ABD’deki “diplomat bildirisi” ne anlama geliyor

Obama giderken, dünya ahvali de daha tehlikeli bir evreye ilerliyor.

Barack Obama, bir restorasyon iddiasıyla gelmişti.

Irak ve Afganistan’daki fiyaskolara bir de Suriye’yi ekledi.

Savaşmadan savaş yapmak stratejisi “Hem bakire, hem hamile olmak” gibi bir şeydi ki, olmadı.

Fethullah Gülen, Müslüman Kardeşler, El Kaide, IŞİD ve tüm sözde dinci terör örgütleri ve de PKK türevi Kürt ayrılıkçılar eliyle renkli, kanlı, kumpaslı bir savaş yürütülmeye çalışıldı.

Ama sonunda olan şuydu; Amerikan savaş aygıtı giderek daha çok tahrik oldu, giderek daha çok Obama’nın gitmesine odaklandı.

Kabaca neler oldu şu Obama döneminde bir bakalım:

Küresel yapısal ekonomik krize girildi, AB’nin dağılma süreci başladı ve hızlandı, Rusya’ya karşı renkli devrimli, füzeli, hatta savaşlı bol teröristli bir çevirme taktiği uygulandı ve en önemlisi de Ortadoğu’da İran’ı baskılayacak, İsrail güdümünde bir Kürt devletinin önünü açacak BOP projesi işleme kondu.

Ama Obama hep doğrudan bir savaştan uzak durdu, çekindi.

Çünkü ABD artık eskisi kadar güçlü görünmüyordu.

Ekonomik kriz yüzünden ordunun bütçesinde kesinti yapıldı, ilk kez Obama döneminde.

2015’te Çin’i hedef alan bir kuşatma doktrini kabul etti Obama.

Konuyu değiştirmek babından bir doktrindi, Çin bile çok fazla kaale almadı.

Birkaç ada ve kayalık kriziyle geçiştirildi.

Bu arada Çin’in de donanmasını güçlendirmesine ve Rusya ile daha çok donanmada işbirliğine yol açtı.

ABD’deki müesses nizam, yani Neo Con’cular (Yeni Muhafazakarlar’ın kısaltması fakat burada bir kelime oyunu da var. “Con” kısaltması Conservatives yani muhafazakarın olduğu kadar Convicted yani hüküm giymiş, hükümlü kelimesinin de kısaltmasıdır. Örnek “ExCon” kelimesi sabıkalı manasında kullanılır. Con kısaltması aynı zamanda contrary yani karşı olmak anlamında da kullanılır. Mesela Pink Floyd’un ünlü “Prosand Cons of Hitchhiking” albümünde olduğu gibi.) Batı kökenli petrol ve silah lobileriyle küresel kara para ticaretinin erbabı Siyonist çetenin bir uzantısıdır. Bunlar, ekonomik sistemi, yani yeni sömürgeci sistemi, güç yoluyla sürdürmenin taraftarıdır.

Obama gidedursun, işte bunların biti de kanlandı.

Çünkü ortada iki aday var.

Hillary ve Trump, her ikisi de bu çeteyle uyumlu çalışabilecek isimler.

Ve de ABD’nin tek başına başa çıkamayacağı bir kaosun peşindeler.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Obama’dan sonra dünyayı neyin beklediğini önceki gün açıkça söyledi.

St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) çerçevesinde tüm dünyadan haber ajanslarının yöneticileriyle bir araya gelen Putin, “ABD’nin Avrupa’da askeri varlığını arttırmasının nedenini bilmiyorum, ancak buna karşılık vermek zorunda kalacağımızı kesinlikle biliyorum. Bu bir ‘cevap’ olsa da, Rusya her koşulda yine ‘agresif’ davranmakla suçlanacak. İnsanlar tehlikeyi fark etmese de, bu durum beni endişelendiriyor. Dünyayı tamamen farklı bir boyuta taşıyoruz. Rusya olarak yalnızca kendi güvenliğimizi sağlamak zorunda kalmayacağımız açık. Dünyadaki güç dengesini korumak bizim için önemli” dedi.

‘ABD, BİZİM NÜKLEER GÜCÜMÜZÜ TEHDİT ETMEYE BAŞLAYACAK’

Putin “ABD, Doğu Avrupa’ya 500 kilometre kadar uzaklıktaki bir hedefi etkileyebilen füze savunma sistemlerini yerleştiriyor. Fakat teknoloji gelişiyor, bir yıla kadar ABD’nin ne zaman 1000 kilometre, hatta daha uzun menzilli yeni bir füze alacağını biliyoruz. O andan itibaren de bizim nükleer gücümüzü tehdit etmeye başlayacaklar” dedi.

