Abdullah Gül Çankaya sohbetlerinde Gezi için ne diyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le Başbakan Erdoğan arasındaki “bilek güreşi” yeni bir tablo değil. Bu noktadaki anlaşmazlıkları, iktidar bloğundaki...

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le Başbakan Erdoğan arasındaki “bilek güreşi” yeni bir tablo değil. Bu noktadaki anlaşmazlıkları, iktidar bloğundaki çatlak anlamındaki sıkıntıyı birkaç ay önce Odatv okurları için kaleme almıştım.

Şimdi de Cumhurbaşkanı Gül’ün Gezi’ye ilişkin yaklaşımını ABD seyahatinde sorulan sorular üzerine farklı boyutuyla ortaya koyduğunu; ancak Cumhurbaşkanlığı sitesine de düşen sözlerin daha sonra “nedense” kaldırıldığını da hayretle izleniyor.

Ne demişti Cumhurbaşkanı Gül New York'ta, Merrill Lynch tarafından düzenlenen çalışma kahvaltısında Gezi protestolarına ilişkin olarak:

"Bu ve benzeri olayların başlangıcı ile ilgili açıkçası gurur da duyarım. Çünkü şundan dolayı; Türkiye'yi bilenler, tanıyanlar 10-15 yıl önce Türkiye hangi gündemlerle dünyanın kamuoyuna gelirdi veya Türkiye'nin problemleri neydi? Bugün ise Türkiye'nin problemleri ne? İstanbul'daki olayların başlangıcı aynı Washington'da, Londra'da, New York'ta olduğu gibi çevre bilinci, şehrin yapılması ile ilgili bu bina buraya yakışır, yakışmaz kaygıları ile ortaya çıkan bir olay. Bu tip problemler başta demokratik, gelişmiş ülkelerin problemleri. Türkiye'nin problemleri buna benzer problemler haline geldi. Önce bunun bilinmesini isterim.”

Cumhurbaşkanı Gül’ün Gezi’ye bakışı, AKP Kütahya Milletvekili Prof. İdris Bal’ınkiyle örtüşüyor. Bal da Gezi ile ilgili olarak hazırladığı raporda danışmanlarının Başbakan Erdoğan’ı yanlış yönlendirdiğini ortaya koymuştu, hatırlanacaktır.

Tabii, iktidar bloğundaki çatlak burada da kendisini gösteriyor. Aslında Cumhurbaşkanı Gül, daha en baştan Gezi’yi “Demokrasi sandıktan ibaret değildir, mesaj alınmıştır.” şeklinde değerlendirmişti. Başbakan Erdoğan ise olayları Batı’ya bağlamış; aktivistleri de ‘çapulcu’, ‘ayyaş’, ‘terörist’ olarak nitelendirmişti.

Cumhurbaşkanlığı sitesinde Gezi’ye ilişkin sözlerin sansüründe mutlaka hükümet kanadından gelen sitemlerin, hatta bunun da ötesinde ‘uyarıların’ payı vardır. Durduk yerde olmaz bu işler…

KÖŞK'TEKİ SOHBETLERİ

Ancak, biz şu kadarını söyleyelim ki, Cumhurbaşkanı Gezi’ye ilişkin yaklaşımını ilk defa ortaya koymuş değil, başından beri de aynı çizgide duruyor. Bu konuda çok tutarlıdır, hakkını kimse yiyemez. Çünkü Köşk’teki birçok özel sohbetinde de Gezi dayanışması eylemlerine anlayışla yaklaştığını, hatta çocuklarının arkadaşlarının da Ankara’da bu eylemlere katıldığını, destek verdiğini bilmeyen yoktur.

Sonuç olarak, Gül ve Erdoğan’ın arasındaki ‘soğuk savaş’ın karakteristik olarak yumuşamaya doğru değil, sertleşmeye doğru evrileceği Gezi’ye farklı bakışta kendisini ortaya koyuyor. Herkes şunu bilsin artık; Gül ve Erdoğan yeni bir “Putin ve Medvedev” olmayacak. Böylece, iktidar bloğundaki çatlak da derinleşecek demektir.

Mesele gayet açıktı: Erdoğan, Gül’ün ikinci dönemde de cumhurbaşkanı seçilmesinin önünü yasal düzenlemeyle kapadı. Gül, buna sıcak bakmadı ve tepki gösterdi. Ortam gerildi. Üstelik, Erdoğan “kör gözüm parmağına” bir adım daha attı; “partili cumhurbaşkanlığı”, “başkanlık sistemi” tartışmalarını açtı. Bu durum Gül’ü daha da rahatsız etti. Başbakan Erdoğan, iktidar bloğundaki koalisyonu bozuyor ve “tek başına” iktidar olmak istiyordu.

Cumhurbaşkanlığını seçimlerine bir yıldan az bir zaman kaldı ve şimdiden seçim şeklinin değişmesi, cumhurbaşkanının yeniden eskisi gibi meclis içinden seçilmesi konuşulmaya başlandı iktidar mahfillerinde… Öyle anlaşılıyor ki, bu bile Gül’ün olası bir adaylığına kapıyı tamamen kapatmak anlamına geliyor.

Ne demişler; “Bizans’ta oyun bitmez!”. Osmanlı, bir yerde Bizans’ın, Türkiye Cumhuriyeti de Osmanlı’nın devamıdır…

Az kaldı, sisli bir ortamda yapılacak yerel seçimler de geçsin, gerisini bekleyip göreceğiz.

M.Ayhan Kara

Odatv.com

abdullah gül gezi arşiv