5 yılda BM'deki itibarımız nasıl sıfırlandı

Milliyet gazetesinin 17 Ekim 2014 tarihli nüshasının “Dış Haberler” başlıklı 20. sayfasına bakıyorum; ilk haberin başlığı “Türkiye BMGK’ya...

Milliyet gazetesinin 17 Ekim 2014 tarihli nüshasının “Dış Haberler” başlıklı 20. sayfasına bakıyorum; ilk haberin başlığı “Türkiye BMGK’ya giremedi”… Tabii bu sonuç için üzgünüz, zil takıp oynayacak halimiz yok. Çünkü bu sonuçla ‘madara’ olan sadece AKP hükümeti değil… Bu sonuçlarla Türkiye kaybediyor.

İkinci kez yazmamın nedeni aynı konuda, yukarıdaki haberi destekleyen bir fotoğraf… Dışişleri Bakanlığı’na atandığında “öğreneceğini” söyleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu seçimin üçüncü turunda rakip olduğumuz İspanyol mevkidaşını hararetle kucaklayıp kutluyor fotoğrafta…

TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ TURDA ÇEKİLMELİYDİ

Oysa Türkiye’nin yapması gereken, üçüncü turda yarışa hiç girmemek, sonucu önceden belli bir yarıştan çekilmekti. Doğrusu buydu. Çünkü ikinci turda İspanya 120, Türkiye ise 73 oy almıştı. İşin rengi belli olmuştu. Nitekim üçüncü turda İspanya 132 oy alırken Türkiye 60’ta kaldı. (193 üyeli BM’de Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeliği için en az 129 oy almak gerekiyor)

TÜRKİYE ETKİNLİĞİ BIRAKIN, YALNIZLIĞA SÜRÜKLENMİŞTIR

Bu sayıların analizini yapmadan önce Çavuşoğlu’nun seçim sonrasındaki açıklamasına bir bakmak gerek… Çok sorunlu bir açıklama… “Kampanya boyunca Türkiye hak ve adaletten yana güçlü duruşunu bütün BM ülkeleri ve uluslararası toplum nezdinde bir kez daha vurgulamıştı. Bundan sonra da BM’nin kurucu ve etkin bir aktörü olarak Türkiye haklı ve güçlü tezlerini her platformda yükseltmeye devam edecektir.” (Twitter)

Birincisi, Türkiye, bir komşusunun iç ihtilafında barışçı bir tutum almak yerine taraf olarak hak ve adaletten sapmıştır. IŞİD, bu politikanın komplikasyonudur ve AKP hükümeti bu süreçteki tutumuyla maalesef IŞİD’in palazlanmasına katkıda bulunmuştur. İkincisi, evet kuşkusuz Türkiye BM’nin kurucu bir aktörüdür ama beş yıldır izlediği politikalarla bırakın ‘etkin’ olabilmek, derin bir yalnızlığa sürüklenmiştir. Son oylamadaki sonuç da bunu teyit etmektedir.

NEDEN KAYBETTİK?

Gelelim sayıların basit bir analizine… Etrafınıza bir bakın Sayın Bakan; Suriye’nin iç ihtilafında taraf olmuşsunuz ve Şam’da büyükelçiniz yok… Bağdat’la gerilimlisiniz, çünkü Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile iş tutuyorsunuz Irak Merkezi Hükümetini bir yana bırakıp… Mezhepçi Irak politikanız Şii dünyasıyla ilişkilerinize de darbe vurmuştur, bunu görün… Mısır’la kavgalısınız, Kahire’de büyükelçiniz yok… Bu kavga, sizi Afrika’dan da önemli ölçüde destekten etti. İsrail’de büyükelçiniz yok… Bütün bu ülkeler sözünün geçtiği ülkeleri size karşı duruşa çağırmadı mı? Dahası, S. Arabistan bile Mısır’la paralel davranıp sizin Müslüman Biraderler’le dayanışmayı abartma inadınız yüzünden oylamada size karşı durmadı mı? Yunanistan, Rusya, İran gibi iyi ilişkiler içinde olmanız gereken, aynı hinterlandda olduğunuz ülkeleri de ürküttünüz Ortadoğu politikanızla… Onlar da Suriye politikanız yüzünden size mesafeliler… AB ülkelerinin ve Avrupa’daki diğer ülkelerin kuşkulu politikalarınız yüzünden sizi değil İspanya’yı destekleyeceği açık değil miydi?

RAKAMLARIN DİLİ: 5 YILDA NEREDEN NEREYE

5 yıl önceki seçimlerde ise Türkiye 151 ülkenin desteğini alarak ilk turda seçilmişti BMGK geçici üyeliğine. (Şimdi ilk turda alınan oy beş yıl öncekine göre 42 fire ile sadece 109) Bunu da not edelim. Aradaki fark ne biliyor musunuz Sayın Bakan?.. Erdoğan ve Davutoğlu Türk Dışişleri’nde ipleri eline almadan önce, henüz “fabrika ayarları” Yakış, Babacan, Gül döneminde tam anlamıyla bozulmadan önce saygınlığımız, inanırlığımız, güvenilirliğimiz daha fazlaydı. Ancak adı geçen ikilinin ipleri eline almasından sonra Türkiye gittikçe irtifa kaybetti.

TÜRKİYE KENDİNİ TOPARLAR, AYAĞA KALKAR; KAYBEDEN ASLINDA YENİ OSMANLICILIK

Belki de son noktayı koyarken E. Büyükelçi Ali Tuygan gibi içimizi ferahlatabiliriz… Tuygan, “…küresel güç olmanın kriterleri kimilerinin sandığından farklıdır. Biz demokarsimizi güçlendirerek, barış ve istikrar arayışlarına destek vererek ve ‘örnek sergileyerek’ bölgesel güç konumumuzu takviye edebilirdik. Oysa fazlasına soyunduk, üstelik birçok alanda geriye gittiğimiz bir dönemde ve herkese meydan okuyarak. Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilemeyişimizin temel nedenleri, aşırı iddialı olmamıza karşın içerde irtifa kaybemekte oluşumuz ve dış politikadaki yanlışlarımızdır” dedikten sonra bakın bağlıyor makalesini: “Şöyle düşünmek de mümkün: Bu seçimi kaybeden T.C. değil yeni Osmanlıcılıktır.” (Diplomatik Yorum, 18 Ekim 2014)

M. Ayhan Kara
Odatv.com

birleşmiş milletler Türkiye arşiv