bir CHP’li başkan. Urla’da yüzde 66 oy oranıyla koltuğa oturan birisi…

CHP MYK Üyesi Tuncay Özkan dün belediye önünde yaptığı açıklamada karara itiraz edeceklerini belirtti. CHP’li iki hukukçu İzmir Milletvekili Murat Bakan ve Sevda Erdan Kılıç da başkanı cezaevinde ziyaret etti ve başkan onlara “Kendimden eminim, sadece CHP’ye üyeyim” dedi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak ve il başkanı Deniz Yücel de süreci hukuken izlediklerini ve CHP’nin hakkını yedirmeyeceklerini ifade ettiler. Yedi gün itiraz süresi varken o da ne, bir de bakıyorsunuz tutuklanmanın üzerinden bir gün geçmeden ilçe kaymakamı Urla Belediyesi’ne kayyum olarak atanıyor!

Nedir bu acele? Belki belediye başkanı yedi günlük itiraz süresi içinde itiraza binaen serbest bırakılacak? Belki üst mahkeme itirazı yerinde bulup başkanın tutuksuz olarak yargılanmasını uygun görecek?

Ancak… O zaman belediye başkanı mühürü kullanmaya, makamında oturmaya devam edebiliyor. Anlaşılyor ki, maksat belediye başkanlığı makamına el koymak! CHP’nin yüzde 66 oyla, vatandaşın üçte ikisinin teveccühüyle kazandığı belediyeye çökmek! Bunu kim yapıyor? Merkezi hükümet! Yani İçişleri Bakanlığı! Yani Beştepe!

Anayasa ve yasaların da Ak Parti iktidarı döneminde bu demokrasiye aykırı eylemlere cevaz verecek şekilde düzenlendiği maalesef bir gerçek. Yoksa Urla’ya kaymakam atanmaz, belediye meclisine geçici bir başkan (vekil) seçmesi yolunda bir yazı gider ya da demokratik teamüllere uygun olarak meclisteki en büyük grup olan CHP Grubundan bir meclis üyesi başkan vekili olarak atanırdı bu süreçte.

UYARILAR…

28 Kasım’da Odatv’de CHP’ye dönük kumpaslarla ilgili olarak kaleme aldığım yazının başlığı “CHP’ye yönelik ne ilk ne son kumpas” idi. Geçtiğimiz cumartesi günü de Bizim TV’de Lale Özan Arslan’ın konuğu idim ve güncel siyasi gelişmelerle birlikte CHP’ye dönük karıştırıcı ve karalayıcı faaliyetler üzerinde de durdum ve medyadaki kumpasın başka zeminlerde de devam edebileceğini, böyle bir iklimin gelişmekte olduğunu; iktidar blokunun başat partisindeki erozyon ve yarılmaya giden çatlağın bu şekilde örtülmek istendiğini öne sürmüştüm. Ki, üç gün sonra Urla belediye başkanı tutuklandı ve ertesi gün de kaymakam kayyum olarak atandı!

Yine kasım ayı içinde Odatv’de kaleme aldığım yazılardan birinde CHP’nin dıştan gelecek saldırılara karşı kavi durmasının önemine vurgı yapmış; birinde de Ak Parti’nin derdinin gücünün CHP açısından İstanbul ve İzmir olacağını; İzmir’in iktidar için hep ulaşılmak istenen ama bir türlü ulaşılamayan bir yer olmasının kendileri için bir dürtü olduğunun altını çizmiştim. Yani, İzmir iktidar bloku için, Erdoğan için bir tür “Nirvana”!

Urla’daki gelişmeyi bu çerçeve içinde değerlendirmek gerektiği kanısındayım. Sıkıcı olması pahasına tekrar tekrar not ediyorum; CHP’nin kurultay sürecinden çok güçlü çıkması, kavileşmesi, büyüme hedefi koyması şart! Bunu açacağım önümüzdeki yazıda…

M. Ayhan Kara

Odatv.com

AKP’nin Urla hamlesine karşılık CHP ne yapmalı - Resim : 1

AKP CHP urla arşiv