Akil adamlar Erdoğan'ın Goebbelsler'i mi

- Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar. - Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının...

- Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar.

- Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkârı olmalıdır.

- İstediğimizi biliyoruz ve bildiğimizi de istiyoruz.

- Bana vicdansız bir medya temin et; sana bilinçsiz bir halk sunayım.

- Yalnız savaşmayı değil, ölmesini de biliyoruz!

Bu sözler size tanıdık geliyor mu? Sizce kim söylemiş olabilir?

Yok, bir şaşırtmaca soru değil bu… Tahmin edebileceğiniz biri de değil.

Bu sözlerin sahibinin bir çok konuşması ve hayatı hala iletişim fakültelerinde “büyük yalan tekniği” adı altında ders olarak okutuluyor. Çünkü, hitabet sanatında neredeyse bir deha kabul ediliyor (bizde var mı emin değilim, yurtdışında var). Ama bu dehasını olumsuz yönde kullandığı için de tarihin karanlık sayfalarından birinde anılıyor. Alfred Nobel gibi değil yani...

Uzatmayayım: Bu sözlerin sahibi Hitler’in “Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı Dr. Paul Joseph Goebbels (kaynak http://tr.wikiquote.org/wiki/Joseph_Goebbels).

Kötü bir yazar, kötü bir felsefeci ama iyi bir konuşmacı. Halkı galeyana getirmekte üzerine yok. Alman orduları Rus cephesinde büyük kayıplar verip geri çekilmeye başlayınca, Goebbels 18 Şubat 1943’te Berlin’de büyük bir stadyumda sivilleri toplayıp onlara Almanya’nın bugüne kadar ordusuyla savaştığını ama bundan sonra topyekün halkı ile savaşacağını haykırır ve sorar: “Topyekün ve radikal bir savaşa hazır mısınız?”

“Berliner Sportpalast”ı dolduran binlerce kişi hep bir ağızdan: “Evet!” diye bağırır ve Goebbels’i ayakta alkışlar.

“Führer’in sadık takipçisi olacak mısınız, ona inanıyor musunuz?”

Halk yine ayakta alkışlar ve “Evet!” diye bağır. “Führer’e inanıyoruz ve sadık takipçileriyiz!”

“Bu topyekün savaşta Alman ordularının zafer kazanacağına inanıyor musunuz?” diye sorar Goebbels, halk ayağa kalkar, Hitler selamıyla “Zafer!” diye tekrarlar.

“İşte bu yüzdendir ki bugünkü sloganımız: Ayağa kalkın ve zafere kadar fırtına gibi esin!”

Halk artık çılgınlar gibi alkışlamaktadır Goebbels’i ve ardından da hep bir ağızdan Almanya’nın zaferini anlatan marş söylemeye başlarlar.

Yıllar sonra, 60’lı yıllarda sanırım, o mitinge katılmış birine sorarlar: “Neden yanlış olduğunu düşündüğünüz halde, Goebbels’in her sözünü ayakta alkışladınız ve ‘evet’ diye desteklediniz?”

“Öyle bir hava yaratılmıştı ki, Goebbels öylesine etkili konuşuyordu ki,” der adam, “Çoğumuz ne söylediğini tam olarak anlamadan yalnızca alkışlıyor, alkışlıyorduk.”

Söz ister istemez dönecek, dolaşacak ve akil insanlarımıza gelecek tabii… Acaba her birinin birer Goebbels olması istendi mi? Yani şimdi Hülya abla, Kadir abi veya Orhan abi konuşacak, halk da ayakta alkışlayacak. Anlasın, anlamasın.

Böyle mi olacak?

Goebbels’in sonu aklıma gelince, “aman Allah korusun,” diyorum.

Mümtaz İdil

Odatv.com

goebbels akil adamlar başbakan erdoğan arşiv