İLKER BAŞBUĞ NEYİ SÖYLEMEDİ?

Görev süresi 30 Ağustos’ta sona erecek olan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Uğur Dündar’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. “Sözün...

Görev süresi 30 Ağustos’ta sona erecek olan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Uğur Dündar’ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. “Sözün bittiği yerdeyiz” diyen Org. Başbuğ, röportajın yayınlandığı gece ekranlara doluşan bilumum uzmanlar tarafından “askeri vesayete” sinyal vermekle suçlandı.

Konunun bu anlamsız boyutuyla uğraşma işini yandaşlara, liberallere bırakıyor ve öze ilişkin görüşlerimize, yani Org. Başbuğ’un söylediklerinin -daha doğrusu söylemediklerinin- değerlendirilmesine geçiyoruz.

Öncelikle defalarca altını çizdiğimiz şu saptamayı bir kez daha yapalım. Tehdidin kaynağını doğru belirlemeden yapılan mücadele ile kesin başarı kazanılmaz!

SORUMLU KİM?

“PKK şanslı bir örgüt”
diyen Org. Başbuğ şu tespiti yapıyor: “Tam çökme noktasına, çözülme noktasına geliyor, fakat maalesef konjonktürel durumlar lehine cereyan ediyor”.
Peki nedir bu konjonktürel durumlar? İşte Org. Başbuğ’un söylemediği birinci konu, bu konjonktürel durumdur; yani ABD’nin bölgedeki siyasi ve askeri varlığıdır. ABD ne zaman bölgeye gelse, PKK terörü tırmanıyor!

Org. Başbuğ mesajlarının devamında PKK terörü konusunda Irak merkezi hükümetini de suçluyor: “Irak’ın kuzeyinde 26 yıldır bir otorite, devlet gücü var mı, yok mu? Boşluk var. İkincisi, özellikle son dönemlerde Irak’ta bir merkezi hükümet var. Merkezi hükümetin sorumluluğu var. Kendi toprakları üzerinde herhangi bir terör örgütünü barındırmaması lazım. Merkezi hükümetin defacto oalrak gücü yok diyebilirsiniz. Irak’ın kuzeyinde güçlü unsurlar var. Bunlar niçin etkili sonuçlar almıyorlar? Irak’ın kuzeyi bu örgüt için güvenli saha. İkincisi lojistik destek. Nereden alıyor bu insanlar yiyeceğini, içeceğini, malzemesini? O bölgeden alıyor. Bunlar Dışişleri Bakanlığımızın konusu. Dışişleri Bakanlığımızın koordinatörlüğünde bu konu yürütülüyor. Artık sözün bittiği yerdeyiz”.

Hayır değiliz. Gecikmeli de olsa, aslında tam da sözün başlaması gereken yerdeyiz. O söz doğru sorulara doğru yanıtlar vermeyi gerektiriyor öncelikle.

ABD’NİN HEDEFİ KUZEY IRAK’I TÜRKİYE’YE SOKMAK

ABD’nin Irak’ı işgal ederek kuzeyde bir kukla devlet inşa ettiği; bu kukla devleti Saddam Hüseyin’e karşı bizzat Türkiye’de konuşlandırdığı Çekiç Güç’üyle yıllarca koruduğu ve kolladığı; ABD’nin Kürt Planı’na direnen Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis’i, uçağına yaptığı sabotajla öldürdüğü; Org. Karadayı – Org. Kıvrıkoğlu döneminin bu kukla devlete karşı bölge inisiyatifi oluşturma süreci olduğu; ABD’nin bu inisiyatifi pasifize etmek için siyasi cinayetlerden ekonomik krizlere kadar bir dizi komplo tezgâhladığı; Ecevit hükümetinin sırf bu ABD planına direndiği için düşürüldüğü; Erdoğan’ın siyasi yasaklıyken Org. Özkök tarafından meşru ilan edilip bu sürece entegre edildiği ve BOP eşbaşkanlığına getirildiği; ABD’nin Irak’ın kuzeyinde bu plana karşı tehdit olarak gördüğü Türk askerinin başına çuval geçirdiği; ABD’nin Ergenekon tertibi ile Türk Ordusu’nun elinin kolunu bağlayarak “Kürt Açılımı”nı yaptırdığı; Ve gelinen süreçte Kukla Devleti Türkiye’ye doğru genişletme hamlesi içinde olduğu; bunu sağlayabilmek için de PKK’yı kimi zaman havuç kimi zaman sopa olarak kullandığı gerçeğinin üzerinden atlanarak terörle mücadele edilir mi?
PKK terörünün artması konusunda ABD’yi es geçip, en az sorumlu olan Bağdat hükümetini esas sorumlu tayin ederek terörle mücadele edilir mi?

PKK’NIN ARKASINDA UZAYLILAR VAR!

Org. Başbuğ, Başbakan Erdoğan’ın başlattığı “taşeron” tartışmalarına da girdi. Hatırlarsanız, Erdoğan, PKK’yı Ergenekon’un taşeronu ilan etmiş ve alenen Türk Ordusu’nu hedef almıştı. Org Başbuğ ise bakın taşeronluk konusunda ne diyor:

“Şunu sorarsanız eğer, PKK bazı dönemlerde taşeronluk yapmış mıdır? Evet. Mesela ben bu konuyu biraz da anlamak için 93’lere gidilmesini, araştırılmasını öneririm. Bingöl’de 33 erimizin şehit edilmesi olayı var. O yıllarda coğrafya olarak Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı söz konusu. Şimdi boru hattının geçtiği güzergâhın emniyetsiz olduğunu gösterirseniz... Bu arada 92 - 93 arasında yine bir eylemsizlik süreci var. Burada bir taşeronluk söz konusu olabilir mi? Olabilir. İncelenmeye değer bir konu olarak görüyorum”.

Org. Başbuğ bu söylediğinden ne anlamamızı istiyor? Şöyle akıl yürütmemizi mi istiyor acaba? Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı projesi kimin projesiydi? ABD’nin. Projeye kim karşıydı? Ermenistan. Esas karşı olan büyük kuvvet kimdi? Rusya… Haa demek ki, PKK Rusya’nın taşeronuydu… Hatta PKK Marslıların taşeronu!
Geçiniz.
ABD’yi es geçerek PKK arkasında kuvvet arama akıl yürütmeleriyle bir yere varılamaz. Tehdidin kaynağını doğru saptamak ve bunu milletiyle paylaşmak her Genelkurmay Başkanı’nın görevidir! NATO ilişkileri, silah bağlantıları, ekonomik ve siyasi bağımlılıklar, model ortaklıklar, vs. vs. Tüm bunlar hiçbir devlet yetkilisini görevden ve sorumluluktan kaçırtamaz!

Mehmet Ali Güller
Odatv.com

ilker başbuğ PKK TSK ABD kuzey ırak arşiv