Abdullah Gül'e giderayak karne veriyoruz

Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi yakında bitiyor. Yeniden AKP’nin adayı olmayacağı da kesin gibi. Peki, Gül nasıl bir cumhurbaşkanıydı? Köşk’e...

Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi yakında bitiyor. Yeniden AKP’nin adayı olmayacağı da kesin gibi.

Peki, Gül nasıl bir cumhurbaşkanıydı? Köşk’e layık oldu mu?

Genel olarak toplumun değişik kesimleriyle diyalogu Köşk’te sergilemesi, 81 ilin tamamına zaman ayırması, dış ziyaretleri ve içteki kabulleri gibi renkli ve gerekli görüntüleri bir yana bırakalım…

KARNE OLDUKÇA ZAYIF

Cumhurbaşkanının rolü, asıl olarak üç dört noktada kendisini gösterir. Birincisi, Yasama organı TBMM’de kabul edilen yasaları kontrol eder. İkincisi, atamalarda rol oynar. Üçüncü önemli işlevi, Türkiye’nin dıştaki itibarını gözetmesi ve temsil etmesidir. Cumhurbaşkanının bir görevi de manevi olarak başkomutanı olduğu orduyu gözetip kollamasıdır.

Sırasıyla bakalım… Gül, AKP Hükümetinin gündeme getirdiği ve Meclis’ten geçen yasaların hemen hepsine yol verdi. Klasik tanımla adeta “Çankaya Noteri” gibi gelen yasaya imzayı bastı. Kendisine sorarsanız, o, şöyle davrandı; yasa henüz kesinleşmeden baktı ve önerilerini, tavsiyelerini aktardı ve müdahalesini bu şekilde yaptı. Ama gerçekler çok farklı. Örneğin, geçen yıl kabul edilen Dışişleri alanındaki yasa değişiklikleri… Gül, Dışişleri Bakanı iken yapmadığı kötülüğü Cumhurbaşkanı iken yaptı eski camiasına. AKP2nin değişiklik önerilerine imzayı bastı.

Gül, atamalarda da AKP’nin dümen suyunda gitti. Ne istedilerse yaptı “yol arkadaşı” olarak RTE’nin…

Gül, Türkiye’nin dışarıdaki, özellikle de Ortadoğu ve komşuları arasındaki itibarını koruyamadı. Hükümetin attığı yanlış adımları frenlemedi. AKP iktidarı bu yüzden dış politikada adeta freni olmayan bir araba gibi… Mısır, İsrail ve Şam’da Büyükelçisi olmayan, Bağdat’taki konumu sarsılan, Musul’daki başkonsolosu rehin olan bir Türkiye bırakıyor Gül Çankaya’dan ayrılırken… AB ile ilişkiler, Ankara’da gündüz gözüyle havai fişek patlatılan günlerin çok ama çok ötesinde, oldukça geride… ABD ile ilişkilerin ekşimsiliği açık. Rusya ve İran’la ilişkiler parçalı bulutlu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin manevi başkomutanı Gül’ün döneminde orduya kumpas kurulmuş! Hükümet öyle söylüyor! Gül ne yapmış peki kumpas kurulurken? Kılını mı kıpırdatmış? Yoksa hükümet kumpasa davetiye çıkarıp hatta ortak olurken ellerini mi ovuşturmuş?

XXX

Elimde, Alfa Yayınları’nca hazırlanan ve yayınlanan ancak Cumhurbaşkanlığı’nın hazırlattığı belli olan, belge ve bilgilerle, fotoğraflarla desteklenen “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül” adlı bir kitap var. Elimdeki baskı, ilki ve Temmuz 2011 tarihli. Kitap, Köşk’te de dağıtılıyor konuklara. Buradan da Köşk’çe hazırlattırıldığı anlaşılıyor.

YALANLAR VE GERÇEKLER

Kitabın imzasız önsözünde diyor ki, “Türkiye’nin en çalkantılı yıllarında dış ilişkilerin yönünü belirlemede hep önemli bir rol oynayan siyasi bir aktör olarak uluslararası sisteme; karşılıklı saygı, eşitlik ve hakkaniyete dayanan bir düzen getirme çabası gösterdi. Kurduğu uluslararası ilişkilerle, ülkemizin dünyadaki itibarının arttırılmasına liderlik etti. Son gelişmelerde Türkiye’nin oynadığı kilit rol de buradaki doğru stratejinin sonucu aslında.”

Yukarıda da belirttik; Türkiye’nin itibarını bilakis yerle bir eden kadronun noteri oldu Gül. Bu metni yayınlayan yayınevi de eski AKP milletvekili, yani “yol arkadaşı” olunca başka ne yazacaktı ki? Gerçekleri mi?

Bu alandaki gerçekleri biz söyleyelim bir kez daha altını çizerek: Gül Cumhurbaşkanıyken sıkça eksen kayması ya ad eksen değişikliği tartışmaları yaşadı Türkiye. Uluslararası derecelendirme kuruluşları özellikle insan hakları, basın özgürlüğü vb. alanlarda ülkemizi en altlarda gösterdi. Komşularımız arasında itibarımız yerle bir oldu. AB nezdinde de öyle. Türkiye, onun cumhurbaşkanlığı döneminde özellikle görev süresinin ikinci yarısında başka ülkelerin iç ihtilaflarında tarafgir olarak yanlış bir rotaya girdi. Türkiye, Suriye iç savaşında taraf olarak kaosa zemin hazırlarken bütün Ortadoğu’da, hükümete fren koymadı. Gelinen noktada uzun güney sınırlarımızın tamamı belalı hale geldi.

xxx

Demirel’in cumhurbaşkanlığı sonrasında da onunla birlikte cumhurbaşkanları numaralandı, hatta buna genelkurmaya başkanları da eklendi!

GÜL, SİLİK BİR PROFİL ÇİZDİ

Numarasıyla, “On birinci” Cumhurbaşkanı Gül’e, maalesef iyi bir karne veremiyoruz. En azından bir kıyaslama yapmak gerekirse, Gül, AKP döneminde Dışişleri bakanı iken Cumhurbaşkanlığı dönemine göre bayağı iyi bir performans ortaya koymuştu. Gül’ün karnesi “orta “ değildir! Gül, zayıf almıştır. Karnesi kötü bir cumhurbaşkanı olarak tarihin tozlu sayfaları arasında yerini alacaktır. Hele hele RTE gibi kendisinden çok düşük bir profil altında silik bir görüntü çizmesinden belki de ileride çok rahatsızlık duyacaktır ama iş işten geçmiş olacaktır.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

abdullah gül Erdoğan cumhurbaşkanı arşiv