AÇILIM ASIL ŞİMDİ BAŞLIYOR

ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’un Temmuz başında ziyaret ettiği Kafkasya’da dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor. Özellikle Azerbaycan Devlet...

ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’un Temmuz başında ziyaret ettiği Kafkasya’da dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor.
Özellikle Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili’nin 18 Temmuz tarihinde yaptığı görüşmeler bölge dengeleri açısından çok anlamlıydı.
Baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından basının karşısına çıkan her iki devlet başkanı bölge açısından çok kritik açıklamalar yaptılar.
“Gürcistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerde tüm sorunların ortadan kaldırıldığını” müjdeleyen İlham Aliyev “Bakü ile Tiflis arasında sıkı işbirliğinin var olduğunu” belirtti.

‘AZERBAYCAN-GÜRCİSTAN KONFEDERASYONU’
Ortak projelere dikkat çeken Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ise Avrupa’dan Çin ve Orta Asya’ya en kısa yolun Gürcistan-Azerbaycan üzerinden geçtiğini vurguladı. Saakaşvili’nin şu sözleri ise tüm çevre ülkeleri yakından ilgilendirir cinstendi: “Gürcistan ile Azerbaycan arasında dostluk ve sıkı işbirliği iki ülke arasında konfederatif ilişkilerin oluşturulması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu yönde görüşmelere başlanabilir”.

‘TÜRKİYE-AZERBAYCAN-GÜRCİSTAN KONFEDERASYONU’
Benzeri açıklamanın Gürcistan eski Devlet Başkanı Eduard Şevardnadze’den geldiğine de dikkat çeken 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nden Elhan Şahinoğlu “Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan konfederasyonu mümkün mü?” diye soruyor ve şu yanıtı veriyor: “Gürcistan’la Azerbaycan arasındaki mümkün konfederasyon görüşmelerine Türkiye’nin katılmasının mümkünlüğü de gelen haberler arasında. Zaten Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan ile stratejik ilişkiler içinde. Aslında Saakaşvili’nin konfederasyon önerisi Ankara’nın geçtiğimiz yıllarda ileri sürdüğü ‘Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu’nun bir başka formülü. Ancak Rusya Gürcistan’ın, Ermenistan ise Azerbaycan’ın topraklarını işgal ettiğinden bu devletlerin bir arada bulunması mümkün görünmüyordu. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan’ın ortak oluşumda yer almasını ise engelleyen faktör yok”.

TAŞLARI AKP Mİ DÖŞEDİ?
Acaba taşlar Hilary Clinton’dan önce ve ABD adına AKP tarafından mı döşendi? Clinton’dan 1.5 ay önce bölgeyi ziyaret eden Erdoğan ve kurmayları Ahmet Davutoğlu ile Egemen Bağış, acaba bir ön hazırlık mı yapmıştı.
Anımsayalım: Azerbaycan’dan Gürcistan’a geçen Erdoğan ve heyeti “evinize hoş geldiniz” mesajlarıyla karşılanmıştı. “Türkiye ve Gürcistan arasındaki ilişki eşi ve benzeri olmayan bir ilişki” diyen Saakaşvili hızını alamamış ve Tahran Anlaşması’na gönderme yaparak şöyle demişti: “Türkiye ve Brezilya, müzakereleri başarıyla sonuçlandırdı. Bize çok umut verdi. Başbakan Erdoğan bugün İran’da yaptıkları ile tüm dünyanın alkışlamasını hak etti”. (Cumhuriyet, 17 Mayıs 2010)

