4 bomba iddia

Yargıtay’ın Balyoz kararlarını onaması kadar bu kararın oy birliğiyle çıkması da önemliydi. Oysa onama bekleyen en kötümserler bile, “Oy birliği...

Yargıtay’ın Balyoz kararlarını onaması kadar bu kararın oy birliğiyle çıkması da önemliydi. Oysa onama bekleyen en kötümserler bile, Oy birliği olmaz, olamaz. Oy çokluğuyla çıkardiyordu.

Dün Meclis kulisinde bu konuda gerçekten ilginç iddialar duydum. Muhtemelen yalanlanacaktır, ama bu iddiaların tartışılması ve sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Zira ortada 237 asker hakkında adeta bir kalemde verilmiş bir idam fermanı var.

İlk iddia şu:

Balyoz davasına bakan 9. Ağır Ceza heyeti en baştan, daha dosyanın kapağını açmadan şöyle bir prensip kararı almış:

“Karar ne olursa olsun, oy birliğiyle alınsın, çekimser veya karşı oy olmasın.”

Bu prensip kararının gerekçesi ise, “Yeni tartışmalara ve toplumsal spekülasyona yol açmamak” imiş.

Sonuçta, heyet karar aşamasında birçok konuda anlaşamamasına rağmen baştan alınan bu prensip kararının gereği yerine getirilmiş.

Eğer doğruysa, söylenecekler bellidir:

Böyle hukuk, böyle adalet olur mu? Kararın oy birliğiyle alınması daha fazla spekülasyona yol açmadı mı?

İkinci iddiaya gelince;

Yargıtay kararında Mehmet Baransu’nun bavuluna hiç bir şekilde itibar edilmemiş. Gölcük Donanma’da Savcının haberli baskınıyla eliyle koymuş gibi bulduğu 5 nolu hard disk esas alınmış. Neden mi? Baransu tartışmalı bir kişi... Ancak öbürü Donanma’nın içinde ve birkaç kişinin girebildiği bir yerde “tesadüfen” ele geçirilmiş de ondan.

Bu konuda da söylenecek çok şey var:

Savcının haberli gelmesi... Arama yapacağı yeri göstermesi... Hatta döşemeyi kaldıracak aleti birlikte getirmesi... O hard disk üzerindeki parmak izlerinin ısrarla araştırılmaması... Dahası, 5 nolu hard diskte Baransu’nun bavulundaki belgelerin aynısının olması, sadece arasına Genelkurmay’a ait suç unsuru taşımayan gerçek birkaç belgenin konması ve bunlara dayanarak, “İşte belgelerin aslı bulundu” denmesi... Bunlardan hangisi hayatın doğal akışına uygun?

Ve üçüncü iddia:

Yargıtay, sözde bombalanacak camilerde keşfi yapıldığı iddialarını “darbe için harekete geçme” olarak değerlendirmiş.

İyi de cami bombalama eylemini gerçekleştireceği öne sürülen birçok ismin daha Silivri yargılamaları sırasında, bir kısmının da Yargıtay aşamasında tahliye edilmesinin izahı nedir?

ONLAR DA GENEL KURULA GİTMESİNİ İSTİYOR

Tüm bu olumsuz, moral bozucu iddialar arasında Meclis’te önemli ve dikkat çekici bir hususun daha konuşulduğunu belirtmeliyim.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi üyeleri de aynen Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Sami Selçuk gibi, bu kararın Ceza Genel Kurulu’na götürülmesi gerektiği görüşündeymiş. Onlar da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın itiraz etmesini bekliyormuş.

İnşallah diğer iddialar doğru değildir de bu kısım doğrudur!..

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler

Müyesser Yıldız
Odatv.com

mehmet baransu bavul arşiv