Rusya’nın neler yaşanacağını bildiğini vurgulayan Rus lider, Batılı yetkililerin insanlara yanlış bilgi vermek için 'haber ajanslarının gözlerine perde çektiğini’ ifade etti.

Batılı müesses nizamın esas unsurlarından, sıcak para taciri George Soros, yaklaşan ABD saldırganlığının işaretini (tersinden) verdi.

Londra’da Open Russia tarafından düzenlenen bir etkinlikte konuşan Soros, AB’nin içinde bulunduğu durumun Sovyetler Birliği’nin dağılmasında yaşanan süreçle paralellik gösterdiğini belirtti.

Soros, AB dağılırken Rusya’nın küresel bir güç olarak ortaya çıktığını kaydetti.

İngiltere’nin AB’den ayrılmasının sterlini güçsüzleştireceğini de söyleyen Soros, aslında hem İngiltere, hem de ABD’ye mesaj verdi: “Rusya’ya karşı birlik olalım”

ABD’DEKİ ENTERESAN “DİPLOMAT BİLDİRİSİ”

ABD Dışişleri Bakanlığında görevli 51 diplomat, Beyaz Saray’ın Suriye politikasını eleştiren ve Esad hükümetine karşı askeri saldırı gerçekleştirme çağrısında bulunan bir bildiri yayınladı.

Bildiriye imza koyan diplomatların Suriye konusunda danışmanlık yapan orta ve üst düzey 51 diplomattan oluştuğu ifade edildi.

Diplomatlar bildiride, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad rejimine karşı askeri saldırı gerçekleştirme çağrısında bulundu. Diplomatlar mevcut yaklaşımın Suriye muhalefetine karşı olduğu ve Esad’ın iktidarda kalmasına yardım ettiğini savundu.. Bildiride Esad rejimine karşı inandırıcı askeri harekat tehdidi konusunda uyarı yapılırken, aksi halde Şam’ın muhaliflerle müzakere yapması için baskı hissetmeyeceği kaydedildi.

Bu, bana 2003’te Cumhuriyet’te yazan Mustafa Balbay’ın başını yakan, “Genç Subaylar Rahatsız” yazısı ile 27 Nisan 2007’de dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın meşhur internet deklarasyonunu anımsattı.

O diplomatlar ne kadar gençti tam olarak bilmiyorum fakat, yazdıkları bildirinin sonuçları Türkiye’dekinden farklı oldu!

Mesela bu diplomatların patronu sayılan Dışişleri Bakanı John Kerry, bildiriden rahatsız olmadı, “nasıl olur da atanmışlar, seçilmişlere byle ayar vermeye kalkar” demedi, bilakis memnun kaldı.

Kerry, ABD Diplomasi Mülteci Merkezi'nde üniversite öğrencileriyle yaptığı konuşmada, bir soru üzerine, Dışişleri Bakanlığı'nda hükümete Suriye konusunda danışmanlık yapan 51 diplomatın ABD hükümetinin Suriye politikasını değiştirmesi gerektiği yönünde kaleme aldıkları yazıyı değerlendirdi.

Bildiriyi okuduğunu belirten Kerry, "Çok iyi bir yazı. Yazıyı kaleme alanlarla buluşacağım" dedi.

Bakanlık Sözcüsü John Kirby de günlük basın toplantısında detay vermekten kaçınarak, "Kerry, yazıda kaleme alınan argümanların çok güçlü olduğunu düşünüyor. Bakan, yazıyı kaleme alan danışmanlardan bazılarıyla görüşecek. Her biriyle ayrı ayrı görüşmesi mümkün olmayacak, bazılarıyla toplu görüşecek" diye konuştu.

Ama anlaşılan bu bildirinin hedefi Beyaz Saray idi.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü John Earnest, Başkan Barack Obama'nın söz konusu yazıyı okuduğunu düşünmediğini söyledi. Earnest, Obama'nın askeri müdahalenin Suriye'ye barış getiremeyeceği yönündeki düşüncesinin değişmediğini kaydetti.

Bu sistem aslında çok yeni değil.

1970’lerdeki Vietnam Savaşı’nda başladı ve bugüne kadar böylesi önemli olaylarda gelenek haline geldi.

Bu kez ise ABD derin devletinin kaos planlarının habercisi olarak geldi bu bildiri.

Obama sonrası dünyada ve bölgemizde yaşanacak kargaşanın sinyali bir nevi.

Adresi de, bence sanılanın aksine Trump değil, Hillary.

Hillary’nin kazanmasıyla, ABD’nin ufkunda daha Suriye, Rusya, İran ve doğal olarak Türkiye düşmanı bir yaklaşım kendisini şimdiden gösteriyor.

Ola ki Trump da kazansa durum pek farklı olmaz.

İşte bu Amerikalı diplomat bildirisi bunun açık kanıtı.

Hüseyin Vodinalı

Odatv.com