AMAÇ RUSYA’YI KAFKASYA’DA ETKİSİZLEŞTİRMEK
ABD’nin Sorosçu kalkışmayla Gürcistan’da işbaşına getirdiği ama 8 Ağustos 2008’deki Rus saldırısından bu yana bölgede oldukça yalnızlaşan Saakaşvili bu gelişmeyle rahatladı.
Kuşkusuz AKP’nin de AKP’ye bu senaryoyu uygulatan ABD’nin de temel hedefi Saakaşvili’yi rahatlatmak değil. Washington, Büyük Ortadoğu Projesi BOP açısından büyük önem taşıyan Güney Kaskasya’nın şekillenmesini hedefliyor. Daha somut ifade etmek gerekirse, “Konfederasyon”un hedefi Rusya’yı yalnızlaştırarak, ABD’nin bölge egemenliğini sağlamak.
Benzer bir konfederasyon çalışması, anımsayacağınız gibi geçen aylarda yine AKP eliyle Ortadoğu’da uygulanmıştı. Türkiye bir yandan Suriye, Ürdün ve Lübnan ile vizesiz serbest ticaret bölgesi oluşturmuş; bir yandan da Kuzey Irak’la “ekonomik entegrasyon” anlaşması yapmıştı. Böylece Türkiye, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Kuzey Irak’ı kapsayan bir konfederasyonun altyapısı oluşturulmuştu.
Keza bu gelişme de, yine ABD’nin çizdiği AKP’nin uyguladığı bir senaryoydu. Davutoğlu’nun tarifiyle “yeniden kurulan bu alt bölgesel düzen” kuşkusuz İran karşıtıydı. İran’ı yalnızlaştırmayı ve İran’la ittifak halindeki kuvvetleri ayrıştırmayı hedefliyordu!

KONFEDERASYONLARIN ERGENEKON İLGİSİ
Toparlarsak…
AKP güneyde İran’ı dışarıda bırakan, kuzey doğusunda Rusya’yı dışarıda bırakan “konfederasyon” çalışmaları yürütüyor.
AKP, siyasi geleceğini de ABD’nin BOP’u çerçevesinde yürütülen bu çalışmaya endekslemiş durumda…
ABD’nin AKP’nin arkasında durmayı sürdürmesi, Erdoğan’ın bu çalışmalarına bağlı… Bir de Ergenekon savcılığını büyük kararlılıkla sürdürebilmesine elbette.
Kaldı ki, AKP’nin şekillendirmeye çalıştığı kuzey ve güneydeki bu konfederasyonların Ergenekon’la doğrudan ilgisi var.
Açalım…
Kuzeydeki konfederasyon kimi dışlıyordu? Rusya’yı!
Ya güneydeki konfederasyon kimi dışladı? İran’ı!
2002 yılında Harp Akademileri Komutanlığı’nda yapılan “Türkiye’nin etrafında barış kuşağı nasıl oluşturulur” başlıklı sempozyumda ne demişti Prof. Dr. Erol Manisalı? Manisalı, AB’nin Rusya ve Türkiye’yi dışarıda bırakarak Avrupa Birleşik Devletleri’ni kuracağını belirtiyordu. MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç da, Rusya ve İran’ı kapsayacak yeni arayışlara ihtiyaç duyulduğunu vurgulamıştı.
Bitmedi…
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek 1996 yılında itibaren düzenlediği Avrasya Sempozyumları ile bölge merkezli dış politika izlenmesi gerektiğinin altını çiziyordu; ABD ve AB’nin karşısına Türkiye, Rusya, İran ve bölge devletleri ile kurulacak ittifak modeli sunuyordu…
Örneğin eski 1. Ordu Komutanı Org. Ergin Saygun. O da ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni eleştiriyor ve Şanghay İşbirliği Örgütü’ne vurgu yapıyordu..
Örneğin Eski Ege Ordu Komutanı Em. Org. Hurşit Tolon; ABD’yi yerden yere vuruyordu…
Örnekler saymakla bitmez..
Verdimiz bu örneklerin ortak yönleri neler peki: ABD karşıtlığı, AB karşıtlığı, Rusya ve İran’la ittifak yanlısı oluşları…
Bitmedi.
Hepsi Ergenekon Davası'nın tutuklu-tutuksuz sanıkları!
102 subaya “yakalama kararı” çıkarılmasıyla da, işte bu “bölge merkezli dış politika yanlısı çizgi”ye vurucu darbe hedefleniyor! Darbe diye diye TSK’ya darbe yapılıyor!
“ABD’nin BOP Konfederasyonları”nın Ergenekon’la ilgisi olur da, Açılım’la ilgisi olmaz mı? Konfederasyonların göbeğinde de “Kürt Açılımı” var. Ki Erdoğan o yüzden yıllar öncesinden söz vermişti: “Diyarbakır’ı ABD’nin BOP’u çerçevesinde bir merkez yapacağız”!
Ve açılım bitti diyenlere anımsatalım. Açılım, asıl şimdi başlıyor!

Mehmet Ali Güller

Odatv.com

Balyoz ABD hillary clinton arşiv