2012'de cezaevinde yazdığım mektupta bugüne göndermeler

26 Kasım 2012'de cezaevinden yazdığım bir mektup. Bugüne göndermelerde bulunmuşuz...

26 Kasım 2012'de cezaevinden yazdığım bir mektup. Bugüne göndermelerde bulunmuşuz...

İşte o mektup!

Ben Trabzon'un Beşikdüzü İlçesi'nden, İstiklal Savaşı Gazisi nam-ı diğer "Hoca Mustafa" ile mezarına dahi ulaşılamayan, yine askerde şehit olmuş nam-ı diğer "Yetim Mehmet"in torunu, sülalesinin ilk subayı, bu halkın öz çocuğu Mustafa Önsel.

Ben, iftiralar ve hukuki hiçbir niteliği olmayan imzasız kağıtlar, tamamı sahte belgeler aleyhine kanıt kabul edilerek 18 yıla mahkum olmuş Mustafa Önsel.

Ben, soruşturmanın başından itibaren lehine karar veren bütün hakimlerin (5 hakim) sürgün edildiği Mustafa Önsel.

Ben, meslek hayatının 10 yılını terörist peşinde, ülkesinin dağlarında geçiren ama sorgu sözde savcısı ve sözde mahkemenin "terörist" ilan ettiği Mustafa Önsel.

Ben hiçbir tanığın dinlenmeden, hiçbir talebi kabul edilmeden, avukatsız savunma yaptırılarak cezalandırılan Mustafa Önsel.

Ben, bu milletin bütün değerlerini, değeri kabul edip, onlar için ölmeyen yemin etmiş ama bu değerleri yıkmak için "darbe yapacağı" iddia edilen Mustafa Önsel.

Ben, 1993 yılında Başkale'de PKK'nın yaktığı camiyi söndürürken, yıllar sonra, "Camileri bombalayacaktı" diye iftira atılarak, kodese tıkılan Mustafa Önsel.

Ben, halkı dolandırılanlar, katiller, Hizbullahçılar, çeşitli paket organizasyonları ile cezaevlerinden salınırken, PKK ile kapalı kapılar ardında müzakere yapılırken, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" iradesi gösteren ama cezaevine tıkılan Mustafa Önsel.

Ama büyük milletim bilsin ki, asıl hedef Mustafa Önsel değil elbet. O doğduğu gün gibi, lekesiz ve temizdir. Tek suçu vardır: "Türk Milleti ve onun vatanına düşman olanlara direnç götermek"

Dolayısıyla bu saldırı, Türk Milleti'nin yaşama direncine yapılan bir saldırıdır.

Milletin direncini kırmak isteyenler, önce Mustafa Önsel ve arkadaşlarını hedef aldılar, onlara pusu kurdular, kalleşçe tuzağa düşürdüler.

Pusunun büyükü arkadadır ve bu pusu, Türk Milleti'ne kurulmuştur.

Eğer bu millet, bu tezgahı anlamaz ve direnmezse, düşürüldüğü pusuda zaiyatı çok olacaktır.

Millet, bu tehlikeli saldırıya direnmeli, kabul etmemeli ve kendi iradesini eline almalıdır.

Nitekim tüm baskılara rağmen, millet 29 Ekim günü (2012) Ankara'da direneceğini göstermiştir.

Bu bir dönüm noktasıdır. Bundan sonra da, daha sert baskılarla karşılaşsa da direnmelidir. Direnmek, yaşamanın olmazsa olmazıdır.

Bin Mustafa Önsel feda olsun!

Haydi hep beraber, Çanakkalelerin, 19 Mayısların, Sakaryaların ruhu ile ülkemize, değerlerimize sahip çıkalım…

Bizi değerlerimiz üzerinden bölmeye çalışan, suret-i hak'tan gözüküp emperyalistlerin kılıcını çalan; değerlerimizden yana gözüküp bize pusu kuranlara karşı mücadele bayrağını yükseltelim.

Burada Mustafa Önseller önemli değildir. Önemli olan Türk milletidir, sizsiniz.

Bu millet için, sizin için biz, bırakın 18 yılı, ömür boyu cezaevinde kalmayı, ölmeye bile hazırız. Bu millet için değil bir, bin Mustafa Önsel feda olsun.

Yaşasın yüce Türk Milleti ve onun kutsal vatanı… Yaşasın Türkiye Cumhuriyet…

Mustafa Önsel

Odatv.com

mustafa önsel odatv arşiv