Ahmet Davutoğlu’na basit bir soru

22 Haziran’da bir uçağımız Suriye tarafından düşürülünce T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu uçağımızın düşürülmesinden ziyade nerede ve nasıl...

22 Haziran’da bir uçağımız Suriye tarafından düşürülünce T.C. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu uçağımızın düşürülmesinden ziyade nerede ve nasıl düşürüldüğü konusu üzerinde durdu. Ona göre, uçağımız Suriye’nin tezinin aksine Suriye hava sahasında değil, uluslararası hava sahasında vurulmuştu. Uçak uçaksavar ile değil, füze atışı ile düşürülmüştü.

Davutoğlu, yine de “eğitim uçuşu” yapan uçağın 5 dakikalık bir süre için Suriye sınırını ihlal ettiğini kabul etmişti.

Ayrıca, Türkiye makamları sonradan uçağımızın çok alçak uçtuğunu da kabul etti. (Genelkurmay haritaları)

***

Uludere Faciası ile ilgili Türkiye’nin tezlerine sekte vuran ve haberini sonuna dek savunan The Wall Street Journal Gazetesi (WSJ) düşen uçağımız ile ilgili olarak da 30 Haziran’da Türkiye’nin tezlerine ters düşen başka bir haber yayınladı.

Gazete, Amerikan istihbarat kaynaklarına dayanarak, uçağın karadan havaya fırlatılan bir füzeyle düşürüldüğü iddiasını kanıtlayacak verilerin bulunmadığını, uçaksavar ateşiyle düşürüldüyse Suriye hava sahasında uçtuğunu ileri sürdü. Gazete Amerikalı uzmanlarının uçağımızın Suriye’nin hava savunma sistemlerinin kabiliyetini test etmek amacıyla o uçuşu yaptıkları kanısına olduklarını da yazdı.

***

Türkiye’yi çok güç duruma düşürebilecek bu habere Başbakan, hali ile çok sert cevap verdi. ABD’de bu yıl kasım ayında yapılacak seçimde Obama’yı zorlamak için gazetenin böyle bir “yalan” haber yaptığını söyledi. Ben Türkiye’deki Hükümet’i güç duruma düşürebilecek bir haberin Obama’yı nasıl kötü etkileyeceğini anlayamadım ama neyse!

Başbakan ayrıca WSJ’yi iddialarına kaynak göstermediği için itham etti. Gazeteden alıntı yaptığı ABD’li yetkililerin adlarını istedi.

Haberi iktibas eden Türkiye gazetelerini ise ihanet ve delaletle suçladı. Türkiye ile ilgili bu kadar önemli bir haberi Başbakan sevmediği için Türk medyası görmemeliydi. Erdoğan dünyanın ağzından çıkacak her cümleye kulaklarını açtığı Beşşar Esad ile röportaj yapma şansını elde edip, Başbakan istemediği için bu fırsatı geri tepen gazeteciler gibi davranmalarını herkesten bekliyordu.

***

Uçağın füze ile mi, uçaksavar ile mi vurulduğu denizin dibindeki uçağa ulaşılınca anlaşılacak. Kimsenin “objektif gerçek” ortaya çıkmadan yaptıkları açıklamalarda Suriye mi haklı, Türkiye mi haklı diye karar vermemesi lazım.

Bazı gazete ve gazetecilerin şıppadanak Türkiye’nin tezlerine sarılması belki milliyetçi duygular, belki de Başbakan’ın direktifleri ile açıklanabilir ama gazeteci etiği açısından doğru değildir. Bu tip haber ve yorumlar ileride yüz kızartıcı belgeler haline dönüşebilir.

Böyle “yandaş” bir yorumu son zamanlarda Hükümet’e verdiği açık destekle dikkatimi çeken Aslı Aydıntaşbaş da yaptı.(Milliyet-01.07.2012) Makalesinin başlığı bile buram buram “tarafgirlik” kokuyor:

“Ankara’ya 2. Wall Street Journal Çalımı”

Aydıntaşbaş makalesinde “Milliyet’in görüştüğü Dışişleri ve hükümet kaynakları, WSJ haberinin Türkiye’ye yönelik ‘kasıtlı’ ve ‘kafa karıştırıcı’ olduğunun altını çizerek, ‘bu iddiayı ilk kez duyuyoruz. Bu zamana kadar ne ABD, ne NATO, ne de diğer müttefiklerimiz düşen uçakla ilgili elimizdeki bilgilere itiraz etmedi. Bize farklı bir bilgi veren de olmadı’…Yine de WSJ haberi, iki başkent arasındaki tansiyonu yükseltme ve güvensizlik tohumları aşılama potansiyeline sahip.”

Aydıntaşbaş da makalesinde kaynaklarının adını açıklamıyor ama herhalde WSJ’na aynı nedenle çok kızan Başbakan onu mazur görmüştür!

***

Ancak, WSJ bir 2. Yazı ile (Joe Parkinson ve Ayla Albayrak) hem ilk haberini kısaca tekrar etti, hem de Türk yetkililerin ve Başbakan’ın kendi haberine verdiği sert tepkiyi yayınladı. (02.07.2012) Hiçbir yorum yapmadan Başbakan’ın haberine “yalan” dediğini (“lie”) de belirtti. Ancak, bu haber de şu cümle ile son buluyor:

“Analistlere göre Washington ve Ankara’nın yaptığı analizlerdeki farklar Türkiye için utandırıcı çıkabilse bile ABD-Türkiye ilişkileri bundan kolay etkilenmez.”

(“Analysts said although reports of discrepancies between the analysis of officials in Washington and Ankara could prove embarrassing to Turkey, the U.S.-Turkish relationship is unlikely to be affected.”)

Kısacası WSJ haberinin arkasında duruyor!

***

Ben kimin haklı olduğunu bilmiyorum. Uçağa ulaşılıp teknik bilgi oluşana dek de taraf olmayacağım.

Ama Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na bir sorum var:

Eğer, teknik bulgular sizi doğrulamazsa hangi konuma düşeceğinizi biliyormusunuz?

Dr.Cüneyt Ülsever

Odatvcom

Ahmet Davutoğlu Suriye arşiv