AKP VE CEMAATİN SATRANÇ OYUNU

Madem bu son olaylar bir satranç oyununa benzetiliyor konuya satranç ile girelim. Herşeyden önce satranç oyununda hülle, hile ve arkadan dolanma...

Madem bu son olaylar bir satranç oyununa benzetiliyor konuya satranç ile girelim.

Herşeyden önce satranç oyununda hülle, hile ve arkadan dolanma yoktur.

Satranç oyununda "şahlar" ortadadır. Aslında tüm taşlar ortadadır.

Satrançta kurnazlık asla prim yapmaz.

Satrançta iki hamle üst üste oynanamaz.

Siyasette son zamanlarda gelişen olayları satranç kafasıyla açıklamaya kalktığımızda, satranç ile tek benzerliğin "hamle" yapmak olduğu görülür.

Karşılıklı gibi görünen bu hamleler ise AKP tarafından tek elden yürütülmektedir.

Olayları alt alta koyun: Gerçekten satranç oyununda olduğu gibi karşılıklı gibi görünen bir hamleler serisi karşınıza çıkacaktır. Kimine göre iktidarın rakibi cemaattir, kimine göre İsrail, kimine göre daha başka dış güçler, kimine göre Ergenekon, kimine göre AKP içindeki muhalefet kanadı...

Ağır basan ve çok konuşulan AKP-cemaat kapışmasıdır.

İstanbul Emniyeti'nde KCK ile ilgilenen üç emniyet amirininin Ankara'ya alınması (hamle), ardından Savcı Sadrettin Sarıkaya'nın MİT Müsteşarı Fidan ve eski Müsteşar ve Müsteşar Yardımcısı'nı "şüpheli" sıfatıyla ifadeye çağırması (karşı hamle), MİT'in itirazı (hamle), İstanbul Özel Yetkili Savcısı'nın Hakan Fidan için Ankara'da sorgulanması ve diğerleri için yakalama emri çıkartması (karşı hamle)

İşte bu andan sonra iktidar kanadının üst üste hamleler yaptığına tanık oluyoruz ki, satrançta bu yoktur.

Savcı Sadrettin Sarıkaya'nın görevden el çektirilmesi, HSYK'nın savcı için soruşturma başlatması, ertesi gün KCK ile ilgilenen 10 emniyet görevlisinin görevden alınmaları, MİT görevlilerinin yargılanabilmesi için Başbakan'ın izni olması gerektiğine ilişkin kanun değişikliği...

Karşı hamle?

Yok.

Cılız bir ara hamle İstanbul Özel Yetkili Başsavcı vekilinden geldi, o kadar.

Hayır, böyle satranç olmaz.

Bir tek koşulda olur, siyah taşları da beyaz taşları da tek kişi oynarsa... Yani oyuncu da rakip de aynı kişi olursa. O zaman hamleleri mantıklı şekilde sıralamak mümkünleşir.

AKP kendi kendine satranç oynamaktadır. Rakip de AKP'dir. Bir savcı "feda" edilmiştir ve karşı tarafın hamleleri de AKP'nin kazanacağı şekilde hazırlanmıştır.

Satrançta "feda" oyunu kazanmak için riskli olmakla birlikte iyi yapıldığında kesin kazancı getiren bir hamle şeklidir.

AKP bu "fedayı" başarılı biçimde halletmiş gibi gözükmektedir.

Başbakan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan için ileride daha büyük bir sorun oluşturabilecek bazı uygulamalar nedeniyle ortaya çıkacak bir "yargı" sıkıntısının önlemi çok önceden alınmış olmaktadır.

Savcı Sadrettin Sarıkaya'nın, İstanbul Başsavcısı'na ve Başsavcı Vekili'ne haber vermeden 4 MİT görevlisini ifadeye çağırması, gelmeyeceklerini anlayınca da yakalama emri çıkarması mümkün müdür?

Don Kişot gibi yeldeğirmenlerine saldırmaktan farkı nedir bunun? Hem usulsüzlük vardır olayda hem de CMUK 250-251. Maddelerine rağmen, MİT

Yasası'nın 26. Maddesi vardır.

Kazanamayacağını bildiği bir savaşa "canlı bomba" gibi giren Sadrettin Sarıkaya'nın ne gibi bir beklentisi olabilir ki?

Beklenen hava da yaratılmıştır aslında: Cemaat-AKP kapıştı!

Hikaye...

Yalnızca piyonlarla oynayarak galibiyete ulaşmak dünya satranç tarihinde ya bir kere görülmüştür ya da iki kere (en azından bir kere görüldüğünü biliyorum. Irwing Chernev'in '1000 Kısa Oyun' kitabında böyle bir oyun var. Usta oyuncu, amatör rakibi karşısında yalnızca piyonlarını oynayarak galibiyet elde eder). O da usta oyuncuların amatör oyuncularla yaptığı karşılaşmalarda.

Sadrettin Sarıkaya'nın arkasında cemaatin olduğu varsayılır da bu gerginlik AKP-cemaat arasında bir çatlağın oluştuğu anlamına çekilirse, cemaat çok küçümseniyor demektir.

Beyazlarla oynayan AKP, siyahlarla oynayan AKP'ye bir taş fedası yaptırmıştır ve oyunu kazanmıştır. Son olayların satranç olarak açıklaması ancak böyle yapılabilir.

Ama satrançta rakibe zorunlu hamleler yaptırarak, birkaç hamle sonrasını görmek de mümkündür. Ancak rakip de oyuncu da aynı kişi olunca zorunlu hamlelere de pek gerek kalmamaktadır. Ancak yine de bazı hamleler tahmin edilebilir.

Yani, bundan sonraki hamleler.

Başbakan, herkesin kolayca tahmin edebileceği gibi, Hakan Fidan ve diğer Mit mensupları için soruşturmaya izin vermeyecektir.

Bu arada "karşı hamle" de düşünülmüştür. Zorunlu hamle, konunun Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasıdır. AKP'nin buna cevap hamlesi de hazırdır. Yasa değişikliğine ilişkin itiraz Anayasa Mahkemesi'nden de dönecektir.

Konu burada kapanacak mı? İşte onu kestirmek zor. Tahtanın diğertarafına gerçek bir rakip geçmezse eğer beyaz taşların maçı kazanacağı kesindir.

Mümtaz İdil
Odatv.com

AKP fethullah gülen MİT arşiv