“Eğin Dedikleri Bir Küçük Şehir”

Muzaffer Ayhan Kara yazdı..

“Eğin Dedikleri Bir Küçük Şehir”

Bir Erzincan-Kemaliye (Eğin) türküsü der ki, “Eğin dedikleri bir küçük şehir”… Zamanın kasaba irisi, küçük şehri, şimdilerde nüfusu belediyeliği zor tutan bir küçücük ilçe merkezi. Güzel mi güzel bir belde. Dünya güzeli hatta. Defalarca gittim ve mest oldum. Eğin evleri çoğunlukla duruyor, bakımlı, gurbete gidenler kopmuyor çünkü memleketinden. Hemen bitişiğindeki “O köy bizim köyümüzdür/Gitmesek de tozmasak da/O köy bizim köyümüzdür” dizeleriyle belleğimize kazınan Ahmet Kutsi Tecer’in şiiri ve ilkokullarda on yıllarca müzik derslerinde o şiirden bestelenen şarkıyla anlamlanan eskinin bucak merkezi Apçağa köyü de şahanedir. Oraya da birkaç kez gittim, o köyden hemşehrilerimin konuğu oldum, sıcak sofralarına oturdum.

ÖZGÜNAYDIN’IN KEMALİYE’Sİ VE TOYBELEN’İ

Kemaliye’nin adı “Eğin” iken, zamanın bakanlar kurulu Heyet-i Temsiliye kararnamesi ile “Kemaliye”olmuştur. Nedeni ise Kurtuluş Savaşı’nda Eğinlilerin Mustafa Kemal Paşa’ya telgraf çekerek “500 atlıyla emrinizdeyiz” demesidir. Her yıl, Eğin’e Kemaliye adı verilmesinin yıldönümünde törenler yapılır Kemaliye, Ankara ve İstanbul’da. Bu güzel yıldönümü kutlanır.

Toybelen de Kemaliye’nin merkezine çok yakın bir köydür. Lütfi, Özgünaydın’ın köyüdür. Oraya da gittim. “Lütfi Özgünaydın” dedik ama geçmeyeceğiz. Burada duracağız. Özgünaydın’ın “Eğin Üçlemesi”ni oluşturan romanlarının sonuncusunu, Gurbet Zamanı’nı okudum. Üçleme’nin önceki romanları ise Dönüş Zamanı (2016) ve Sevda Zamanı (2019). Gurbet Zamanı ile Eğin Üçlemesi tamamlanmış oldu.

EĞİN, BİRAZ DA GURBET DEMEKTİR

Eğin demek, gurbet demek en çok da. Hele ki demiryolunun yapılması, Erzincan’a uzanması ve Eğin’in hemen altından, Bağıştaş’ta bir istasyonun olması o küçük şehirle İstanbul ve Ankara arasında, en çok da İstanbul arasında adeta bir köprü oluşturmuş; giderek hem kasabadan hem de köylerinden insanlar akmış da akmıştır.

Gurbet Zamanı’nda Yusuf Ziya Ademhan da, CHP’nin tek parti iktidarındaki son başbakanı Şemsettin Günaltay da geçiyor. Günaltay, demiryolundan önce Kemaliye’nin bucağı olan İliç’in Sergevil köyündendir.

Kafamda uçuşan o kadar çok ayrıntı var ki… Roman dönelim; Gurbet Zamanı, Eğin Çarşısı’nı, çarşının giderek boşalmasını, insanlarının trenle İstanbul’a akmasını masal gibi anlatıyor.

Edebiyat severlerin yanında Kemaliyeliler Eğin Üçlemesi’ni okumalı ve saklamalı baş köşeye koyup. Bu üçlemede bir tarih, folklor akıyor, edebiyat düzleminde yaşam akıyor, Eğin akıyor. Kemaliye’nin vakıfları, dernekleri, mülki ve yerel yöneticileri bu üçlemeyi sahiplenmeli. Kemaliye’de Özgünaydın’ınkiler başta olmak üzere Eğin’le ilgili kitapların olduğu, önceden yayınlanmış ve halen yayınlanan gazetelerin vb. olduğu bir arşiv-okuma ve araştırma merkezi var mı? Yoksa mutlaka kurulmalı. Kemaliye, Özgünaydın’ı toplam çalışmaları için ödüllendirmeli, onore etmeli.

“Eğin Dedikleri Bir Küçük Şehir” - Resim : 1

UÇUŞAN ANILAR

İşte Özgünaydın, kendine özgü akıcı üslubuyla Kemaliye’den İstanbul’a, gurbete gidenleri ve orada ilk etapta yaşadıklarını anlatıyor son romanında. Bildik bir beldeyi, bildik insanlarını anlatan romanı bir solukta okudum tabii. En son 2013’te Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ile çok karlı ve buzlu bir havada gittiğim Kemaliye’yi düşündüm. Kemaliye Doğa Sporları Şenliği için yıllar önce İstanbul’dan aynı uçakta ve serviste yolculuk yaptığımız dünyaca ünlü model ve base jump sporcusu Roberta’yı hatırladım. Romanda geçen mekanlardan Aşutka’da dondurma yemiş, öncesinde Arapkir’de Türk kahvesi içmiştik. Kemaliye benim için biraz da Başbağlar’dır. Madımak’tan üç gün sonra yapılan provokatif saldırı sonucu hemen hemen Madımak’taki gibi yakılarak, kurşunlanarak katledilen hemşehrilerimizi unutmak mümkün mü? Başbağlar’a da gittim.

LÜTFİ ÖZGÜNAYDIN KİMDİR?

Peki Özgünaydın kimdir? Yakın dostum, hemşehrim Lütfi Özgünaydın öncelikle bir dakikasını boşa harcamak istemeyen, dolu dolu üreterek yaşamaktan yana bir güzel insandır. İlköğretmen okulunu bitirip öğretmenlik yapmıştır. Eşi Songül Hanım’ın desteğiyle 20 yıl boyunca bir yöre-hemşehri gazetesi olan (1982-2002) Gurbet’i yayınladı. 1969’da aynı zamanda Hürriyet Haber Ajansı muhabiri oldu. Milliyet Sanat dergisinin 1980’de röportaj dalında Abdi İpekçi ödülünü aldı. Giderek fotoğrafa ve deneme, öyküye yöneldi. Fotoğraf, Milliyet Sanat, Sanat Olayı, Cumhuriyet Gezi dergilerinde “foto-deneme” türünü geliştirdi. Özgünaydın’dan; Fotoğrafın Dili, Döne Döne Van Gölü, Mardin ve Erzincan, Yaşar Kemal-Çukurova sergi ve fotoğraf-deneme kitapları geldi. New York, Florida, Frankfurt ve Paris’te eserleri sergilendi. Özgünaydın’ın Baraj, Taş Yolu, Kuş da Öldü öyküleri ve Şelale Söğüt Ağacı adlı çocuk kitabı da yayınlandı. Son olarak fotoğraf-deneme alanında Bir Zamanlar Kemaliye (Eğin) Son Elli Yılı 2019’da yayınlandı. Yüze yakın fotoğraf sergisi açan Özgünaydın bazı Erzincan yöresel-hemşehri dergi ve gazetelerinde ve Aydınlık gazetesinde de yazılar kaleme aldı.

Muzaffer Ayhan Kara

KİTABI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com